"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1061 E., 2023/1278 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Niksar Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/284 E., 2021/596 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi, akabinde davalı erkeğin kararı istinaf ettikten sonra 30.05.2019 tarihinde vefat etmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince evlilik ölümle son bulduğundan dava konusuz kaldığı gerekçesiyle başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan boşanma talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Kararın bir kısım mirasçılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak kusur tespiti yönünden karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince konusuz kalan boşanma talebi hususunda karar verilmesine yer olmadığına, sağ kalan eşin kusurunun bulunmadığının tespitine karar verilmiştir.
Kararın bir kısım mirasçılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı bir kısım mirasçılar vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1980 yılında gayri resmi olarak evlendiklerini 2007 yılında da resmi nikahlarını kıydıklarını, tarafların bu evliliklerinden üç tane çocuklarının olduğunu, çocukların reşit olduklarını, davalının evlendikten sonra sürekli alkol kullandığını, ancak hastalığı nedeniyle 10 yıl önce bıraktığını, tarafların dükkan kiraları ile geçindiklerini, davalının davacıya sürekli hakaret ettiğini, psikolojik olarak davacıya baskı yaptığını, davacıyı dövdüğünü, davacıyı kendisini alttığı iddiası ile iftiralarda bulunduğunu, oysa ki davacının kimse ile bir ilişkisinin olmadığını, davacının akrabaları ile görüşmesine engel olduğunu, davacıya bardak fırlattığını, boğazını sıktığını, kendisini aldattığı gerekçesiyle Kur'ana el bastırmaya çalıştığını, müvekkilinin de tüm bunlara dayanamayarak evi terk ettiğini belirterek öncelikle adli yardım taleplerinin kabulüne, tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL nafaka takdir edilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 1980 yılında dini nikah ile yaşamaya başladıklarını, davacının kuma olarak kendisine geldiğini, davacı ile birlikte alkol aldıklarını, davacının ısrarı ile alkol aldıklarını, kendisinin davacıya hakaret etmediğini, kendisini aldattığı konusunda davacıya bir söz söylemediğini, davacıyı darp etmediğini, üzerine düşün yükümlülükleri yerine getirdiğini, evin ihtiyaçlarını karşıladığını, davacının kendi akrabaları ile görüşmesine engel olmadığını, davacının hiç bir sebep yokken evi terk ettiğini belirterek davalıdan boşanmak istemediğini beyan etmiştir..
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesi’nin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesi’nin 07.11.2018 tarih ve sayılı 2018/4 E., 2018/879 K. sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 250,00 TL olarak takdir edilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 250,00 TL arttırılarak 500,00 TL olarak kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden itibaren yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadının maddî ve manevî tazminatlarının kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesi’nin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunduktan sonra 30.05.2019 tarihinde vefat etmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesi’nin 21.11.2019 tarih ve 2019/773 Esas, 2019/3331 Karar sayılı kararı ile evliliğin ölümle sona erdiği, davalı erkeğin vefat etmeden önce hükmü tüm yönlerden istinaf ettiğinden boşanma davası kesinleşmeden ölüm gerçekleştiğinden boşanma davasının konusuz kaldığı, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdir ve hüküm altına alınması gerektiği, o halde karar tarihinden sonra gerçekleşen ve dolayısıyla İlk Derece Mahkemesince değerlendirilemeyen bu husus gözetilerek hüküm kurmak ve yargılama giderleri ile vekalet ücreti yönünden haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi gereğince davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 14.10.2020 tarih ve 2019/656 E. - 2020/281 K. sayılı kararı ile davanın açıldığı tarihteki kusur ve haklılık durumuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle verilen ilk karar gibi davalı tarafın kusurlu olduğu yönünde kanaat edinildiği, bu belirlemeye göre yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı taraf (ölü davalı ... mirasçıları) üzerinde bırakılarak dava konusuz kaldığından boşanma davası ve diğer talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına karşı bir kısım davalı mirasçıları hükmün tümü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 27.05.2021 tarih ve 2021/1135 Esas, 2021/1551 Karar sayılı kararı ile Mahkemece hükmün gerekçesinde davalı tarafın kusurlu olduğuna dair belirleme yapıldığı halde bu belirlemenin hüküm kısmında yer almayarak hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluştuğu; konusu kalmayan boşanma davası ile ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinin yanında, sağ kalan eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunup bulunmadığının tespitine yönelik değerlendirme yapılması gerekirken bu değerlendirmenin yapılmadığı gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (6) ncı alt bendi gereğince bir kısım dahili davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasına, açıklandığı şekilde davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kusur yönünden yapılan incelemede, Mahkemece verilen ilk karar gibi davalı tarafın tam kusurlu olduğu, davacının boşanmaya sebebiyet verecek şekilde kusurlu bulunmadığı yani kusursuz olduğu yönünde kanaat edinildiği ve bu hususa hüküm kısmında da yer verilerek, yargılama giderleri ve vekalet ücreti dahili davalılar (ölü davalı ... mirasçıları) üzerinde bırakılarak evlilik birliği ölüm ile sona erdiğinden konusuz kalan boşanma talebi ve diğer talepler hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı bir kısım davalı mirasçıları istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Bir kısım davalı mirasçıları vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı müteveffanın boşanma talebi konusunda istinaf talebinin olmadığını, duruşmadaki beyanlarında davalının boşanmak istediğini beyan ettiği, kusura ve tazminata ilişkin tazminat taleplerinin olduğu; kusur yönünden davacının kusurlu olduğuna ilişkin istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesi ile bir kısım mirasçılar vekilinin vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde bir kısım davalı mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Bir kısım davalı mirasçıları vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; taraflar arasındaki boşanma davasının davalı erkeğin ölümü nedeniyle konusuz kalmış olup kusur tespiti yönünden devam eden davada sağ kalan kadın eşin boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurlu bir davranışının ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 181 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı mirasçıları vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Mahkemece kusur tespiti yönünden devam eden davada sağ kalan eş olan davacının boşanmaya sebebiyet verecek derecede kusurunun bulunmadığı hususunun tespiti ile yetinilmesi gerekirken, ölen eş olan davalının tam kusurlu olduğu şeklinde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uyarınca temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı mirasçıları vekilinin aşağıdaki bentin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının REDDİNE,
2.Davalı mirasçıları vekilinin kusura ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının 1 numaralı hüküm fıkrasından “davalının tam kusurlu olduğunu” ibaresinin çıkartılması suretiyle temyize konu kararın DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.