"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2730 E., 2023/1185 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Dinar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2018/398 E., 2022/284 K.
Taraflar arasındaki katılma alacağı davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1991 yılında evlendiklerini, Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2015/102 Esas 2017/381Karar sayılı dosyasıyla boşandıklarını ve bu kararın 05.12.2017 tarihinde kesinleştiğini, taraflar arasındaki yasal edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik birliği sürecinde edinilmiş olan ve tapuda davalı adına kayıtlı Afyonkarahisar ili ... ilçesi, ... Mah. 755 ada 1 parsel K-1, 1.Blok 1.Kat 6 nolu bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın 30.12.2014 tarihinde davalı tarafından satıldığını, aile konutu olarak kullanılan konutun davacıdan habersiz bir şekilde sırf eşten mal kaçırmak amacıyla kötü niyetli olarak müvekkilden habersiz elektrik ve doğalgazı kesilip müvekkilinin zor durumda bırakıldığı, müvekkilinin edinilmiş mallara katıma rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan taşınmaz üzerinde sağladığı katkıdan dolayı 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 227 nci maddesi uyarınca değer artış payı alacağı söz konusu olduğunu, bu nedenle taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu evlilik birliği sürecinde edinilmiş olan ve tapuda davalı adına kayıtlı Afyonkarahisar ili ... ilçesi, ... Mah. 755 ada 1 parsel K-1, 1.Blok 1.Kat 6 nolu bağımsız bölümün edinilmesine müvekkil tarafından yapılan yargılama sırasında ortaya çıkacak gerçek değer ile ilgili fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL katılma alacağının tasfiyenin sona ermesinden itibaren yürütülecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 31.05.2022 tarihli ıslah dilekçesi ile 279.149,40 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davanın haksız, dayanaksız usule hukuka aykırı objektiflikten ve iyi niyetten uzak olup reddinin gerektiğini, davacının dava konusu taşınmazı sırf mal kaçırmak ve kötüniyetli olarak devrettiği yönündeki iddiaları ve alacak talebini kabul etmediklerini, davacının ev hanımı olduğu davalı müvekkilin ise infaz koruma memuru olduğunu, dava konusu taşınmaz taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alınıp davalı adına kayıt edilmiş olduğunu, edinilmiş mal olduğunu, dava konusu taşınmaz 2007 yılında TOKİ'den sözleşme ile taksitli olarak alındığını peşin ödeme kolaylığı için müvekkilin başka bir bankadan kredi çekip dava konusu evin tapusunu aldığını, çekilen kredinin ödemeleri devam ederken 2013 yılında uygun faizle başka bir bankadan 50,000,00 TL kredi çekerek 2009 yılında çekilen konut kredisinin kapatıldığını, evlilik birliği içerisinde kredi ödemeleri, çocukların, davacının ve evinin masraflarının artması sonucu davalı müvekkil borçlarını ödeyemez duruma tabiri caizse iflasın eşiğine geldiğini, evin satılmasından başka çare kalmadığını tüm bu nedenlerle evlilik birliği içerisinde edinilen dava konusu ev, yine evlilik birliği içerisinde satılıp bedelinin tamamı da evlilik birliği içerisine yapılan borçlara harcanmış, tasfiye tarihinde davalının herhangi bir aktif varlığı veya malvarlığına eklenecek değeri kalmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile evlilik birliği içerisinde 20.01.2010 tarihinde satış yolu ile edinilen taşınmaz yine evlilik birliği sürerken 30.12.2014 tarihinde satış yolu ile devredildiği, eşler arasındaki asıl boşanma davasının 18.03.2015 tarihinde, karşı davanın ise 07.04.2015 tarihinde açıldığını, 05.12.2017 tarihinde boşanma hükmünün kesinleştiği, davacı tanık beyanlarının satışın diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastı ile yapıldığını ispata elverişli olmadığı, davalı tanık beyanları, dosya kapsamına sunulan dekontlar, kredi