"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1350 E., 2023/2003 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Samsun 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/332 E., 2023/115 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı -davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı -davacı erkek vekilinin başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı -davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı -davalı kadın dava dilekçesinde özetle; davalı ... ile evli olduklarını, evlilikten iki tanesi reşit müşterek üç çocukları olduğunu, davalının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını belirterek boşanmalarına, müşterek çocukların velayetlerinin kendisine verilmesini, kendisi için aylık 600,00 TL, müşterek çocuk için aylık 600,00 TL nafakaya hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı -davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 1997 yılında Irak Cumhuriyetinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak üç çocuklarının olduğunu, davalının evliliklerinin 15.yılından sonra zaman zaman müvekkiline ve çocuklarına kötü muamelede bulunmaya başladığını, eşinin ve çocuklarının iaşesini karşılamadığını, buna ilişkin müvekkilinin 2014 yılında Irak Cumhuriyeti Yüksek Yargı Meclisi'ne başvurusu neticesinde davalının eşine ve çocuklarına nafaka ödenmesine hükmedildiğini, müvekkilinin Türkiye'ye geldiğinden itibaren davalı eş tarafından küfür ve hakaretlere maruz kaldığını, müvekkilinin maruz kaldığı kötü muamelenin artık dayanılmaz bir hal aldığını ve müvekkilinin davalından şikayetçi olduğunu, müvekkilinin herhangi bir gelirinin olmadığını, çocukları ile birlikte ikamet ettiğini, müvekkilinin aylık 750,00 TL kira edediğini, tarafların evlilik birliklerinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilerek ortak çocuklarının velâyetlerinin müvekkiline verilmesini, ortak çocuklar için 1.000,00'er TL ve müvekkil için 2.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî olmak üzere toplam 20.000,00 TL tazminata hükmedilerek vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı -davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından her ne kadar tarafların evliliklerinin Irak Mahkemeleri tarafından tescil edildiği bildirilmiş ise de söz konusu mahkeme kararının Irak Konsolosluğu tarafından apostil şerhi verilmiş ve tasdik edilmiş halinin dava dilekçesi ekine eklenmediğini, evlilik birliği içinde yaşanmış olan şiddet sebebiyle dosyaya sunulmuş bir sağlık raporu bulunmadığını, müvekkilinin evlilik sürecinde daima ailesiyle ilgilendiğini, çocuklarının ve eşinin tüm ihtiyaçlarını karşıladığını, sorunların asıl sebeplerinden birisinin ise, davacı eşinin arkadaşı olan Hanan isimli şahıs olduğunu, bu şahsın daima müvekkilinden evliliklerine müdahale ettiğini, davacı eşe olan yakınlığından dolayı asılsız iddialarla müvekkiline huzursuz bir evlilik yaşatmaya başladığını, bundan dolayı tarafların arasında tartışmalar yaşandığını ve evlilik birlikleri temelinden sarsılmaya başladığını, ortak çocuğu ..., müvekkilinin yaşadığı eve her türden kız arkadaşlarını getirip onlarla uygunsuz ilişkiler yaşamaya başladığını, buna müvekkilinin tepki göstermesi nedeniyle 14.05.2021 tarihinde Aile İçi Şiddet Bürosu tarafından şikayet edildiğini, müvekkilinin kronik kalp hastası olduğunu, davacının özel bir okulda öğretmen olarak çalıştığını, evliliklerinde yatak odalarında yaşadıkları özel anları arkadaşlarına anlatmaya başladığını, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini belirterek asıl davanın reddine, kendi davalarının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının evlilik birliği içerisinde davacıya karşı şiddet uyguladığı, küfür ve hakaretler ettiği, bu olayların yaşandığı dönemlerde eve maddî desteğini kestiği, her ne kadar davalı tarafça dosya arasına sunulan Irak Cumhuriyeti'ne ait kararda tarafların boşanmalarına karar verildiği bu nedenle davanın konusuz kaldığı iddia edilmiş ise de kararın incelemesinde de görüleceği üzere tek taraflı davacının yokluğunda verilen boşanma kararı olduğu bu durumun açıkça kamu düzenine aykırı olduğu, kamu düzenine aykırı kararın tanınmasına imkan bulunmadığı, açıkça aykırılık ve davacının kabul etmeyerek itirazı da dikkate alınarak tanıma ve tenfiz için süre verilmesinin yargılamayı uzatmaya sebep olacağı anlaşılmakla davalının bu iddiasına itibar edilmediği, erkeğin tam kusurlu oluğu, müşterek çocuklar reşit olduğundan velayet ve iştirak nafakası taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği belirtilerek kadının asıl ve birleşen davalarının ayrı ayrı kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkeğin karşı davasının reddine, asıl davada davacı asil için 14.03.2022 tarihli ara karar ile takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının 07.02.2023 tarihi itibariyle 750,00 TL yükseltilerek aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasının boşanmaya ilişkin ilamın kesinleşmesine kadar davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, belirlenen yoksulluk nafakasının kararın kesinleşmesini takip eden her yıl TÜİK tarafından belirlenen yıllık ÜFE oranında artırılmasına, velayet ve iştirak nafakasının ayrı ayrı reddine, davacı asil için 30.000,00 TL maddi tazminat ve 30.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davaları ve ferileri ile vekâlet ücreti yönlerinden istinaf yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; her ne kadar Mahkemece kadına kusur yüklenmemiş ise de dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre kadının eşiyle aralarındaki mahrem konuları arkadaşlarına anlattığı anlaşılmakla bu kusurlu davranışın kadına yüklenmesi gerektiği bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda eşine şiddet uygulayan, küfür ve hakaretler eden, bu olayların yaşandığı dönemlerde eve maddî desteğini kesen kocanın ağır, eşiyle aralarındaki mahrem konuları arkadaşlarına anlattığı anlaşılan kadının hafif kusurlu olduğu, hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin bu şekilde şeklinde düzeltilmesi gerektiği, davacı - karşı davalı kadın tarafından ayrı ayrı açılan boşanma davalarının birleştirilerek yargılamasının yapılıp, nihai kararda her dava hakkında karar verilerek evlilik birliğinin boşanma ile sona erdirilmesine karar verilmesi doğru ise de; taraflarca gösterilen ve toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilerek tarafların kusur durumlarının belirlenmesi ve belirlenen bu kusur durumunun sonucu uyarınca da, boşanmanın fer'ilerine yönelik istekler hakkında tek bir karar verilmesi zorunlu olduğu, kadının, boşanmanın fer'isi niteliğindeki istekleri hakkında her bir dava yönünden ayrı ayrı hüküm kurulması doğru olmadığından kadın tarafından açılan asıl davada boşanmanın fer'ilerine ilişkin hükümlerin düzeltilmesi gerektiği anlaşılmakla başvurunun kısmen kabulü ile kararın kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, hükmün asıl dava yönünden verilen 2, 3 ve 4 nolu bentlerinin kaldırılmasına, buna göre sonra gelen 5, 6, 7 ve 8 nolu bentlerin 2, 3, 4 ve 5 nolu bentler olarak teselsül ettirilmesine, sair istinaf istemlerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı -davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı -davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davaları ve ferileri ile vekâlet ücreti yönlerinden temyiz yasa yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflarca karşılıklı açılan evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına nedenine dayalı boşanma davalarında taraflar arasında birliğin sarsılmasına neden olacak nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davalarının kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı ile boşanmanın ferileri ve vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü, 175 inci ve 176 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı - davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.