"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/787 E., 2023/844 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak kısmen yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Hatay 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/49 E., 2020/844 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının zinaya dayalı boşanma davasının reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı davasının ise kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeninden kısmen esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının davasının kabulüne, erkeğin istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının doğuştan rahmi olmadığı için çocuğu olamayacağını davalıya evlenmeden önce söylediğini, erkeğin bunu sorun yapmadığını, ilk üç yıl her şey yolunda gittiğini, 2016 yılında kadının altınlarının satılıp konut alındıktan sonra erkeğin kadını ihmal etmeye başladığını, geceleri evde kalmamaya, akşam yemeğini yedikten sonra gitmeye başladığını, karı-koca hayatı yaşamadıklarını, başka bir kadınla birlikte yaşadığını, bu kadının hamile olduğunu, bunun üzerine kadının ortak konuta aile konutu şerhi koydurduğunu ve boşanmaya karar verdiğini, ancak davalının pişman olduğunu, diğer kadını sevmediğini, çocuk sahibi olmak için o kadınla birlikte olduğunu, o kadından ayrıldığını söylediğini, bu durum neticesinde kadının erkeği affettiğini, ancak erkeğin ve erkeğin ailesinin dava dışı o kadınla görüşmeye devam ettiğini, kadının ikinci çocuğa hamile kaldığını, davalının zina eylemini devam ettirdiğini, erkeğin kadını tehdit ettiğini, bunun üzerine annesinin yanında yaşamaya başladığını, davalının sürekli aranan ve göz altına alınan biri olduğunu belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi ve 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına kadın yararına 750 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 40.000 TL maddî ve 40.000 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeği sürekli aşağıladığını ve ona hakaret ettiğini, kadının anne ve babasının erkeğe baskı yaptıklarını, sürekli tehdit ederek istediklerini yaptırdıklarını, evliliklerine karıştıklarını, kadının evi her terk edişinde evdeki paraları alarak gittiğini, erkek cezaevinde iken avukat tutacağını beyan ederek altınları sattığını, ancak avukat tutmadığını, paraları kendi ihtiyaçları için kullandığını, kadının hastalığından dolayı çocuğu olmadığı için kadının bilgisi dahilinde başka şahıs ile çocuk sahibi olabilmek için aynı evde beraber yaşadıklarını, eşinin bu kadınla her zaman iyi anlaştığını, bu şekilde yaşamayı kabul ettiğini, kadının erkeği defalarca başkaları ile aldattığını, son iki yıldır cinsel ilişkiye girmekten kaçındığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadın zinaya dayalı dava açmış ise de erkeğin zinasından sonra eşini affettiği, her ne kadar davacı kadın kocasının zina eylemini affetmiş olsa da zaman içerisinde bu durumun kendisi için çekilmez bir hal aldığı, erkeğin başka bir kadından iki çocuk sahibi olduğu, davacı kadının kendisinin çocuğunun olmayışını eksiklik olarak algıladığı, bu psikoloji ile eşinin çocuk sahibi olmasına ses çıkarmadığı ancak daha sonra boşanmak istediği, bu durumun anlaşılabilir olduğu, zina eyleminin affedilmesi halinde zinaya dayalı boşanma davası açmaya olanak olmadığı ancak birliğinin söz konusu olduğu durumda evlilik birliğinin devamının taraflardan birisi için çekilmez hal alması durumunda boşanabilmeleri gerektiği gerekçesiyle kadının zinaya dayalı davasının reddine, evlilik birliğinin temellinden sarsılması nedenine dayalı davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir, aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının zinaya dayalı davasının reddi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesiyle; İlk Derece Mahkemesi kararının kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davacı kadının zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmiş ise de, davalı erkeğin başka bir kadınla olan gayriresmi birlikteliğinden bir çocuğunun dünyaya geldiği, davacı kadının bu durumu bu kadın hamileyken öğrendiği ve çocuğunun olmaması nedeniyle bu duruma rıza gösterdiği, davalı erkeğin bu kadınla tekrar görüşmeyeceğini ifade ettiği ancak daha sonra bu kadının ikinci çocuğa hamile olduğunu öğrenmesi üzerine ortak haneyi terk ettiği, davalı erkeğin zina eyleminin devam ettiği, ilk eylemin affedilmesinin devam eden zina eyleminin de affedilmesi anlamına gelmediği, davacı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davacı kadına yüklenebilecek kusurlu bir davranışın varlığının davalı tarafça ispatlanamadığı, bu nedenlerle davacı kadının zina ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı her iki talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekirken zina nedenine dayalı boşanma talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, yine tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davalı erkeğin kusurunun ağırlığı gözetildiğinde kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarları ile yoksulluk nafakası miktarının düşük olduğu, daha yüksek miktarda nafaka ve maddî manevî tazminat takdirinin gerekeceği gerekçesiyle kadının istinaf taleplerinin kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda belirtilen yönlerden kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurulması suretiyle davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanunun 161 inci maddesi ile 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın yararına 300,00 TL tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra 750,00 TL yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin istinaf taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının erkeğin evlilik dışı ilişkisine karşı çıkmadığını, kadının bilgisi dahilinde başka kadından çocuk yaptığını, aksine evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının kusurlu olduğunu, mahkemece hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının fahiş olduğunu ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, zina olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği ile gerçekleşmiş ise bu olgunun kadın tarafından affedilip edilmediği, kadın yararına nafaka ve tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı ile oluşmuş ise miktarların fahiş olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.