Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6929 E. 2024/5031 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve erkeğin açtığı boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği hususları uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ve hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1467 E., 2023/622 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 12. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/658 E., 2021/184 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sinirli, agresif ve müsrif davranışları karşısında hayal kırıklığına uğradığını, kadını ailesi ile görüştürmek istemediğini, görüştüğünde defalarca fiziksel şiddet uyguladığını, evliliğin ilk gecesinde ev alacağız diye kandırarak düğünde takılan altın ve paraların erkek tarafından erkeğin annesine verildiğini, müvekkilinin maaşına yıllarca el koyduğunu, haftanın 7 günü davalının ailesinin evine gidip gece yarısına kadar vakit geçirdikten sonra evlerine dönmeyi rutin haline getirdiğini, hakaret ettiğini, tehditlerde bulunduğunu, ev eşyalarına zarar verdiğini, müvekkilinin 2016 yılının Mayıs ayında evden ayrıldığını, aylarca eşinin aramasını beklediğini, 6 ay sonra müvekkilinin bir aile danışmanına giderlerse eve döneceğini söylediğini, erkeğin psikolog ile görüşmeyi kabul etse de müvekkili ile birlikte görüşmeye gitmediğini, tarafların Şubat 2017'de psikoloğa gittiklerini, müvekkilinin sabırlı ve sevgi dolu tavrına rağmen müvekkili ve ailesine sinkaflı hakaretler ettiğini, gördüğü eziyete daha fazla dayanamayınca avukatla görüştüğünü, bunun üzerine yapmış olduğu eziyetlere yenilerini eklediğini, takıları istemezsen boşanırım dediğini, müvekkili kabul etmeyince daha fazla fiziksel şiddet uygulamaya ve eşyalara zarar vermeye başladığını, tehditlerde bulunduğunu, müvekkilinin annesi ile bir gün hastaneye gitmesine sorun çıkardığını, bu davayı açmak zorunda bırakacak eylemini yaptığını, müvekkilinin annesi ile hastaneden eve döndüğünde evin kilidinin değiştirilmesi suretiyle eve alınmadığını, erkeğin birliğin başından bu yana müvekkilini aşağıladığını, sevdikleri ile görüştürmediğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 1.500,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların doğru olmadığını, kadının müvekkilini aldattığını, evliliğin ilk haftalarında müvekkili ve ailesi ile ilgili sorunlar çıkardığını, başka odaya giderek gizlice telefonla görüştüğünü, ortak ev alma düşüncesiyle altınların ortak konutta saklandığını, her tartışmada boşanırım, evi terk ederim tehditlerinde bulunduğunu, müvekkilinin banka kartı kadında olduğundan her kavga sonrası bu hesaptaki paraları çektiğini, müvekkiline ağza alınmayacak hakaretler ettiğini, müvekkilinin babasının 2017 yılı Ağustos ayında vefat ettiğini, kadının destek olmadığını, kadının ailesinin her işleri için kadını yanlarına çağırdığını, bu durum nedeniyle kadının ailesini ihmal ettiğini, müvekkilinin ailesinin evine çok nadir gittiklerini, kadının yemek yapmak istemediğini, 10.12.2017 tarihinde evi terk ettiğini, o tarihten bu yana müvekkilinin evde kiracı olarak yaşayıp tüm faturaları ödediğini, kadının müvekkilinin çocuğumuz olsun demesine dair annesinden izin alırsa yapabileceğini söylediğini, 11.12.2017 tarihinde anne ve babasıyla eve gelerek kapıyı kırdıklarını, şahsi eşyaları ve ziynet eşyalarını aldıklarını, kadının gizli gizli doğum kontrol hapı kullandığını, kadının ... isimli şahısla müvekkilini aldattığını belirterek davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, aksi halde 4721 sayılı Kanun'un 163 üncü veya 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî tazminatın, 150.000,00 TL manevî tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; her iki tarafında ortak hanenin kilidini değiştirmek suretiyle birbirlerinin eve girmelerine engel oldukları, erkeğin kadının ailesine gitmesine izin vermediği, fiziksel şiddet uyguladığı, kadının ise tartışma sırasında erkeğe "şerefsiz ile yapamayacağım" diye hareket ettiği ve tükürdüğü, başka bir şahıs ile güven sarsıcı davranışta bulunduğu, erkeğin az, kadının ağır kusurlu olduğu, kadın eşin eylemlerinin küçük düşürücü bir suç işlediği veya haysiyetsiz bir hayat sürdüğüne dair ise her ne kadar kadın eşin güven sarsıcı davranışı ispat edilmiş ise de başkaları ile ilişkisinin bir yaşam tarzı olarak benimsemesi ve devamlılık göstermesi gerektiğinden ve bu hususun her türlü şüpheden uzak olması ve ispat edilmediğinden ve yine zina olgusunun ispat edilemediği, kadın eşin sürekli ve düzenli bir gelirinin olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle her iki davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları gereği kabulü ile tarafların boşanmalarına, erkek lehine 7.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının tazminat taleplerinin reddine, kadının kusur durumu itibariyle tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusursuz olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, reddedilen maddî ve manevî tazminat ve karşı davanın tamamı yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, eksik inceleme ile karar verilmesi, maddî ve manevî tazminat miktarları yönlerinden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Mahkeme karar gerekçesinin dosya kapsamındaki delillerle kısmen uyumlu olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların sabit olduğu, erkeğin ayrıca kadının maaşına el koymakla da yaşanan geçimsizlikte kusurlu olduğu, kadına kusur olarak yüklenen "hanenin kilidini değiştirmek ve tükürmek" vakıasına dilekçeler aşamasında dayanılmadığından kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına kusur olarak yüklenen "şerefsiz ile yapamayacağım" diyerek hakaret ettiği vakıasının sabit olduğu, Mahkemece kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğu kabul edilmiş ise de dosyaya ibraz edilen fotoğraf ve kamera görüntülerine göre kadının davranışlarının sadakatsizlik olarak nitelendirilmesinin gerektiği, tarafların boşanma sebebi olarak dayandıkları diğer vakıaları ispatlayamadıkları, boşanmaya yol açan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, Mahkemece erkeğin delilleri toplanarak karar verildiği, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının sabit bir gelirinin olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği gerekçeleriyle tarafların istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, kadının istinaf başvurusunun erkek için hükmedilen tazminatlar yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, erkeğin kabul edilen davası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek temyiz dilekçesinde; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulünün gerekip gerekmediği, tarafların reddedilen tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.