"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/818 E., 2022/1472 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/29 E., 2021/663 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması davasının ise usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalılardan ...'ün evli olduklarını, dava konusu taşınmazın, 2011 yılında satın alındığını, davalı eş adına tapuda tescil edildiğini ve aile konutu olarak kullanıldığını, davacı kadının rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine dava dışı şirketin borcu sebebiyle davalı banka yararına ipotek kurulduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 194 üncü maddesi hükmü gereği taşınmaz üzerine konulan ipoteğin geçerli olmadığını, davacı kadının, ipotek işleminden başlatılan icra takibi sebebiyle bilgi sahibi olduğunu, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmeden, taşınmazın aile konutu olarak kullanılıp kullanılmadığı araştırılmadan ipotek tesis edildiğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, dava dışı şirketin kredi borcu sebebiyle, bu şirketin ortaklarından olan davalı eş adına kayıtlı taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiğini, ekspertiz yapıldığını ancak davacı kadının dava konusu taşınmazda olmadığını, banka görevlilerine bu hususun belirtilmediğini ve komşulardan da bu hususun öğrenilmediğini, davanın kötü niyetli açıldığını, tapu kaydında da taşınmazın aile konutu olduğuna dair şerh bulunmadığını, dava dilekçesi içeriğinin çelişkili olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ...'e dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı kadın ile davalılardan ...'ün 1999 yılında evlendiği, halen evli oldukları, dava konusu taşınmazın 2011 yılında satın alındığı ve davalı eş adına tapuda tescil edildiği, 2016 yılında da davalı banka yararına olmak üzeri taşınmaz üzerine ipotek tesis edildiği, davacı ve davalı eşin 2014 yılından bu yana dava konusu taşınmazı aile konutu olarak kullandıkları, adres kayıt sistemindeki adreslerinin dava konusu taşınmazın olduğu yer olduğu, davalı banka tarafından da tarafların başka bir konutta ikamet ettiklerine dair savunmada bulunulmadığı, davalı bankanın tacir olduğu ve basiretli bir tacir gibi davranması gerektiği, taşınmazın tapu kaydında aile konutu olduğuna dair şerh bulunmasa da bu durumun taşınmazın aile konutu vasfına halel getirmeyeceği, zira aile konutu şerhinin kurucu değil bildirici olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine davacı kadının açık rızası alınmadan ipotek tesis edildiği, açık rıza alınmadan yapılan işlemin geçersiz olduğu, davacı kadının ipoteğin kaldırılması amacıyla açtığı davada haklı olduğu, taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması talebi yönünden yapılan incelemede ise 4721 sayılı Kanun'un 194 üncü maddesinin üçüncü fıkrası hükmü gereği kayıt maliki olmayan eşin tapu müdürlüğüne giderek taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasını talep edebileceği, talebin tapu müdürlüğü tarafından reddedilmesi durumunda dava yolu ile talep edilebileceği, bu hususun dava şartı olduğu, somut olayda dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması amacıyla tapu müdürlüğüne başvuru yapılmadığı, bu yönde bir iddiada olmadığı, aile konutu şerhi konulması davası açmakta davacı kadının hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, aile konutu şerhi konulması davası yönünden ise davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, davalı bankanın iyi niyetli olduğu, dava konusu taşınmazın tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı, davalı bankanın tapu siciline güvenerek ipotek tesis ettiği, davalı bankanın harçtan muaf olduğu ve aleyhine harç hükmedilmesinin hatalı olduğu, yine yargılama gideri ve vekâlet ücretine dair düzenlemenin da hatalı olduğu, davanın reddi gerektiği belirtilerek; ipoteğin kaldırılması davasının kabulü, yargılama gideri, harç ve vekâlet ücreti yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile somut dosyada, davacı ve davalı ...'ın 1999 yılında evlendikleri ve halen evli oldukları, yerleşim yeri kayıtlarına göre tarafların 15.02.2014 tarihinden beri ve halen dava konusu taşınmazda ikamet ettikleri, davacı kadının rızası alınmaksızın taşınmaz kaydı üzerine davalı banka yararına 18.04.2016 tarihi itibariyle 3974 yevmiye numaralı 600.000,00 TL bedelli ipotek tesis edildiği, davacı kadının rızası alınmaksızın taşınmaza konulan ipoteğin geçersiz olduğu, davalı bankanın muvafakatname, tanık, yemin ve sair başka bir delille iddiasını ispat edemediği, bu duruma göre aile konutu olduğu tespit edilen taşınmaz üzerine davacı kadının açık rızası alınmaksızın konulan ipoteğin geçersiz olduğu ve ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik olmadığı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 326 ncı maddesi hükmü uyarınca, yargılama giderlerinin, kural olarak, davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletileceği, davayı kazanan taraf, davasını vekil vasıtası ile takip etmiş ise haksız çıkan tarafın yargılama gideri olarak vekâlet ücretine de mahkum edileceği, somut dosyada; davalı bankanın haksız olması nedeniyle aleyhine yargılama giderine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi bankanın borçlu olduğu dosyalardan yargılama harçlarından muafiyeti söz konusu olmadığı, bu yöndeki istinaf talebinin de yerinde olmadığı belirtilerek davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler dikkate alınarak ipoteğin kaldırılması davasının kabulü, harçlar, vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı ve davalı banka aleyhine hükmedilen harçlar, yargılama gideri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi; 492 sayılı Harçlar Kanunu ilgili maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.