Logo

2. Hukuk Dairesi2023/725 E. 2023/3411 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceği ve miktarı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları değerlendirilerek, davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2487 E., 2022/3421 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/74 E., 2021/445 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraflarca temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen kararın, davalı kadın vekiline 19.11.2022 tarihinde tebliğ edildiği; temyiz dilekçesinin ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 361 inci maddesinin birinci fıkrasında belirlenen iki haftalık temyiz süresi geçirildikten sonra 24.01.2023 tarihinde verildiği anlaşılmakla; davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı erkek vekilin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, ilgisiz olduğu, aşağıladığını, ailesine saygı ve sevgi göstermediğini, müvekkilinin polis memuru olarak görev yapmakta iken açığa alındığını, ertesi gün davalı tarafın ailesinin yanına ...'a gittiğini, müvekkilinin davalıyı arayarak ne zaman geleceğini sorduğunda davalının " ben dönmek için gitmedim sen hala bunu anlamadın mı " diyerek cevap verdiğini, evlilik birliğini kurtarmaya yanaşmadığını, davalının ve ailesinin hakaretler ve tehdit içerikli sözler sarfettiğini belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın cevap dilekçesi ile; dava dilekçesindeki iddiaların asılsız olduğunu, 08.07.2017 tarihinde babasının eşinin ailesinin yanına gelerek hepsinin rızasını alarak kendisini tatil için ...'a götürdüğünü, davacı ve annesinin sürekli düğünde takılan takıları istediklerini, davacının sürekli annesinin sözünü dinlediğini, davacı açığa alındıktan sonra ...'dan ...'a gidecekleri dönemde eşinin annesinin ortak konuttan ayrılırken eşini dolduruşa getirerek evin anahtarını kız kardeşine vermesini istediğini ancak kendisinin anahtarı vermediğini, bu sebeple tartıştıklarını, hakaretlere, tehditlere kadar vardığını, daha sonra erkek ve ailesinin ...'daki ortak konuta çilingir ile girdiklerini ve yaklaşık bir ay boyunca evde kaldıklarını, davacının annesinin kendisini arayarak evi boşaltacağını ve boşanma davası açmasını söylediğini, evin boşaltılmış olduğunu gördüğünü belirterek tarafların boşanmalarına, lehine aylık 1.000 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, lehine 50.000 TL manevî ve 10.000 TL maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının davacının annesine telefonda hakaret ve tehdit içeren söylemlerde bulunduğu yine telefonda davacının annesine ...'a dönmemek üzere gittiğini söylediği, davalı kadının ailesinin davacıyı tehdit ettiği, davalı kadının bu duruma bir müdahalesinin bulunmadığı, Davacı erkeğin ihraç edilip işsiz kaldığı, davacının annesi olan tanığın davacının borçları olduğundan evi boşaltmaya mecbur kaldıklarını beyan ettiği, hayatın olağan akışı içinde davalı kadının da ev hanımı olduğu düşünüldüğünde hiç bir geliri olmayan bir ailenin borçlarıyla ...'da yaşamak konusunda hiç bir tutarlı ve yeterli gerekçe sunmaksızın diretmesinin kabul edilemeyeceği, evin boşaltılması kararının bu haliyle makul olduğu, davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, kadının maddî manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, evlilik birliğinin erkeğin kusurlu davranışları ile sarsıldığını, buna bağlı olarak nafaka ve tazminat isteklerinin reddinin de hatalı olduğu gerekçeleri ile kusur belirlemesi, nafaka ve tazminat isteklerinin reddi yönlerden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile Mahkemece davacı erkeğin kusursuz olduğu kabul edilmiş ise de, erkeğin kadına karşı hakaret etmesi ve kocanın annesinin evliliğe müdahalesine ve müşterek konutun boşaltılması suretiyle müdahalesine de sessiz kalması kusurlarının erkeğe yüklenmesi gerektiği ayrıca Mahkemece kadına, kadının ailesinin davacıyı tehdit etmesine kadının bir müdahalesinin bulunmaması kusur olarak yüklenmiş ise de; dosya kapsamına göre kadının tehdit olayına sessiz kaldığı iddiasının ispatlanamadığı anlaşılmakla kadının kusurları arasından çıkarılması gerektiği, buna göre erkeğin annesine telefonda hakaret ve tehdit içeren söylemlerde bulunan, erkeğin annesine ...'a dönmemek üzere gittiğini söyleyen kadının ve davalı kadına hakaret eden, annesinin evliliğe müdahalesine ve müşterek konutun boşaltılması suretiyle müdahalesine sessiz kalan erkeğin eşit kusurlu oldukları, kadın yararına uygun miktarda tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu, gerekçesi ile, davalı kadının istinaf isteminin kısmen kabulü ile kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin düzeltilmesine, ilgili bentlerin kaldırılmasına, yerine gerekçeye uygun yeni bentler oluşturulmasına, kadın için aylık 500,00 TL tedbir, 15.000,00TL toptan yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine, davalı kadının diğer istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili; mahkemece kusur belirlemesinin hatalı yapıldığını, müvekkilinin kusurunun olmadığını, yoksulluk ve tedbir nafakası usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;kusur belirlemesi, yoksulluk ve tedbir nafakası yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve toptan yoksulluk nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, nafaka miktarlarının fazla olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi,166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE,

2.Davacı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Gökhan'a yükletilmesine

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

20.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.