"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/386 E., 2023/1016 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ve iştirak nafakası miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; daha önceden boşanma davası açıldığını aile büyükleri araya girerek tarafları barıştırdığını, bir yıl kadar tarafların evliliklerinin sağlıklı bir şekilde sürdüğünü, 7 Temmuz 2018 günü tarafların gezme amaçlı babasının evine gittiklerini, erkeğin köy ortamında rencide edici sözler söylediği ve davranışlar sergilediği, akabinde erkeğin, kadın ve ortak çocukları köyde terk ettiğini, ortak çocuğun babasının arayarak kendilerini neden terk ettiğini sorduğunu, erkeğin kendi öz kızına ağır derecede hakaret ettiğini, erkeğin ortada bir sebep yok iken kadını ve ortak çocukları baba evinde terk ettiğini, tarafların sekiz aydır ayrı yaşadıklarını, erkeğin, kadının ve ortak çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı; evi vermeyi kendisi teklif etti fakat oyaladığını, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeği tam kusurlu olduğunu, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklar Rümeysa ve Sümeyye'nin velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuklar Rümeysa ve Sümeyye için ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına ve nafakaların her yıl üretici fiyat endeksi (ÜFE) oranında arttırılmasına, müvekkili için aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili dava dilekçesinde; karşı tarafın inatçı olduğu, bir çok defa evi terk ettiği, karşı tarafın çocukların babasına olumsuz duygu beslemesi için sebep olduğunu, tarafların ayrı yaşadıkları dönemde, karşı tarafın hasta olan babasını hastaneye götürdüğünü, babasının aynı gün vefat ettiği, cenaze boyunca üzerine düşen sorumlulukları yerine getirdiğini, bu esnada eşi ile barışmak ve eve getirmek istediğini, ancak karşı tarafın ortak konutun kendi üzerine yapılması konusunda inat ettiğini, karşı tarafın birilerinin yönlendirmesi ile hareket ettiğini, herkesin ortasında aşağıladığını, kadının tam kusurlu olduğunu ileri sürerek kadının davasının reddine, kendi davalarının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, erkek lehine yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.05.2021 tarih ve 2019/195 Esas, 2021/363 Karar sayılı kararıyla; kadının babasının vefatında tarafların birlikte cenazeye katıldıkları, tarafların kadının babasının vefatı öncesinde ve sonrasında barışmak için görüşmeler yaptıkları, her ne kadar barış görüşmelerinin tek başına karşı tarafın kusurunu affetmek anlamına gelmediği yerleşik yargı içtihatları ile tartışmasız olsa da, dosyada beyanları özetlenen iki tarafın tanıklarının anlatımlarıyla, tarafların barış görüşmesinin ötesinde birbirlerinin acı günlerine iştirak ettikleri, buna ek olarak tarafların akrabalarının da tarafların barıştıkları yönünde edindikleri kuvvetli inanç ile söz konusu sosyal ödevler içerisine gönüllü olarak iştirak ettikleri, yine tarafların birbirlerine ait evlerde bir araya gelip birlikte kaldıkları, evlilik birliği içerisinde birbirlerine atfettikleri kusurları çözmekle birlikte, barışmak için şart olarak öne sürülen ev verme ediminin gerçekleşmesi hususunda ihtilafa düştükleri, hal böyle olunca her ne kadar tam anlamıyla bir barışma gerçekleşmemişse de, birbirlerine atfettikleri kusurları hoş gördükleri, tarafların aralarında devam eden esas anlaşmazlık ve kusurun Aile Hukuku kapsamından çıkarak, Borçlar Hukuku'na evrilen bir ihtilafa dönüşmesi, dosyada yıllar önce bağ evinde gerçekleşen tartışmaya dair kusurların ise yukarıda açıklanan nedenlerle taraflarca karşılıklı olarak hoş görme kapsamında affedildiği ve affedilen ve hoşgörü ile karşılanan davranışların boşanma davasında eşlere kusur olarak yüklenemeyeceği gerekçesiyle her iki davanın reddine, ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 30.05.2022 tarihli ve 2021/2115 Esas, 2022/1454 Karar sayılı kararıyla; eşlerin birbirlerinin acı gününde bir araya gelmeleri ve yakınlarının cenazelerine katılmaları tarafların barışması olarak yorumlanamayacağı gibi, dosya kapsamında eşlerin barıştıklarına delalet eden somut bir delil olmadığı, eşlerin bir araya geldiklerine dair beyanların ise duyumdan ibaret olduğu, erkeğin ayrılığa neden olan son olayda hakaret ederek, kadın eş ve çocukları baba evinde bırakarak ayrıldığı, erkek eşin kadın eş ve ailesine yönelik sözel şiddetinin evlilik sürecinde süreklilik arz eden bir olgu olduğu, kadının ise barışmak için evin üzerine yapılmasını şart koştuğu, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf taleplerinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrsaı gereği boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, babayla ortak çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar için aylık 300,00 TL tedbir ve 500,00 TL iştirak nafakası ile nafakaya her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakasının işe giriş tarihi itibariyle kaldırılmasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın için 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 26.12.2022 tarihli ve 2022/8750 Esas, 2022/10747 Karar sayılı kararı ile; tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocukların ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakalarının ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla;Yargıtay bozma ilamına uyulmasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat ile nafakanın niteliğine 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddesi hükmü dikkate alınarak kadın yararına 45.000,00 TL maddî, 45.000,00 TL manevî tazminat ile ortak çocuklar için aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasına, hükmedilen iştirak nafakasının boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten 1 yıl sonra başlamak kaydı ile yıllık ÜFE oranında artırılmasına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili; tüm dosya kül halinde incelendiğinde, evliliğin tarafların ortak kusurlu hareketleri neticesinde sonlandığı ortaya çıkacağı, hatalı kusur değerlendirmesi sonucu müvekkil aleyhine tazminata hükmedilmesi doğru olmadığını ve hükmedilen tazminatların miktarının yüksek olduğunu ileri sürerek; tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen tazminatların miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı- karşı davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.