Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6433 E. 2023/4500 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında kusurun belirlenmesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının yerindeliği ve velayetin anneye verilmesinin doğru olup olmadığı hususları.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları ve dosya kapsamına göre, usul ve yasaya uygunluk gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/2345 E., 2022/2026 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/380 E., 2021/297 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve ferîlerine karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının hamile olduğunu, erkeğin henüz ergin olmayan müvekkiline karşı yaptığı cinsel suç soncunda müvekkilinin ve ailesinin şikayet etmesi üzerine erkeğin müvekkili ve ailesinin şikayetini geri çekmesini istediğini, bu olayın üstünün evlilik ile örtüldüğünü, müvekkilinin davalı tarafın onu sevdiğini ve onu çok mutlu edeceği vaadiyle kandırarak tarafların evlendiğini, erkeğin kadına sürekli şiddet uyguladığını, hamilelik sürecinde cenini düşürmeye yönelik şiddet uyguladığını, bunu alışkanlık haline getirdiğini, hakaret ve küfür içerikli sözler söylediğini, kadının annesinin de yanında bulunduğu sırada hakaret ettiğini ve şiddet uyguladığını, sevmediğini, sevmeyerek evlendiğini sürekli olarak söylediğini, düşük tehlikesi olduğu halde ve ilaç kullandığı süreçte erkeğin annesi tarafından tarlada gündelik işte çalıştırıldığını, erkeğin zaman zaman evin dış kapısının yerine evin balkonundan girerek kadını korkuttuğunu, kadının ruhsal sağlığına zarar vermeye çalıştığını, erkeğin ortak konutun ihtiyaçlarına katkıda bulunmadığını, aile konutunun ortak ve sürekli ihtiyaçlarını kadının annesinin karşıladığını, uzaklaştırma kararı varken ortak konuta gelerek elektrik şartelini indirdiğini, uzaklaştırma kararını ihlal ettiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının iddialarının gerçek dışı olduğunu, kadının müvekkilini maddî ve manevî olarak yıprattığını, gerekli sadakati göstermediğini, aile birliğinin temeli olan karışlıklı güven ilkesine aykırı davranışlar sergilediğini,erkeğe ilgi göstermediğini, çok kez hakaret ettiğini, ailesinin fiziksel şiddetine maruz kaldığını, kadının her zaman problem çıkardığını, terslediğini, aşağılayıcı sözler söylediğini, tehdit ettiğini, ceza davası açmakla tehdit ettiğini, kıskanç ve anlayışsız tavırlar içerisinde olduğunu, kadının güvensiz ve anlayışsız tavrı nedeni ile işten çıkarıldığını, ailesinin de defalarca tehdit ettiğini, kız kardeşini kaçırıp tecavüz ettireceğinden bahisle müvekkilinden olur olmadık isteklerde bulunduğunu, kadının ve ailesinin erkek ve ailesine ağza alınmayacak tehditlerde ve hakaretlerde bulunduğunu, hor gördüğünü, aşağıladığını, kadının erkeğin ailesine gereken ilgi ve saygıyı göstermediğini, onlara karşı soğuk ve mesafeli tavırlar sergilediğini, hiç bir zaman yemek yapmadığını, müşterek konuttaki işler dahi dururken hemen hemen her gün annesinin evine gittiğini, sinirlendiğinde evde kırmadık parçalamadık eşya kalmadığını, bir kere sinirlendiğinde erkeğe saldırdığını, bıçak ile boğazını çizdiğini, arkadaş ve aile ortamında müvekkilini küçük düşürücü söz, hakaret ve davranışlarda bulunduğunu, davacının müvekkili işteyken defalarca kez iş yerine geldiğini, görüntülü arama yaptığını, davacının müvekkilini sürekli olarak başka kadınlarla yakıştırdığını, davacının müvekkiline kıskançlık yaptığını ve bunalttığını, davacının müvekkilinin dışarıdan geldikten sonra defalarca kez eve almadığını, evlilik birliği içerisinde eşler arasında kalması gereken bütün konuları kendi annesine ve ailesi ile paylaştığını, aile mahremiyetine saygı duymadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının, erkeğe şiddet uyguladığı, erkeğe sürekli hakaret ettiği, erkeğin ise kadına sürekli şiddet uyguladığı, evin ihtiyaçlarını karşılamamak suretiyle evlilik birliğinin giderlerine katılma yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadına ve kadının annesine sürekli hakaret ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca uyarınca boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve çocuğun anne bakım ve gözetimine muhtaç olduğu dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakası ile koşulları oluştuğundan kesinleşmeden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuk için doğum tarihi olan 08.11.2019 tarihinden itibaren aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, koşulları oluştuğundan kadın lehine yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet, kendi tazminat taleplerinin reddi, ses kaydının hukuka aykırı delil olarak değerlendirilmesi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince erkeğe verilen kusurların sabit olduğu, verilecek başkaca bir kusur bulunmadığı, kadına verilen kusurların da sabit olduğu ancak kadının mesaj kayıtları kapsamında kıskançlığı yönüyle de kusurlu bulunduğu gerekçesiyle kusura yönelik kadının istinaf talebinin reddine, erkeğin istinaf talebinin kısmen kabulüne, tarafların gerçekleşen sosyal-ekonomik durumları, nafakanın niteliği, ortak çocuğun yaşı, zorunlu öğrenim döneminde bulunması temel ihtiyaçları ile eğitim öğretim ihtiyaçları nazara alındığında hükmedilen nafakanın yetersiz olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, ortak çocuk için aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, tarafların gerçekleşen ekonomik ve sosyal durumlarına, günün ekonomik şartlarına, hakkaniyete ve ölçülülük ilkesine göre yoksulluk nafakasının düşük olduğu gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine aylık 600,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre, boşanmaya yol açan olaylardaki erkeğin kusurunun mahiyeti, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının yetersiz kaldığı gerekçesiyle kadının bu yöne ilişkin istinaf talebinin kabulüne, kadın lehine yasal faiziyle birlikte 17.000,00 TL maddî ve 17.000,00 TL manevî tazminata, tarafların sair yönlere ilişkin istinaf itirazları yönünden isabetsizlik bulunmadığından bu yönlere ilişkin istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının sadakatsiz olduğunu, başka erkekle birlikte yaşadığını, yargılama sürecinde ikinci çocuk doğurduğunu, bu durumu öğrenince eldeki dosya ile birleştirilme talepli zinaya dayalı boşanma davası açtıklarını, erkeğin ağır kusurlu kabul edilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, kadının davasının kabulünün ve kadın lehine nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, velâyetin anneye verilmemesi gerektiğini, hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile nafakalara ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının, velâyetin anneye verilmesinin dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulü istinaf edilmeyerek kesinleştiği halde erkeğin boşanma hükmü kesinleştikten sonra açtığı boşanma davasının eldeki dosya ile birleştirme hususunun dikkate alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci, 323 üncü ve 330 uncu maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı- karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.