"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1362 E., 2023/1361 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Nevşehir Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/1201 E., 2023/15 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve karşı bağımsız tedbir nafakası ve manevî tazminat davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın için 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi kapsamında tedbir nafakasına, kadının karşı bağımsız tedbir nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının kusur belirlemesi ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili boşanma talebini içerir dava dilekçesinde; tarafların evliliklerinin ilk dört ay sorunsuz sürdüğünü davacı ve ailesi dört aylık evliliğin sonunda davalının psikolojik rahatsızlıklarına tanık olmaya başladıklarını, davalının psikolojik rahatsızlığı olduğunu ve bu nedenle antideprasan ilaç kullandığını gizlediğini, ilaçları bittikten sona ellerinin anormal derecede titremeye başladığını, geceleri uyuyamadığını, evin içerisinde dolaşmaya başladığını, davalının müşterek konutu dahi yakmaya teşebbüs ettiğini, kendisine zarar vereceğinden endişe eden davacı ve ailesi davalıyı sürekli olarak gözlemlediklerini, davalı dışkısını yemesi konusunda birilerinin kendisine telkinde bulunduklarını, yine intikam alması konusunda da telkinlerin yapıldığını anlattığını, davacının davalının tedavisi için gereken yollara başvurduğunu, doktorlara götürdüğünü, ancak davalının ilaçları kullanmadığı gibi doktora saldırdığını, tedaviyi kabul etmediğini, kadının abisinin 22.07.2018 tarihinde kadını memleketi Batman'a götürdüğünü, tarafların o günden beri ayrı yaşadıklarını bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı - karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı bağımsız tedbir nafakası ile manevî tazminat talepli dava dilekçesinde; taraflar evlenmeden önce davalının uyku probleminden dolayı tedavi gördüğünü, tedavisinden sonra eski sağlına kavuştuğunu, evlendiği zaman da herhangi bir sağlık sorunun olmadığını, davalının 2016 yılında hamile kaldığını, yapılan kontrolellerde bebeğinin anne rahmindeki yerinde suyu olmadığı ve bu sebeplerden dolayı doğacak çocuğun sakat doğuma ihtimalinden dolayı davacı tarafça davalının rızası olmadan bebeği kürtaj yolu ile alındığını, bu durumdan sonra davalının ciddi psikolojik sorunlar yaşadığını, davacının hiçbir şekilde davalıya destek olmadığını, tedavi ettirmediğini, davalıyı yüz üstü bıraktığını, davalının anne ve babası tarafından yaşadıkları Batman iline götürülerek tedavisinin yapıldığını, bu süreç zarfında davacının davalıyı arayıp sormadığını, iyileşip müşterek konuta gelen davalı antideprasan ilaçlarını kullanmadığı gerekçesiyle davacı tarafından darp edildiğini, davalının günlük yaşantısında da ne zaman bir sorun yaşansa sürekli olarak darp edildiğini, bu durumlar yaşandıkça davalının psikolojisinin daha da bozulduğunu, davacının davalıyı kendi ailesi ile birlikte ortak ikamette yaşamaya zorladığını, davalıya davacının ortak yaşadığı konutu terk etmemesi halinde sokağa atacağını ve ya zihinsel engellilerin tedavi gördükleri hastaneye yatıracağı tehdidi nedeniyle ailesine haber vererek gelip almalarını istediğini, davalının Batman iline getirilerek tedavisi tekrar yapıldığını, ve şu anda herhangi bir sağlık sorunu bulunmadığını, davalının hiçbir zaman intihar etmeye düşünmediğini, davacı tarafın ailesinin davacıyı her zaman dışladığını, rencide ettiğini, davalının davacıdan boşanmak istemediğini, aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasının ve 10.000,00 TL manevî tazminatın davacıdan alınarak davalıya verilmesine, davacının davasının ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
1.İlk Derece Mahkemesinin 19.09.2019 tarihli ilk kararı ile her iki davanın kabulü ile kadın için tedbir nafakasına hükmedilmiş, tarafların tazminat talepleri reddedilmiş, tarafların kararı istinaf etmeleri üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 23.01.2020 tarihli kararı ile; kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediği yönünden rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verildiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
