"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/376 E., 2023/781 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevi tazminatlar yönlerinden bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı vekili dava dilekçesinde; erkeğin kadını eski nişanlısı ile aldattığını, eski nişanlısının tefecilere ve bankalara olan borçlarını kefil olduğunu, bu borçları ödediğini, emekli ikramiyesinin tamamının bu borçlara gittiğini, müvekkilinin geleneksel Türk kadını olarak çocukları için sustuğunu, evde bir erkek olsun diye eşi ile aynı evde yaşamaya devam ettiğini, ancak borçlar bitince erkeğin kredi çekip ev aldığını, evde müvekkiline hakaret edip bıçak çektiğini, müvekkilinin haberi olmadan çekilen kredide müvekkilinin imzasını taklit ettiğini, daha önce müvekkilinin tedbir nafakası davası açtığını, aylık 1.000,00 TL nafakaya hükmedildiğini ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 1.500,00 TL nafaka ile boşanmanın eki niteliğinde 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, tam tersine kadının erkeğe kötü davrandığını, hiçbir sorumluluğunu yerine getirmediğini, temizlik ve yemek yapmadığını, güler yüz göstermediğini, müvekkiline düşmanıymış gibi davrandığını, müvekkili ile hiçbir şekilde konuşmadığı için son sekiz yıldır birlikte hiç bir yere çıkmadıklarını, ortak misafirlerini ağırlamadığını, müvekkilini her zaman yalnız bıraktığını, sorumsuz davrandığını, eşine karşı sevgi, saygı ve ilgi göstermediğini, kadınlık ve eş olarak görevlerini yerine getirmediğini, kadının kusurlu tutum ve davranışları nedeniyle son sekiz yıldır tarafların cinsel birlikteliklerinin olmadığını, müvekkili ile aile konutunda yaşamasına rağmen hiçbir şekilde onunla iletişim kurmadığını, yüz yüze gelmemeyi özen gösterdiğini, onu yok saydığını, adete aynı evin içinde bir yabancı gibi yaşadıklarını iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, erkek lehine 100.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.04.2019 tarih ve 2018/54 Esas, 2019/332 Karar sayılı kararı ile; erkeğin kadına karşı kötü muamele ettiği, sürekli tartışarak kavga ettikleri, uzun yıllardan beri ayrı yattıkları, karı koca ilişkilerinin bulunmadığı, evin geçimi ve ihtiyaçları konusunda maddî yardım sağlamadığı, kadının ailesinin yardımları ile kadın ve ortak çocukların geçindiği, uzun yıllardır aynı evin içinde iki yabancı gibi yaşadıkları, kadının her şeye rağmen erkeğin çamaşırlarını yıkamak, yemeğini yapmak gibi ev görevlerini yerine getirdiği, tartışmaların erkeğin habersiz olarak borç yapmasından kaynaklandığı, hatta habersiz ev alması ve bundan dolayı icralık olmasından tarafların arasında tartışmanın çıktığı, boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle karşı davanın reddine, asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile boşanmanın eki niteliğinde 20.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.06.2022 tarihli ve 2020/1790 Esas, 2022/1263 Karar sayılı kararıyla; "erkeğin kadından habersiz borç yaptığı ve haberi olmadan kredi çekip ev aldığı" ile ilgili vakıalara kadın tarafından dayanıldığı ve ispatlandığı, Mahkemece bunların dışında belirlenen ve erkeğe kusur olarak yüklenen diğer vakıalara usulünce dayanılmadığı için bunların erkeğin kusurundan çıkartılması gerektiği, ayrıca erkeğin "eve geç gelmesi, eski nişanlısına kefil olması, kadına ve ortak çocuk ...'ya şiddet uygulaması, erkeğin borçlarından dolayı eve tefecilerin gelmesi, erkeğin dövmek için kadının üstüne yürümesi, kadına bıçak çekmesi" vakıaları sübut bulmuş ise de, bu vakıalardan bir kısmının çok önceden geliştiği ve taraflar bir arada yaşamaya devam ettiklerinden af ve hoş görü kapsamına girdiği, bunlardan sadece " kadına bıçak çekme ve tefecilere borçlanma" vakıalarına kadın tarafından dayanıldığı, diğerlerine dayanılmadığı, en önemlisi istinaf eden taraf