Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6594 E. 2024/4374 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur belirlenmesi, velayet, maddi tazminat ve diğer fer'i taleplerin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, dosyadaki deliller ve tanık beyanları ışığında davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğuna, davacı erkeğin ise kusurunun bulunmadığına kanaat getirerek, davacı erkeğin boşanma davasının kabulüne ve maddi tazminat talebinin kabulüne ilişkin bölge adliye mahkemesi kararını usul ve yasaya uygun bularak onamıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/769 E., 2023/760 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 11. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/197 E., 2021/144 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı erkek tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2002 yılında evlendiklerini, 2004 ve 2007 doğumlu ortak iki çocuklarının olduğunu, ilerleyen zamanlarda davalının geçimsizlikler gösterdiğini ve daha sonra evi terk ederek ailesinin yanına gittiğini, bunun üzerine Kayseri'de boşanma davası açtıklarını, boşanmanın anlaşmalı olarak yapıldığını, imza ve kabul ettikleri protokol ile ortak çocukların velâyetinin tarafına verilmek üzere karara bağlandığını, ilerleyen zamanda annesinin vefatı ile çocukların anne bakımına ihtiyaçları ve gelişme çağına gelmiş olmaları nedeni ile ve de araya aile büyüklerinin girmesi ile davalıyı affettiğini, davalı ile 05.05.2016 tarihinde ikinci kez evlendiklerini, başlangıçta iyi olmasına rağmen ilerleyen zamanda davalının kusurlu davranışları ile tekrar geçimsizlik başladığını, davalının 19.03.2018 tarihinde ortak haneyi terk ederek ailesinin yanına gittiğini, ortak çocukların bu zamanda büyüdüklerini, çocuklarının hatırı için iki kez evine dönmesi hususunda davalının yanına gitmesine rağmen davalının ortak konuta dönmediğini, boşanmak istediğini beyan ettiğini, davalının evlilik birliği içinde çocukların bakımını yerine getirmediğini, gelişimleri için kötü örnek olacak davranışlar sergilediğini, yemek ve ev temizliği yapmadığını, kişisel temizliğini yapmadığını, ikazlarını dinlemediğini, bu ikazlarına karşı koyup tartışma çıkardığını, son dönemlerde kadınlık görevlerini de yapmadığını, yataklarını ayırdığını, evlilik hayatındaki cinsel yaşantılarının da fiilen bittiğini, ortak çocukların kendisi ile yaşamaktan son derece memnun ve mutlu olduklarını, tartışma ortamının olmadığı huzurlu bir evde mutlu yaşadıklarını, derslerinde de gayet başarılı olduklarını belirterek boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin tarafına verilmesine karar verilmesini; cevaba cevap dilekçesinde; yetki itirazını kabul etmediğini belirtmiş, dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarlamış, davalının bayramlarda ve doğum günlerinde çocukları merak etmediğini, arayıp sormadığını, haber alma ihtiyacı bile hissetmediğini belirterek 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafların bir kez evlenip boşandıklarını, ikinci evliliklerini yaklaşık 5 yıl önce yaptıklarını, davacının başka bir kadın ile ilişkisinin ortaya çıkması ve müvekkiline şiddet uygulaması nedeniyle tarafların boşandıklarını, boşanmanın ardından davacının başka bir kadın ile dini nikahla bir süre birlikte yaşadığını, tarafların ikinci kez çocukların mutluluğu için yeniden bir araya gelerek evlendiklerini ancak davacının müvekkiline önceki evlilik zamanında olduğu gibi yine şiddet uygulamaya devam ettiğini, müvekkilinin evlilik birliğinin devamı için bu olaylara uzun süre katlandığını, davacının yine başka bir kadın ile birlikteliğinin söz konusu olduğunu, müvekkilinin bu hususu telefon mesajlarından gördüğünü, müvekkilinin hem bu duruma hem de yaşadığı şiddete dayanamayarak Kayseri'ye giderek babaannesinin evine sığındığını, müvekkilinin çocukların bakımını yerine getirmemesi, yemek ve ev temizliği yapmaması, kişisel temizliğini ihmal etmesi, kadınlık görevini yerine getirmemesi gibi iddiaların tamamen gerçek dışı olduğunu, davacının Eyüp Belediyesinde zabıta memuru olarak çalıştığını, gelir durumunun oldukça iyi olduğunu, bunun dışında tarafların Kayseri'de ortak konutları bulunduğunu ve buradan kira geliri aldığını, ayrıca davacının araba alım satım işleri ile de uğraştığını, halen son model bir araba sahibi olduğunu, müvekkilinin ev hanımı olup hiçbir gelir