"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/393 E., 2023/45 K.
KARAR : Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının dava sebebi yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaların kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, 50.000,00 TL manevî tazminat, 50.000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu boşanma davasının öncelikle usulden reddine, mahkememiz aksi kanaatte olup esastan incelemeye geçecek ise tarafların boşanmalarına, davacının nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, evlilik birliğinin sona ermesinde asıl ve tam kusurlu taraf davacı taraf olduğu için müvekkili lehine 50,000,00 TL manevî tazminat ve 50,000,00 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davayı kabul etmediklerini, dava dilekçesindeki iddiaların doğru olmadığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davacının kusurlu davranışlarının sebep olduğunu bu sebeplerle davanın reddine, aksi kanaatte olma halinde müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir nafakası ile 70.000,00 TL maddî 70.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili 14.07.2021 tarihli birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası,100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmişlerdir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 27.05.2021 tarihli ve 2019/711 Esas, 2021/437 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında daha önce açılan 2012/135 Esas ve 2012/656 karar sayılı boşanma dosyasında erkeğin tam kusuru nedeniyle davanın reddine karar verildiği, verilen kararın kesinleştiği, bu tarihten sonra da tarafların ortak yaşamı olmadığını, sonraki dönemde erkeğin iddialarını ispat edemediği gibi evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını da ispat edemediği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek vekili davanın reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.09.2021 tarihli ve 2021/1443 Esas, 2021/1327 Karar sayılı kararıyla; . İlk Derece Mahkemesinin kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile usul ve kanuna uygun olan hükme karşı ... tarafın istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 20.01.2022 tarihli kararı ile somut olayda, dava dilekçesinin içeriği ve sonuç kısmı bir bütün halinde değerlendirildiğinde, davacının kesinleşen ve retle sonuçlanan davadan sonra, davalı kadınla tekrar ortak yaşamın kurulmadığı, uzun zamandan beri de tarafların ayrı yaşadıkları vakıasına dayanıldığı bu durumda, davacı eylemli ayrılık hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı davada bu kapsamda inceleme yapılması ve delillerin bu yönde değerlendirilip bir karar verilmesi gerekirken, hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;tarafların 2012/135 esas sayılı dosyasından dahi önce fiili ayrılık içinde oldukları, bu süreç içerisinde tarafların ortak yaşam için bir araya gelmedikleri, 2012/135 esas sayılı dosyayı açarak boşanma sebebi yaratan davacı- davalı erkeğin kusurlu olduğu, bunun dışında kanun yoluna başvurulmadan kesinleşen 2012/135 Esas sayılı dosyada davacı- davalı erkeğin evlilikten doğan eşine ve çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirmediği, eşini ve çocuklarını kaderlerine terk ederek başka yerde yaşadığı, kızının düğününe gitmediği, tanığın davacı- davalı erkeğin yanına harçlık almaya gittiğinde kendilerine "Ben köpekleri besliyorum, eşeğin şeyini yiyin, köpek, fino, bok yiyen" dediği, babasının dershaneye gittiği bir sene hariç kendisine para vermediği, tarafların diğer çocuğu ...'nin beyanlarına göre ise davacı- davalı erkeğin ne kardeşinin asker uğurlamasına ne de yemin törenine gittiği, kendisini doğumundan sonra da ziyaret etmediği, çocuklarını ve eşini kastederek "Ben köpeklere bakıyorum." dediği, tarafların çocuğu tanık İbrahim'in beyanına göre tanığın askerde davacı- davalı erkeğin para göndermesini istediği, davacı- davalı erkeğin ise kendisine "Senin askerde olduğuna inanmıyorum." dediği ve bu sebeple para göndermediği,davacı- davalı erkeğin annesine ve annesinin akrabalarına ilişkin "Eşekler s...n." dediği, öte yandan davacı- davalı erkeğin tanıkları da dinlenmiş olsalar da bu tanıkların beyanlarının ilk gerekçeli kararda belirttildiği üzere bir kısmının duyuma dayalı, bir kısmının ise esastan reddedilen ilk boşanma davasından önce gerçekleşen vakıalara ilişkin olduğu, bu noktada açtığı boşanma davası reddedilerek boşanma sebebi yaratan ve hem 2012/135 E. hem de işbu dosyadan anlaşıldığı üzere eşi ve çocukları ilgilenmeyen, eşi ve çocuklarına hakaret eden, onların ihtiyaçlarına ekonomik gücü oranında katkı sağlamayan ve haklı sebep olmaksızın birlikte yaşama yükümlülüğünü ihlal eden davacı birleşen dosya davalının tam kusurlu olduğu, dosyada mevcut sosyal ve ekonomik araştırma tutanakları, SGK hizmet dökümleri ile tanık beyanlarının incelenmesinden kadının gelir getiren bir işte çalıştığı bu noktada kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği, evliliğin süresi, tarafların kusur durumu, ayrılığa ilişkin olayların değerlendirilmesi, davacının yaşı itibari ile yeniden evlenebilme şansı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardan dolayı erkeğin kusurlu olduğu,kadının kişilik haklarının zedelendiği, nedensellik bağı ve hukuka aykırılığın somut olayda gerçekleştiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrası gereğince boşanmalarına, erkeğin tazminat taleplerinin reddine, kadın yararına 55.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminatın davacı-birleşen dosyada davalı erkekten alınarak davalı-birleşen dosyada davacı kadına verilmesine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... erkek vekili; mahkeme kararının kusur yönünden hatalı olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarınun usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur değerlendirmesi ve maddî-manevî tazminat yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; müvekkil lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların az oluşu ve kusursuz kabul edilen müvekkil lehine tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmeyişi usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların miktarı, tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin son fıkrasında düzenlenen hukuki sebebe dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada kusur belirlemesinin, yerinde olup olmadığı, kadın yararına tazminat şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi, 185 inci, 186 ncı maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı- davalı erkek vekilinin tüm, davalı- davacı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
3. Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (4721 sayılı Kanun'un 186 ıncı maddesinin birinci fıkrası), geçimine (4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası), malların yönetimine (4721 sayılı Kanun'un 223 üncü, 242 nci, 244 üncü, 262 nci, 263 üncü, 264 üncü, 267 nci, 215inci maddeleri) ve çocukların bakım ve korunmasına (4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin ikinci fıkrası) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi). O halde; 4721 sayılı Kanun'un 185 inci maddesinin üçüncü fıkrası ve 186 ıncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
4. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davalı- davacı kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
5.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir ( 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi). Mahkemece kadının gelir getiren bir işte çalıştığı bu noktada kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Davalı- davacı kadının dava devam ederken işten ayrıldığı anlaşılmaktadır. O halde davalı- davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; çalışıp çalışmadığı, çalışıyor ise elde ettiği gelirin miktarı itibarıyla kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise kendi isteği ile işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılarak kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, yoksulluk nafakası yönünden eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (3), ( 4), ( 5) numaralı parağraflarda belirtildiği üzere temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve maddî tazminatın miktarı yönlerinden davalı-davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... erkek vekilinin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ...'e iadesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin ...'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.