Logo

2. Hukuk Dairesi2023/6950 E. 2024/3587 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kimin kusurlu olduğu, nafakaya hükmedilip hükmedilmeyeceği, maddi ve manevi tazminat taleplerinin akıbeti uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise hafif kusurlu olduğunun anlaşılması, erkeğin şehir dışına çalışmaya giderken eşini yanında götürmediği vakıasının ispatlanamamış olması, boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olan kadının lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmaması ve maddi tazminat takdirinde de bir isabetsizlik olmaması gözetilerek mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1062 E., 2023/1100 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Sivas 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/674 E., 2023/172 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; davalı ile 2014 yılında evlendiklerini, tüm ziynetlerinin davalının annesi ve babası tarafından elinden alındığını, kendisini dövdüklerini, davalının kendisine sahip çıkmadığını, altınların kendisine iade edilmediğini, evlilik birliğinin üzerine yüklediği tüm görevleri yerine getirdiğini, davalının hiç bir görevi yerine getirmediğini, kendisini ailesine ezdirdiğini, davalının babasının kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, davalının ailesi ile İzmir iline yerleştiğini, kendisinin onlarla gitmediğini, 3 yıldır baba evinde yaşadığını, kendisine ayrı bir ev açmadığını, ailesinin sözünden çıkmadığını, kendisini aldattığını, iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına aylık 1.500,00 TL tedbir - yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kararın kesinleşmesi,100.000,00 TL maddî tazminat ile 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle davacının iddialarının hukuki dayanaktan yoksun ve asılsız iddialar olduğunu, gerçeği yansıtmadığını, davacının müşterek konutu terk ettiğini, müvekkiline ve ailesine yönelik hakaretlerde bulunduğunu, davacının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, müvekkili hastalandığında ilgilenmediğini, müşterek evi terk ettiğini, davacının her ortamda müvekkiline aşağıladığını, daha boşanmadan başka kişilerle görüşmeye başlayıp görücü usulü ile evlenmeye kalkıştığını, davacının tam kusurlu sayılması gerektiğini, davacının her ne kadar çocuk sahibi olmak ister gibi görünse de bu konuda yeterince çaba göstermediğini, davacının maddî durumunun çok iyi olduğuna ilişkin iddiasının gerçek dışı olduğunu, davacının her ne kadar çocuk sahibi olmak ister gibi görünse de bu konuda yeterince çaba göstermediğini beyan ederek, tarafların boşanmalarına karar verilmesini, 300.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanıklarının anlatımlarından davalının babasının davacıya şiddet uyguladığı, davalının davacıya sahip çıkmadığı, davalının düzenli bir işte çalışmadığı, davalının, davacıya ayrı bir ev açmadığı, şehir dışına çalışmaya giderken yanında götürmediği, davalının eşine sahip çıkmadığı; davalı tanıklarının anlatımlarından davacının evi terk ettiğinin anlaşıldığı yapılan açıklamalar nedeniyle davacının az kusurlu, davalının ağır kusurlu olduğu tarafların evlilik birliklerinin temelinden sarsıldığı, devamının mümkün olmadığı, davacı boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden az kusurlu davacı lehine tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak uygun tedbir ve yoksulluk nafakasına, boşanma nedeniyle davacının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiği, davalının davacının kişilik hakkına saldırı niteliğinde bir davranışına dosya kapsamında rastlanılmadığı, gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, aylık 900,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine kararın kesinleşmesi halinde nafakanın yoksulluk nafakası olarak devamına, 40.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine ,davacının ve davalının manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece verilen kararda kusur belirlemesinin, hatalı olduğunu, kadının ağır ya da tam kusurlu olduğunu, evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını, kadının haksız yere evi terk ettiğini, kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakaları ile maddî tazminatın kaldırılmasını, müvekkili lehine tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında hata edilmediği, tarafların arasında uzun zamandır geçimsizlik bulunduğu, davalının eşine bağımsız konut temin etmediği, kök ailesinin evililklerine aşırı müdahale ettiği, erkeğin babasının kadına şiddet uyguladığı, erkeğin eşini savunmadığı, düzenli çalışmadığı, şehir dışına çalışmaya gittiğinde eşini yanında götürmediği, davacı kadının ise evini terk ettiği, bu kapsamda tarafların evliliğinin sonlanmasına neden olan olaylarda davalı erkek ağır, davacı kadın hafif kusurlu olduğu ,davacının 4721 sayılı Kanun'un 166 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma davasının kabulü kararında ve tarafların kusur derecelerinin belirlenmesinde isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gereği hükmedilen nafakaların miktarlarında isabetsizliğin bulunmadığı, yine herhangi bir geliri ve malvarlığının bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gereği hükmedilen nafakanın miktarında, isabetsizlik bulunmadığı, bunun yanında davalı cevap dilekçesinde lehine sadece manevî tazminat talep etmiş olup yerel mahkemece davalının maddî tazminat talebi bulunmadığından bu konuda değerlendirme yapılmamış olmasında isabetsizlik bulunmadığı, davacı kadını yararına maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; yerel mahkemece verilen kararda kusur belirlemesinin, hatalı olduğunu, evlilikte müvekkilinin kusurunun olmadığını, kadının haksız yere evi terk ettiğini, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve davalı lehine hükmedilmeyen manevî tazminat bakımından kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kabul edilen maddî tazminat ve davalının reddedilen manevî tazminat talebi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası 6098 sayılı Kanun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle erkeğe kusur olarak yüklenen şehir dışına çalışmaya giderken eşini yanında götürmediği vakıasının ispatlanamadığının, bu nedenle bu vakıanın erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğinin, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin yine de ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,16.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.