"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/417 E., 2023/650 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 11. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/253 E., 2022/431 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca temyiz yoluna başvurulamaz. Temyize konu edilen miktarın, kesinlik sınırının altında kalması hâlinde 6100 sayılı Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
Dosya içeriğine göre kadının ziynet alacağı davasında kabul edilen ve temyize konu edilen miktar Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kalmaktadır. Açıklanan nedenlerle davalı erkeğin ziynet alacağına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin sair yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- davacının evliliklerinin ilk gününden itibaren maddî beklenti içine girdiğini, düğünde takılan takıların bir kısmının davalı- davacının annesi tarafından alındığını, geriye kalan 30.000,00 TL'lik kısmın ise bankaya yatırıldığını, davalı- davacının müvekkilinden habersiz bu parayı kullandığını, ayrıca davacı- davalının evlilik tazminatını da davalı- davacıya verdiğini, evlilik birliği içinde yapılan harcamalara davalı- davacının katılmadığını, mobilya borçlarını dahi müvekkilinin ödediğini, müvekkilinin kredi kartlarını izinsiz kullandığını, müvekkilini borçlandırdığını, müsrif olduğunu, harcamalarına dikkat etmediğini, eve geç saatlerde geldiğini, eşine ilgi göstermediğini, sadakatsız davrandığını, Serap Kalay isimli bir kadınla ilişkisi olduğunu, müvekkilinin, davalı- davacının bu kadını ortak eve getirdiğini öğrendiğini belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının aynen iadesine, aynen iade olmadığı taktirde fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla bedeli olarak 1.000,00 TL'nin işleyecek yasal faizi ile birlikte, çekilen ve müvekkili tarafından ödenen kredi masraflarının dava tarihinden itibaren davalı- davacı tarafından ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, 02.03.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile; ziynet bedelini toplam 23.842,08 TL ıslah etmiş, 16.02.2018 tarihli dilekçesi ile talep edilen kredi masraflarına ilişkin açıklamada bulunarak kredi masraflarına ilişkin 20.000,00 TL'nin davacı- davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, eşinden sevgi ve sıcaklık görmediğini, davacı- davalının sürekli küçük düşürücü hitamlarda bulunduğunu, müvekkilinin annesini hizmetçi gibi kullandığını, hakaret ettiğini, kazancını aile birliği için harcamadığını, davacı- davalının çocuk sahibi olmak istemediğini, tedaviyi kabul etmediğini, bir yıl önce ortak evi terk ettiğini, ortak hayatın çekilmez hale geldiğini belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 25.02.2020 tarih ve 2018/88 Esas 2020/146 Karar sayılı kararı ile; birleşen davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı- davalının nafaka talebinin reddine, davacı- davalı kadın lehine 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata, davalı- davacı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulü ile; 1 adet çeyrek altın (değeri 261,03.TL), 1 adet yarım altın (değeri 522,05.TL), 7 adet bilezik (değeri 20.762.TL), 1 adet kolye (değeri 919.TL), 1 adet alyans (değeri 919.TL) aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde toplam 23.383,08 TL'nin, 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 22.383,08 TL'nin 01.03.2019 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacıdan tahsili ile davacı-davalıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı- davalının fiili birliktelik sırasında çekildiği ve davalı- davacı yanca kullanıldığı iddia edilen kredi ödemelerine ilişkin talebin reddine..." karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 16.03.2022 tarih ve 2020/610 Esas 2022/409 Karar sayılı kararı ile; dosya içerisinde bulunan ıslak imzalı gerekçeli kararda, karşılıklı boşanma, ziynetlerin iadesi ile kredi ödemelerine ilişkin alacak davalarına ilişkin gerekçe mevcut iken, UYAP ortamında kayıtlı ve e-imza ile imzalanmış gerekçeli kararda, anılan davalara ilişkin gerekçenin bulunmadığı, dosya içerisindeki ıslak imzalı gerekçeli karar ile UYAP sisteminde kayıtlı e- imza ile imzalanmış gerekçeli kararın birbirinden farklı olduğu, Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 5/11. maddesinde düzenlenen "Güvenli elektronik imzalı belgenin elle atılan imzalı belgeyle çelişmesi hâlinde UYAP’ta kayıtlı olan güvenli