Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7276 E. 2024/5154 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarına ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu gözetilerek temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1066 E., 2023/1722 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Erbaa 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2021/150 E., 2023/15 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının, aşırı kıskanç davrandığı, arkadaşlarıyla ve ailesiyle görüşmesini istemediği, sürekli olarak kavga çıkarttığı, psikolojik baskı uyguladığı, çevresine karşı da küçük düşürdüğü, telefonunda yer alan mesajlaşmaları ve sosyal medya hesaplarını sürekli olarak kontrol ettiği, tarafların 22.04.2021 tarihinden itibaren ayrı yaşadığı, haksız yere alenen bağırdığı ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kıskançlık iddiasının soyut ve çelişkili olduğunu, iddiaları hiçbir şekilde kabul etmediklerini, davacının bir eş olarak kadına ilgi, alaka, sevgi ve şefkat göstermediğini, eş ve çocuklara zaman ayırma hususunda ihmalde bulunduğunu, her sabah erken saatlerde evden ayrılarak, gece saat 23.00'dan önce eve dönmediğini, davacının bu davranışlarının süreklilik arz ettiğini, çocukların büyütülmesinde ve eğitiminde yalnız bıraktığını, yanlız tatile gittiğini, davacının psikolojik şiddetin yanında fiziksel şiddet de uyguladığı zamanların olduğunu, psikolojik şiddet uyguladığını, çocuğun bakım, gözetim, eğitim ve tedavisinde kadına manen destek olmadığını, kadını yalnız bıraktığını belirterek davanın reddine karar verilmesini aksi halde ortak çocuklardan ... yararına aylık 4.000,00 TL, ... yararına aylık 3.000,00 TL olmak üzere aylık toplam 7.000,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesini ve nafaka artış oranının her yıl TEFE ve TÜFE oranlarından az olmamak üzere hakkaniyete uygun bir şekilde belirlenmesini, kadın yararına aylık 3.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmesini ve nafaka artış oranının her yıl TEFE ve TÜFE oranlarından az olmamak üzere hakkaniyete uygun bir şekilde belirlenmesini, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, kadına yönelik fiziki şiddet uyguladığı, kadın ve ortak çocuklar ile ilgilenmediği, eve geç saatlerde geldiği, ortak çocuk ...'ın eğitimi ile yeterince ilgilenmediği, davalı kadın ve ortak çocuklardan ayrı bir şekilde tatile gittiği, kadının ise davacı eşe karşı aşırı kıskançlık içeren davranışlarda bulunduğu, davalı kadının davacı eşin arkadaşları ve ailesiyle görüşmesine engel olduğu belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına aylık ayrı ayrı 800,00 TL tedbir nafakasının tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla karar tarihi olan 11.01.2022 tarihi itibarıyla aylık ayrı ayrı 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, hükmolunan tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının aylık ayrı ayrı 1.500,00 TL iştirak nafakası olarak davacı babadan alınarak ortak çocuklar yararına harcanmak üzere davalı kadına verilmesine, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın lehine hükmolunan aylık 800,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi olan 11.01.2022 tarihi itibarıyla aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, karar kesinleştikten sonra tedbir nafakasının aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakası olarak davacıdan alınarak davalı kadına verilmesine, söz konusu nafaka miktarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 25.000,00 TL manevî ve 25.000,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı erkekten alınarak davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, velâyet, tazminat isteklerinin reddi, vekâlet ücreti yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin tanık listesinin süresinde sunulmadığı iddiası, hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının erkeğe hitaben nereye gittiği, başka kadınlarla görüşüp görüşmediği ve dükkana kimin gelip gittiğini sorma şeklinde erkeği iş ortamında ve çevresinde küçük düşürücü davranışlarda bulunması kusurunun kadına yüklenmesi gerektiği belirtilerek tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğu gerekçesi istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, söz konusu nafaka miktarlarına kararın kesinleştiği tarihi takip eden yıllarda TÜİK’in yayınladığı yıllık ÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî ve 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı erkek vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar, velâyet, tazminat isteklerinin reddi, vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, davanın kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin tanık listesinin süresinde sunulmadığı iddiası hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davanın kabulü, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları, velâyet, vekâlet ücreti ve erkek tarafından tanık listesinin süresinde verilip verilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları,169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 329 uncu, 330 uncu ve 331 inci, 335 inci, 336 ncı maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 119 uncu maddesi, 137 inci maddesi, 139 uncu maddesi, 140 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesi, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

02.07.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.