Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6387 E. 2024/2615 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılıp sarsılmadığı ve sarsılma varsa hangi tarafın daha kusurlu olduğu hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı erkeğin, davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışını ispatlayamaması ve tanık beyanları ile davacının başka bir kadınla birlikte yaşadığının tespit edilmesi gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/1021 E., 2023/501 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/349 E., 2020/159 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 35 seneden beri evli olduklarını ve 4 çocuklarının bulunduğunu, berdel usul ile evlendiklerini, sürekli geçimsizlik yaşadıklarını, yedi yıl kadar ayrı yaşadıktan sonra bir çocuklarının vefat ettiğini, aile baskısı ile tekrar bir araya geldiklerini, geçimsizliğin bitmediğini ve kadının dört yıl kadar önce, erkek gece vardiyasında iken sabaha karşı eşyaları yükleyip çocuklarla birlikte Adapazarına gittiği davalının ayrılıklar süresince davacı ve ailesini tehdit ettiğini, 1,5 yıl kadar önce davalının kardeşinin gelip davacıyı vurmak istediğini; ancak polis geldiği için kaçtığını; davalının Hendek 2.Asliye Hukuk Mahkemesine 2018/78 Esas sayılı dosyasında tedbir nafakası davası açtığını ve kadına 400,00 TL tedbir nafakası bağlandığını, erkeğin kadına her ay 600,00 TL kira bedeli gönderdiği gibi şimdi de 400,00 TL tedbir nafakası bağlandığını; kendisinin asgari ücretle çalıştığı 1.000,00 TL nafakanın yüksek olduğundan bahisle evlilik birliğinin sarsılması nedeninden dolayı, tarafların boşanmalarına 400,00 TL tedbir nafakasının kaldırılmasına ve aylık 600,00 TL kira bedelinin yeterli olduğuna dair karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle, tarafların severek evlendiklerini, önce Diyarbakır Kulp ilçesinde oturduklarını sonra Adana da oturduklarını; davacı erkeğin hırsızlık suçundan tutuklanmasından sonra kadının abisinin yanına yerleştiklerini, 8-9 ay sonra tahliye olan erkeğin kimseye haber vermeden İstanbul’a yerleştiği ve çocukları istemediği ve boşanmak istediği haberini gönderdiğini, kadının ve çocukların kadının abisi ... ile birlikte yaşadıklarını; bir çocuklarının vefat etmesi sonrası, ailelerin araya girip tarafları barıştırdıkları ve İstanbul’a geldiklerini, davacının meyhane gece kulubü gibi yerlerde çalışıp sürekli başka kadınları eve getirdiğini, davalı kadının Türkçe bilmediğinden eve gelen kadınlara davalıyı ablası olarak, kadınlara da davalıyı iş arkadaşı, patronu olarak tanıştırdığı davalıyı aldattığını; davacının imam nikahı ile birlikte yaşadığı kadın ve ondan olan kızı ile birlikte yaşadığını, davalıya sürekli hakaret ettiği darp ettiğini, bir keresinde davalının kolunu pense ile sıkıştırarak işkence yaptığını davacının 2-3 yıl önce kadını evden kovduğunu, kadının Sakarya'da yaşadığını, davalının kusurunun olmadığından bahisle davacının mal varlığına ihtiyatı tedbir konulmasına 1.000,00 TL tedbir nafakasına yetki itirazının kabulü ile dosyanın Bakırköy aile mahkemesine gönderilmesine davanın reddine boşanma kararı verilecek ise 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesinin savunulduğu anlaşılmıştır.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.Büyükçekmece 3. Aile Mahkemesinin 2019/179 Esas sayılı dosyasında yetkisizlik kararı verilmiş, dosya talep üzerine yetkili mahkemeye gönderilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dinlenen davacı tanıklarının beyanları ile davacının bir başka kadın ile birlikte yaşadığı, davalının evine gidip gelmediği, davalı tanıklarının beyanlarına göre ise; tarafların evlendikten sonra bir süre Adana' da yaşadıkları, orada davacının cezaevine girdiği, davalının kardeşi ...' in davalıyı Diyarbakır ' a götürüp 7-8 sene baktığı, bu esnada tarafların çocuklarından birinin vefat etmesi ile davacının geldiği ve aile büyüklerinin kendilerini barıştırdığı ve davalının İstanbul' a davacının yanına geldiği; ancak birlikte yaşamadıkları, davacının uzun süre bir başka kadın ile birlikte yaşadığı, davalı ile ortak çocuklarının ise başka evde yaşadığı, davacının davalının yanına gidip gelmediği, evinde kalmadığı, davacının birlikte yaşadığı kadından çocuk sahibi olduğu, davalının ise yalnız kalması sebebiyle Adapazarı’nda iş bulan ve oraya taşınan oğlunun yanına gittiği, tarafların müşterek evde oturmadıklarından davalının evi terk gibi bir durumunun söz konusu olamayacağı, davacının davalıya yüklemiş olduğu kusurları ispat edemediği gibi kimsenin de kendi kusurundan dolayı menfaat elde edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine, davalı lehine yargılama gideri ve vekâlet ücretine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; fiili ayrılıkta tarafların birlikte kusurlu olduklarını ileri sürerek, kusur belirlemesi ve davanın reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; ret kararına bir itirazları olmadığını belirterek yetkisiz ve yetkili mahkemenin kararları nedeniyle lehlerine ayrı ayrı vekâlet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliler, tanık beyanları, olayların gelişimi, tüm dosya kapsamı ile kararın dayandığı deliller ve gerekçeye göre, davacının kusurlu olduğu, davalının az da olsa kusurlu olduğu ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesinde ve “kabul görmüş bir yetki itirazının varlığı" dikkate alınarak davalı lehine yetkisizlik nedeniyle ayrıca bir vekâlet ücretine hükmedilmemesinde isabetsizlik bulunmadığı; bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı erkek temyiz dilekçesinde özetle; istinaf başvurusunda ileri sürülen nedenleri tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatın devamı taraflardan beklenmeyecek ölçüde temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise kusurunun kimden kaynaklandığı, davalının boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı, boşanma davasının kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,18.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.