dikkate alındığında bunların erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına yüklenecek bir kusurun varlığının ispatlanamadığı, tarafların aynı evde iki yabancı gibi yaşamasının ve ayrı yatmasının ispatlandığı, ancak bunun kimden kaynaklandığının belli olmadığı, erkek bunlara dayanmış ise de, kadından kaynaklandığını ispatlayamadığından bu vakıaların kadına kusur olarak izafe edilemeyeceği, keza kadının son üç-dört yıldır erkeğin yemek ve ütüsünü yapmadığı iddia ve ispatlanmış ise de, bunları yapmamasını isteyen tarafın erkek olduğunun, bu yüzden kadının erkeğin yemek ve ütüsünü yapmadığının aşamalarda bir kısım tanık ifadeleri ile eksiksiz sergilendiğinden bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, neticeten tüm bu açıklamaların ışığı altında kadının dava dilekçesi ile bir bütünlük arz eden bir kısım tanık ifadeleri bir bütün halinde değerlendirildiğinde, "erkeğin kadından habersiz borç yaptığı ve haberi olmadan kredi çekip ev aldığı" vakıalarının ispatlandığı, bu yüzden boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin bu şekilde tam kusurlu olduğu anlaşılmakla, erkek vekilinin kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun kabulüne ve boşanmaya yol açan olaylarda erkeğin özetlendiği şekilde tam kusurlu olduğu, kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın miktar itibariyle az olduğu, belirlenen kusur durumu nedeni ile kadının kişilik haklarının ağır suretle zarar görmediği, yazılı şekilde kadın yararına manevi tazminata karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kusur gerekçesinin düzeltilmesine, yine de erkeğin tam kusurlu olduğunun tespitine, kadın yararına takdiren 40.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevi tazminat talebinin reddine karar verilerek erkeğin kusur belirlemesi ve manevi tazminat yönünden, kadının maddî tazminatın miktarı yönünden istinaf başvurusunun kabulüne, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 08.12.2022 tarihli ve 2022/7339 Esas, 2022/10150 Karar sayılı kararı ile; 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasının boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevi tazminat isteyebileceğini öngördüğünü, toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, eşinden habersiz borçlanarak ve kredi çekerek hakkında icra takibi yapılmasına ve eve haciz gelmesine sebebiyet veren erkeğin tamamen kusurlu olup, erkeğin bu davranışları aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasının koşulları oluştuğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet kuralları gözetilerek kadın yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, erkeğin bu davranışlarının aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi gözetilerek kadın yararına 30.000,00 TL manevi tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin biri dubleks olmak üzere değri 10 milyonu bulan iki adet evi ve demirçelikte trilyon değerinde hissesi olduğunu, mal varlığının boşanma ile ortaya çıktığını, yıllarca ailesinden mal kaçırdığını, tüm bu hususlar gözetildiğinde takdir edilen tazminat miktarlarının günün ekonomik koşullarına uygun olmadığını, müvekkilin depremde mağdur olduğunu, dosyanın yeniden değerlendirilirken yeniden sosyal ekonomik durum araştırması yapılmadığını, müvekkil istinaf aşamasında vekille duruşmalı temsil edilmiş olduğundan müvekkil davacı lehine vekâlet ücretine hükmedilmediğini ileri sürerek; tazminatların miktarları ile istinaf vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın için hükmedilen manevi tazminatın miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, bozma sonrası kadın yararına istinaf vekâlet ücretine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü, 326 ncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı-karşı davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.