Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7037 E. 2024/5713 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, buna bağlı olarak tazminat ve nafaka taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve tanık beyanları değerlendirilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Diyarbakır Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/902 E., 2023/627 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Elazığ 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/197 E., 2022/230 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine, ziynet alacağı isteminin kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin boşanma davası ve fer'îlerine yönelik istinaf talebinin esastan reddine, ziynet alacağına ilişkin talebin tefrik edilerek Dairenin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadına karşı sevgisizlik gösterdiğini, hakaret ve küfür ettiğini, kadının sürekli duygusal şiddete maruz bırakıldığını, sürekli evi terk etme eğilimi gösterdiğini, erkeğin ailesinin de evliliklerine sık sık müdahale ettiğini, erkeğin buna sessiz kaldığını, gece eve geç geldiğini, kadını ailesi ile görüştürmediğini, fiziksel şiddet uygulayıp eve kilitlediğini, annesinin eşine hakaret etmesine sessiz kaldığını, eşyalara kırıp zarar verdiğini, aile için mahrem konuları başkalarına anlattığını, tehdit ve küfür ettiğini, evden kovduğunu, çocuğun ve evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadınla ilgilenmediğini, aşağıladığını, sevmediğini ve istemediğini söylediğini, ortak çocuklarının rahatsızlığı ile ilgilenmediğini, hastane masraflarını karşılamadığını, düğünde takılan altınları güvenlik açısından ağabeyinin kuyumcu dükkanına bırakıldığını, düğünden sonra babasından ziynetleri isteyince altınların bozdurulduğunu öğrendiğini, fakat bu ziynetlerin bozdurularak nerede harcandığının bilgisinin verilmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddî ve 500.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşya bedeli şimdilik 500,00 TL'nin tahsiline, ev eşyalarının nakden iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğe yönelik iddiaların yersiz olduğunu, erkeğe, anne ve babasına hakaret ettiğini, erkeğin ailesiyle görüşmek istemediğini, onlara saygısız davrandığını, erkeğin anne ve babasına hakaret ettiğini, erkeği evden kovduğunu, ev işlerini yapmadığını, öfke kontrolü problemi olduğunu, müsrif olduğunu, evin geçimine katkı sağlamadığını, abisinde bulunan ziynetlerden 60 gr. Altının kadının rızasıyla bozdurulduğunu, kadının ve ailesinin erkeği aşağıladıklarını, fiziksel şiddet uyguladığını ve ceza aldığını, erkeği başkalarıyla kıyasladığını, ameliyat olduğunda ilgilenmediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakanın her yıl ÜFE oranında arttırılmasına, yasal faizi ile 500.000,00 TL maddî, 500.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her iki tarafın da birbirine hakaret ettiği, fiziksel şiddet uyguladığı, birbirinin ailesine iyi davranmadıkları noktasında tarafların kusurlu oldukları fakat erkeğin bu kusurlarında devamlılığı ve ağırlığının daha fazla olduğu, bunun yanı sıra pandemi döneminde küçük çocuğu ile evde olan kadın tarafın ihtiyaçlarını gidermediği, eve sürekli geç geldiği, kadın tarafa ailesinin hakaret etmesine engel olmadığı, kadının doğumu, kotrolleri ve çocuğun hastalığında beklendiği kadar ilgilenmediği, bu nedenle erkeğin daha ağır kusurlu olduğu, somut olayda kadının ziynetlerin varlığını sunduğu fotoğraflarla ispat ettiği ve erkeğin, kendisinden habersiz abisinden aldığını ispatladığı ve ileri sürdüğü şekilde araba alındığının tanık beyanları ile doğrulandığı fakat altın parası ile alındığı, kadının buna rıza gösterdiği hususlarının ispatlanamadığı gerekçesi ile asıl ve karşı boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında müşterek çocuk 5 yaşını tamamlayıncaya kadar, çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. Haftaları Cumartesi günü sabah 09:00 ile aynı günün akşamı saat 18:00 arasında, dini bayramların 2. Günü sabah saat 10:00 ile 18:00 saatleri arasında, babalar gününde ve çocuğun doğum gününde öğleden sonra 14:00 ile 18:00 saatleri arasında tedbiren kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk 5 yaşını tamamladıktan sonra; çocuk ile baba arasında her ayın 1. ve 3. haftaları Cumartesi günü sabah 09:00 ile Pazar akşamı saat 18:00 arasında, dini bayramların 2. Günü sabah saat 10:00 ile 3. Günü akşam 18:00 saatleri arasında, yarıyıl tatilinin 2. Haftası Cumartesi günü saat 09:00 dan bir hafta sonra pazar günü saat 18:00'e kadar, her yıl yaz tatilinin 1 Temmuz 30 Temmuz tarihleri arasında, babalar gününde ve çocuğun doğum gününde öğleden sonra 14:00 ile 18:00 saatleri arasında tedbiren kişisel ilişki tesisine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasına, yasal koşulları oluşmadığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için yasal faizi ile 30.