"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1175 E., 2023/1491 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönlerinden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; tazminatlara ve nafakalara karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evliliğin erkeğin kusurlu hareketleri nedeniyle temelinden sarsıldığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, lehine 100.000,00 TL maddî tazminat ve 150.000,00 TL manevî tazminata, lehine aylık 900,00 TL tedbir nafakasına, 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocukların velâyetlerinin davacı anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 700,00 TL tedbir nafakasına, 900,00 TL iştirak nafakalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tüm taleplerinin reddine, tarafların ortak çocuklarının üzerindeki velâyet haklarının müvekkilinin üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 06.01.2021 tarihli 2018/193 Esas, 2021/1 Kararkararı sayılı ile davalı erkeğin kadından habersiz kredi çekip abisine verdiği, kadına hakaret ettiği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, çocuklarla ilgilenmediği, hastalığını kadından gizlediği kusurları, kadına ise erkeğin maaş kartını aldığı, ailesinin yanına gidip bir ay ortak konuta dönmediği ve erkeğe ve ailesine bağırarak konuştuğu, erkeğin ağır kadının hafif kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince
boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 150,00 TL tedbir, 200,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 200,00 TL tedbir, 300,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın lehine 7.000,00 TL maddî, 7.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararını taraf vekilleri istinaf etmiştir.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatların miktarı yönünden kararı istinaf etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden istinaf etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 29.06.2022 tarihli ve 2021/1601 Esas, 2022/1294 Karar sayılı kararı ile erkeğe yüklenen kadından habersiz kredi çekip abisine verme, kadına hakaret etme ve çocuklarla ilgilenmeme kusurlarının gerçekleştiği, buna karşın erkeğin kadının omzuna vurmak sureti ile fiziksel şiddet uyguladığı konusundaki tanık Fatma'nın beyanında zamanın belli olmadığı, tanıklar Rukiye ve Mehmet'in şiddet konusundaki beyanlarının soyut olduğu, erkeğin hastalığının kadından gizlenmesi vakıasının ise evlilik birliğinden öncesine ilişkin olması nedeni boşanma nedeni nedeni değil evliliğin butlanı nedeni olduğu bu itibarla erkeğe yüklenen kadının omzuna vurmak sureti ile fiziksel şiddet uygulama, hastalığının kadından gizlenmesi kusurlarının erkekten çıkarılmasının gerektiği, erkeğin gerçekleşen kusurlarının yanında evin ihtiyaçlarını karşılamamak suretiyle birlik görevlerini yerine getirmeme kusurunu işlediği, kadına yüklenen erkeğin maaş kartını alma, ailesinin yanına gidip bir ay ortak konuta dönmeme kusurlarının gerçekleştiği, erkeğe ve ailesine bağırarak konuşma kusurunun ise vakıa olmadığı, bu nedenle mezkur kusurun kadından çıkarılmasının gerektiği, kadının gerçekleşen kusurlarının yanında çocuklara babalarına ismi ile hitap ettirme, erkeği sevmediğini istemediğini söyleme ve erkeğe haber vermeden ev eşyalarının büyük bir kısmını alarak ortak konutu terk etme kusurlarını işlediği, gerçekleşen olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu, boşanmayla yoksulluğa düşeceği anlaşılan kadın lehine yoksulluk nafakası takdirinin yerinde ancak miktarının düşük olduğu, velâyeti anneye verilen ortak çocukların ihtiyaçları için baba aleyhine iştirak nafakası takdirinin doğru ancak miktarının düşük olduğu, eşit kusurlu bulunan eşler lehine maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmayacağı gerekçesiyle tarafların eşit kusurlu olduğunun tespitine, davacı kadın lehine aylık 500,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuklar lehine 500,00 TL iştirak nafakasına, kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilerek tarafların kusur belirlemesi, kadının yoksulluk ve iştirak nafakası ile erkeğin kadın lehine hükmedilen tazminatlar yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, sair taleplerinin esasatan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ile nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 23.02.2023 tarihli kararı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadına fiziksel şiddet uygulayan, ailesinin müdahalesine sessiz kalan, birlik görevlerini yerine getirmeyen, kadından habersiz kredi çekip abisine veren, kadına hakaret eden erkeğin, erkeğin maaş kartını alan, çocuklara babalarına ismi ile hitap ettiren, erkeği sevmediğini istemediğini söyleyen ve erkeğe haber vermeden ev eşyalarının büyük bir kısmını alarak ortak konutu terk eden kadına nazaran ağır kusurlu olduğunun kabulü gerektiği, davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdir edilmesi gerektiği, takdir edilen yoksulluk ve iştirak nafakasının az olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına, sair yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile velâyeti anneye verilen ortak çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 800,00'er TL iştirak nafakasının davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tazminatların ve tedbir, yoksuluk ,iştirak nafakalarının günümüz ekonomik şartlarında oldukça düşük bir miktarda kaldığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili; kusur belirlemesinin hatalı olduğu, tazminatların ve tedbir, yoksulluk nafakalarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemsi, tazminatlar, tedbir ve yoksulluk nafakası yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, bozmaya uygun karar verilip verilmediği, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakasının ve ortak çocuklar yararına hükmedilen iştirak nafakasının miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun ( 6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Taraf vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının davacıya yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.