Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6635 E. 2024/4800 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumu, tazminat, nafaka, velayet ve kişisel ilişki konularında yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alınarak, temyiz itirazlarının reddiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1223 E., 2023/1207 K.

KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Boğazlıyan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/413 E., 2023/152 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun sair istinaf sebepleri incelenmeksizin Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun ( 6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin, birinci fıkrasının (a) bendinin (4) üncü alt bendi uyarınca re'sen kaldırılmasına ve mahal mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince gönderme kararı sonrasında yeniden yapılan yargılamada, her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2016 yılında evlendiğini, bu evlilikten 2 çocukları olduğunu, davalı ile evliliğin ilk yılı iyi olduğunu, daha sonra anlaşamama durumu ile aralarının bozulduğunu, karşılıklı sevgi saygı itimat güven durumunun tamamen ortadan kalktığını, davacının çobanlık yaptığını, davacı arazideyken davalının evden kaçtığını, davalı emniyete giderek kadın sığınma evine gideceğini söylediğini, davalı evi terk ettiğini ve davacıya "çocuklar sende kalsın" dediğini, bu hususlar doğrultusunda davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâleyinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçelerinde özetle; yetki itirazları olduğunu, taraflar 2016 yılında severek evlendiğini, bu evlilikten 2 tane çocukları olduğunu, taraflar evlendikten sonra davacının müvekkiline karşı sevgi ve ilgiyi göstermemeye başladığını, sürekli şiddet ve hakaret işitmeye başladığını, özellikle davacının annesi sürekli müvekkiline yapmadığı şeyleri yapmış, yaptığı şeyleri yapmamış gibi göstererek dayak yemesine sebep olduğunu, müvekkilinin davacının ailesi ile birlikte 11 kişi yaşamaya başladıklarını tarafların özel hayatları özel yaşantılarının olmadığını, davacının müvekkiline ve ailesine saygı duymadığını, kadının... isimli şahısla aynı köylü olması sebebi ile sosyal medya üzerinden bir iki defa hal hatır sorma tarzında konuştuklarını, aralarında husumet bulunması sebebiyle davacının annesinin bunu sorun haline getirdiğini, erkeğin müvekkilini aile ve akrabalarının yanında her kim ile aralarında ne geçti ise affettiğini müvekkilini her ne olursa olsun sevdiğini ve kabul ettiğini söylediğini, daha sonra müvekkiline aşırı şiddet uyguladığını dava dilekçesi ekinde sunulan mektubu zorla yazdırdığını hatta müvekkilini ayağından bıçakladığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 30.000,00 TL maddî 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1.İlk Derece Mahkemesinin ilk verdiği kararı ile kadının erkek tarafından şiddete maruz bırakıldığı, erkeğin ayrı konut açmadığı, ailesi ile beraber oturmaya zorunlu kıldığı, kadının ise üçüncü kişi olan bir erkekle sadakat yükümlülüğünü ihlal edici nitelikte davranışlarının bulunduğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu oduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâleyinin babaya verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına ve 500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 8.000,00 TL maddî ve 5.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş olup, karar erkek tarafından kusur belirlemesi, birleşen davanın kabulü, kişisel ilişki tesisi, erkeğin maddî, manevî tazminat taleplerinin reddi, kadın lehine maddî, manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, çocuklar için tedbir nafakasına hükmedilmemesi, iştirak nafakasının düşük olması, ÜFE - TÜFE oranında artış yapılmaması, birleşen dosyada ki tanığın dinlenmemesine yönelik olarak, kadın tarafından asıl davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatların düşük olması, faiz talebi hakkında olumlu - olumsuz hüküm kurulmaması, hükmedilen tedbir, yoksulluk nafakalarının düşük oluşu, velâyet, kadın aleyhine iştirak nafakalarına hükmedilmesi, erkeğin tanık beyanlarının hükme esas alınmasına yönelik olarak istinaf edilmekle, Bölge Adliye Mahkemesince tanık beyanlarının eksik alındığı ve sosyal inceleme raporunun yetersizliğinden bahisle hükmün tamamen kaldırılmasına ve eksik hususların giderilmesi için İlk Derece Mahkemesine dosyanın gönderilmesine kesin olarak karar verilmiştir.

2.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin beyanlarının af olarak değerlendirilemeyeceği ve yalnızca tarafların af görüşmesi yaptıkları sabit kabul edilerek erkeğin kadına evliliklerinin başından beri şiddet uyguladığı, aynı zamanda kadının erkeğin ailesiyle birlikte yaşadığı, kadının üçüncü kişi olan erkeklerle sadakat yükümlüğünü ihlal edici davranışlarda bulunduğu belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda kadının erkeğe nispeten ağır kusurlu oduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir, iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakasına, 900,00 TL yoksulluk nafakasına ve nafaka bedeline her yıl TÜFE oranında artırım uygulanmasına, erkek yararına 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesi, erkeğin iştirak nafakası talebinin reddi, yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, af bulunduğunun gözetilmemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi, erkek lehine hükmedilen tazminatlar, nafakaların miktarı, velâyet düzenlemesi ve kişisel ilişki süresi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının sadakatsizliğini affettiğini beyan etmesi karşısında, İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğin beyanlarının barışma görüşmesi olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu, erkeğin kadına 08.11.2020 tarihinde şiddet uyguladığı gerekçesi ile kadından tüm kusurların çıkartılmasına, buna göre evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunun belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle. erkeğin boşanma davasının reddine, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının yoksulluk nafakası talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL iştirak nafakası ödenmesine karar verilmiş, taraf vekillerinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1. Davacı-karşı davalı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kendi davasının reddi ile kadının davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı, velâyet. kişisel ilişki yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, erkeğin davasının reddi, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar, velâyet ve kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanunu'nun Kanunu'nun 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 324 üncü maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraflarca temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,25.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.