ödemelerine ilişkin bankalardan gelen yazı cevapları birlikte değerlendirildiğinde; davalının satış tarihinden bir gün sonra 31.12.2014 tarihinde maaş hesabına yatırılan para haricinde 81.452,06 TL kredi kartı ve kredi erken kapama ödemesi yaptığının anlaşıldığı, taraf ve tanık beyanları ile toplanan tüm delillere göre, davacı tarafından taşınmazın devir parasının mevcut olduğunun iddia ve ispat edilemediği, ayrıca davalının diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla devir yaptığı ispatlanamamış olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehlerine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava konusu taşınmazın 20.01.2010 tarihinde edinildiği, 30.12.2014 tarihinde devredildiği, taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejimine tabii olduğu, taşınmazın devredildiği tarihte davalının çocukları ile birlikte ortak haneden ayrılarak başka bir yerde yaşadığı, davacının ortak hanede yalnız yaşadığı, taşınmazın devrinden davacının haberinin olmadığı, her ne kadar davalının dosyaya sunduğu 16.02.2021 tarihli dilekçe ekindeki dekontlara göre, taşınmaz devredildikten sonra davalının toplamda 81.452,06 TL kredi borcu ve kredi kartı ödemesi yaptığı tespit edilmiş ise de, ön inceleme duruşmasında taraflara ellerinde bulunan belgeleri ibraz etmek üzere süre verildiği, verilen bu süre içinde davalı tarafça 16.02.2021 tarihli dilekçe ile sunulan dekontların ibraz edilmemesi sebebiyle verilen kesin süreden sonra ibraz edilen işbu dekontların dikkate alınamayacağı, davalının talebi üzerine bankalara yazılan müzekkere cevaplarında, davalının taşınmaz satıldıktan bir gün sonra 31.12.2014 tarihinde Vakıfbank'a 5.128,00 TL kredi kartı ödemesi yaptığı, Akbank'a 25.065,45 TL kredi erken ödemesi yaptığı, yine Akbank'a 7.485,50 TL kredi erken ödemesi yaptığı, Akbank'a 5.902,00 TL kredi kartı ödemesi yaptığı, Vakıfbank'tan gelen müzekkere cevabında davalının Vakıfbank'a herhangi bir kredi erken ödemesi yaptığına dair bilgi verilmediği, davalının Vakıfbank'tan gelen bu kayıtlara bu yönüyle itiraz etmediği, daha sonra 16.02.2021 tarihinde Vakıfbank'a yapılan kredi erken ödemesine ilişkin makbuzları ibraz etmiş ise de, ön inceleme duruşmasında verilen süre içinde ibraz edilmeyen bu makbuzların sonraki aşamada ibraz edilmeleri nedeniyle dikkate alınmayacağı, hal böyle olunca davalının Vakıfbank'a yaptığı kredi kartı ödemesi ile Akbank'a yaptığı kredi kartı ödemesi ve kredi erken ödemeleri nedeni ile taşınmaz satıldıktan bir gün sonra toplamda 43.580,95 TL ödeme yaptığının kabul edilmesi gerektiği, bu bedelin taşınmazın satış bedeli olan 106.873,92 TL'den düştükten sonra bakiye 63.292,97 TL'nin tasfiye alacağına dahil edilmesi gerektiği, bu paranın 30.12.2014 tarihinden duruşma tarihine kadar geçen süre içinde ulaştığı güncel değerin yarısı üzerinden davacı lehine katılma alacağına hükmedildiği gerekçesi ile davacı kadın vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, 259.316,90 TL katılma alacağının İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 22.06.2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine, karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin kararının davanın kabul edilen kısmı yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, katılma alacağı istemine ilişkin olup, uyuşmazlık davalı erkeğin taşınmazı diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla satıp satmadığı, davacı tarafın katılma alacağı bulunup bulunmadığı ve miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle taşınmazın satın alındığı tarihten 3,5 yıl sonra davalı erkek tarafından kullanılan ihtiyaç kredisinin erken kapatılması nedeni ile yapılan ödemenin güncel sürüm değerinin hesaplama sırasında dikkate alınmamasının sonucu itibari ile isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.04.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.