2.İlk Derece Mahkemesinin 16.03.2021 tarihli ikinci kararı ile her iki davanın kabulü ile kadın için tedbir nafakasına hükmedilmiş, tarafların tazminat talepleri reddedilmiş, tarafların kararı istinaf etmeleri üzerine Bölge Adliye Mahkemesince 15.09.2021 tarihli kararı ile; alınan sağlık raporunun yetersiz olduğu, yeniden rapor alınması gerektiği gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
3.İlk Derece Mahkemesinin 29.03.2022 tarihli üçüncü kararı ise Bölge Adliye Mahkemesince 03.11.2022 tarihli kararı ile; kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olduğu gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
4.İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen son kararı ile; erkeğin, kadının kurul raporuna göre hastalığı büyük ölçüde atlattığı da dikkate alındığında eşinin evden ayrılmasını istemekle iyi günde kötü günde birlikte olmak için kurulan evlilik birliğinin gereklerine aykırı davranarak eşinin sağlık durumuyla gerektiği kadarıyla ilgilenmediği, eşine bakmayıp onu terke zorladığı ancak kadının "istiyorsanız kocalarımızı değiştirelim" sözü ile yönelik güven sarsıcı davranışta bulunduğu anlaşıldığından evliliğin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın lehine karar tarihine kadar aylık 200,00 TL karar tarihinden sonra aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadın tarafından açılan davanın esastan reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talebi ve tedbir nafakası yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı kadın vekili; kadının kusurlu davranışının olamayacağı gerekçesiyle kusur belirlemesi, boşanma davasının kabulü, tedbir nafakasının miktarı, reddedilen manevî tazminat talebi ile reddedilen davasında aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin Hukuk Muhakemeleri Kanununa uygun olarak yerine getirildiği, fakat kusurlu vakıa belirlenmesinde ve kusur derecesinde hata edildiği; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığı, kadının kardeşini arayıp "ablanı götür yoksa tımarhaneye yatıracağım" dediği, hastalanan kadını yeterince tedavi ettirmediği, ilgilenmediği ve destek olmadığı, baba evine gönderdiği, buna karşılık kadının ise komşularına "istiyorsanız kocalarımızı değiştirelim" diyerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, belirlenen kusurlu vakıalar neticesinde erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, erkek tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, boşanma davasının açıldığı günden, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi gereği tedbir nafakasına hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmediği, fakat tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen tedbir nafaka miktarının az olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde manevî tazminat takdir edilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğu, erkeğin ağır kusurlu olduğu anlaşıldığında manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği, kadın vekili kendi adına tedbir nafakasına hükmedilmesini talep etmiş, dosya kapsamından, kadın için hükmedilmesi talep edilip reddedilen tedbir nafakası miktarının bir yıllık toplam tutarının 1.000,00x12=12.000,00 TL olduğu, kararı kadın istinaf ettiğinden kararın reddedilen kısım sebebiyle kadın aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti de kesin olmakla Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 341 inci maddesinin ikinci fıkrası gereğince kadının istinaf başvurusunun miktar itibariyle reddine karar verilmesi gerektiği, karşı dava yönünden kadının manevî tazminat talebi kabul edilmekle infazda ve tereddüt ve karışıklığa sebebiyet verilmemesi için karşı dava yönünden kararın tamamının kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı ve reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf başvurusunun kabulü ile kadın için dava tarihinden itibaren aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile yasal faiziyle birlikte 10.000,00 TL manevî tazminata ve bu dava yönünden kadın için vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekilince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; boşanmak istemediği ve kadının kusurlu davranışının olamayacağı gerekçesiyle kusur belirlemesi ve boşanma davasının kabulü yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.