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, yasal koşulları oluşmadığından erkeğin tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, 2 adet 7 gram tam altın (Değeri 5.020,00 TL), 84,09 gram 22 ayar bilezik (Değeri 29.137,00 TL), 1 adet 22 ayar 76,71 gram kaburga modelinde set takımı (Değeri 26.580,00 TL), bir adet beşibir yerde altın (36 gram) (Değeri 12.550,00 TL)'ın erkekten alınarak, davacı kadına aynen iadesine, bu mümkün olmadığı takdirde bunların bedeli karşılığı olan 500.00 TL'ye dava tarihi olan 22.05.2020 tarihinden itibaren, 72.787,00 TL'ye ıslah tarihi olan 17.08.2021 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek sureti ile erkekten alınarak kadına verilmesine, konusuz kaldığından ev eşyası istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, tarafların 18.05.2020 tarihine kadar birlikte yaşadıklarını, kadının erkeğe fiziksel şiddet uygulaması üzerine tarafların ayrıldıklarını, kadının ceza aldığını, erkeğin hastane kantininde vardiyalı çalışması nedeniyle kimi gün geç gelmesinin ve çalışmasının kusur olmayacağını, kadının erkeğin hastalığı ile ilgilenmediğinin, aşırı kıskanç olduğunun ve evin giderlerine katılmadığının ispatlandığını, erkeğin evinin ihtiyaçlarını karşıladığını, kadının tanıklarının beyanlarının dosyaya sundukları mesajlaşmalara, banka ve ödeme dekontlarına aykırı olduğunu, çocuk için hükmedilen nafakaların fahiş olduğunu, çocuğun baba ile yatılı olarak kalabilecek yaşta olduğunu, ziynet eşyalarına ilişkin hüküm ve gerekçenin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, tesis edilen kişisel ilişki, çocuk için kabul edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kabul edilen ziynet alacağı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile erkeğin boşanma davası ve ferilerine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince esastan reddine, ziynet alacağına ilişkin talebin tefrik edilerek Dairenin ayrı bir esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar, kabul edilen tazminatlar ve miktarları, tesis edilen kişisel ilişki, çocuk için kabul edilen nafaka miktarı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak erkek ve kadın yararına maddî ve manevî tazminatın yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, asıl boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları ile çocuk yararına kabul edilen iştirak nafakası miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, erkek yararına yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, çocukla baba arasında kurulan kişisel ilişki düzenlemesinin kapsam ve süre itibariyle ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun'un) 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi,182 nci, 323 üncü, 324 üncü, 327 inci ve 329, 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere ve özellikle toplanan deliller, dinlenen tanık A.D.'nin beyanlarına göre davacı-davalı kadının erkek ameliyat olduğunda eşi ile ilgilenmediğinin, kadına bu vakıanın kusur olarak yüklenmesinin gerektiğinin, yine Mahkemece ''Pandemi döneminde küçük çocuğu ile evde olan kadının ihtiyaçlarını gidermeme'' vakıası kadına kusur olarak yüklenmişse de; erkek tarafından dosyaya sunulan mesaj kayıtları ve fatura ödemelerine ilişkin dekontlar birlikte değerlendirildiğinde ispatlanamayan bu vakıanın kadına kusur olarak yüklenemeyeceğinin, Mahkemece taraflara yüklenen diğer kusurların gerçekleştiğinin ve ancak tarafların belirlenen ve gerçekleşen tüm kusurları birlikte değerlendirildiğinde yine de evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Tarafların yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.