elektronik imzalı belge geçerli kabul edilir." hükmü uyarınca, UYAP kayıtlarındaki gerekçeli karar geçerli olup, bu hali ile karşılıklı boşanma, ziynetlerin iadesi ve kredi ödemelerine ilişkin alacak davalarına ilişkin gerekçe, karar yerinde gösterilmemiş olduğundan, bu haliyle delillerin hiç değerlendirilmemiş olduğu derecesinde yargılama işlemlerinin eksik bırakıldığı anlaşılmakla kararın istinaf denetimini yapma olanağının bulunmadığı, tüm deliller, iddia ve savunma birlikte değerlendirilerek, özellikle Anayasanın 141 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 6100 sayılı Kanun'un 27 ve 297 nci maddeleri kapsamında vardığı yargıyı içerir ve denetlenebilir gerekçe ve hüküm oluşturmak gerektiği gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu altınların değeri korusunda kuyumcu bilirkişiden rapor alınmış, bilirkişi ... 25.02.2019 tarihli raporunda CD'de tespit edilen ziynetlerin 7 adet bilezik, 14 ayar alyans, 14 ayar kolye ve küpe, 1 adet çeyrek altın, 1 adet yarım altın olduğunu, tespit edilen altınların 23.842,08 TL değerinde olduğunu rapor etmiş, ıslah tespit edilen atınlarla ilgili olarak yapılmış ise de dava ve açıklama dilekçesinde küpe talep edilmediğinden ziynetler yönünden altınların davalı-davacı tarafından bozdurularak harcandığı, davalının ön inceleme duruşmasındaki beyanı ve tanık beyanları ile sabit görüldüğünden mevcudiyeti tespit edilenler ve talep edilenlerle sınırlı kalmak kaydıyla talebin kabulüne, 19 çeyrek altın, 5 adet bilezik, künye, saat ve tektaş yüzük yönünden reddine karar verilmiştir. Davacı-davalı beraberlik süresi içinde çektiği kredilerden dolayı 20.000.00 TL talep etmiş ise de eşlerin fiili beraberlik döneminde yaptıkları harcamaları talep etmeleri mümkün görülmediğinden bu yöndeki talebin reddine karar verilmiştir. Birleşen dava yönünden davalı-birleşen davacının hakaret, evi terk iddialarını ispat edemediği, davacı-davalının iş arkadaşını evden alıp bırakması, birlikte işe gelip gitmesinin sosyal davranış kurallarına uygun olması nedeniyle kusur olarak değerlendirilmemiş, ispat edilemeyen birleşen davanın reddine, asıl dava yönünden davalının sadakatsızlığı, ailenin ekonomik bütünlüğüne zarar vermesi, bağımsız konut temin etmemesi nedeniyle davalının kusuru olduğu gerekçesi ile asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davacı-davalı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş, davacı- davalı kadının nafaka talebinin reddine, birleşen davanın reddine, davalı- davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, ziynet alacağına ilişkin davanın kısmen kabulü ile, 1 adet çeyrek altın (değeri 261,03 TL), 1 adet yarım altın (değeri 522,05 TL), 7 adet bilezik (değeri 20.762 TL), 1 adet kolye (değeri 919 TL), 1 adet alyans (değeri 919 TL) aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde toplam 23.383,08 TL'nin 1.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 22.383,08 TL'nin 01.03.2019 ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- davacıdan tahsili ile davacı- davalıya ödenmesine, kadının kredi ödemelerine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; ziynetlerin iadesi davasının usulden reddi gerektiğini, ziynetleri davacı- davalı kadının bozdurduğunu, bozdurduktan sonra kadın tarafından banka kasasında muhafaza altına alındığını, yokluklarında tanık dinlenmemesini talep ettiklerini, mazeretlerinin İlk Derece Mahkemesince kabul edildiğini, buna rağmen tanık dinlenmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin kusurlu kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini belirterek erkeğin davasının reddi, kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, ziynet alacağı davasının kabulü yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili usulüne uygun olarak dayanılan hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli ve yeterli olduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği bu itibarla İlk Derece Mahkemesince verilen kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen nedenleri tekrar ederek bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının reddi ile kadının davasının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı ile miktarlarının yüksek olup olmadığı, erkeğin reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 169 uncu, 174 üncü maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,
2.Davalı-davacı erkeğin diğer yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.