kaynağının bulunmadığını, taraflar arasındaki geçimsizliği meydana getiren olaylarda davacının tam kusurlu olduğunu belirterek öncelikle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın Kayseri Aile Mahkemesine gönderilmesine, esasa ilişkin olarak da davacının davasının reddine, müvekkili için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının tahsiline, aksi halde 2.000,00 TL yoksulluk nafakasının, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tarafların ilk olarak 20.05.2002 tarihinde evlendikleri, Kayseri 4. Aile Mahkemesinin 2012/909 Esas-2012/908 Karar sayılı 14.11.2012 tarihinde kesinleşen ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıkları, bilahare 05.05.2016 tarihinde yeniden evlendikleri, ortak 2 çocuklarının bulunduğu, davalının davacıyla arasında yaşanan kavga neticesinde ortak çocukları davacı babaya bırakarak ortak konutu terk ettiği, davalının halen il dışındaki babaannesinin yanında yaşadığı, çocuklarının maddî ve manevî bakım yükümlülüklerinin davacı baba üzerinde kaldığı, davalı kadın her ne kadar davacı erkeğin kendisine hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davranarak kendisini başka bir kadınla aldattığını iddia etmiş ise de; darp ve hakarete yönelik davalı kadının tanıklarının görgüye dayalı bir beyanlarının bulunmadığı, tanıklıklarının davalının söylemi üzerine olduğu, aldatma eyleminin ise tarafların ilk evliliği zamanında meydana geldiği ve bundan sonra tarafların tekrardan bir araya gelerek yeniden evlendikleri bu nedenle aldatma eyleminin davalı kadın tarafından affedildiği en azından hoşgörüyle karşılandığı, bundan bahisle erkeğe kusur izafe etmenin mümkün olmadığı; ortak konutu terk eden, ortak çocukların bakım ve yükümlülüğünü davacı erkek üzerine bırakan davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kusurlu hareketleriyle sebebiyet verdiği gerekçesiyle davacının davasının kabulüyle tarafların boşanmalarına; ortak çocukların velâyetlerinin davacı babaya bırakılmasına, davalı anne ile ortak çocuklar arasında annenin il dışında da yaşıyor oluşu gözetilerek yatılı olacak şekilde kişisel ilişki tayinine; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda dosya kapsamı itibariyle kusurlu olan tarafın davalı taraf olduğu, davacının boşanmakla eşinin desteğini yitireceği, mevcut ve beklenen menfaatlerinin boşanmakla zedeleneceği de anlaşılmakla tarafların tespit olunan sosyal ve ekonomik durumları, kusur oranı ve evlilik süresi de nazara alınarak davacı yararına 8.000,00 TL maddî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacıya atfedilebilecek bir kusurun dosya kapsamındaki deliller uyarınca bulunmayışı, davalının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu yan olduğu gerekçesiyle davalının talep etmiş olduğu yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle;dosyaya celp edilen deliller ve tanık beyanlarıyla davacının kusurlu olduğunun ortaya çıktığını belirterek kararın kaldırılmasına, müvekkili lehine nafaka ve tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile boşanmayı gerektiren olaylarda, kadına verilen kusurların sabit olduğu, erkeğe yüklenecek kusur bulunmadığı, meydana gelen geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu, boşanmaya yol açan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve kusur tespitine yönelik istinaf talebinin reddine; idrak çağında olan ortak çocuk ...'un beyanı ve sosyal inceleme raporundaki tespitler dikkate alınarak bu çocuk yönünden velâyete yönelik istinaf talebinin reddine; yargılama aşamasında ortak çocuk 2004 doğumlu ...'in reşit olduğu anlaşıldığından ilk derece mahkemesi kararının 2 ve 3 nolu bentlerindeki velâyet ve kişisel ilişki kararlarının ortak çocuk ... yönünden kaldırılmasına, ortak çocuk reşit olduğundan velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığına; kusur derecelerine göre kadının reddedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin reddine, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak erkek lehine hükmedilen maddî tazminata yönelik istinaf talebinin reddi ile davalı kadın vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenleri tekrar ederek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; erkeğin boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, erkek lehine hükmedilen maddî tazminat ile kadının fer'î talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.