Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7392 E. 2024/6797 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Mal ayrılığı rejimi döneminde edinilen taşınmaz için davacı kadının katkı payı alacağı talebinin reddi üzerine yapılan temyiz başvurusunun incelenmesi.

Gerekçe ve Sonuç: Davacı kadının, mal ayrılığı rejimi altında edinilen taşınmaza yaptığı katkı iddiasını ispatlayamaması ve istinaf aşamasında ileri sürülen yeni iddiaların değerlendirilmesinin mümkün olmaması gözetilerek, yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1344 E., 2023/726 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/310 E., 2020/758 K.

Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalı adına evlilik birliği içinde 1795 ada 1 parsel sayılı taşınmazın birlikte edinildiğini, davalı adına evlilik birliği içinde edinilen başka taşınmazlar da olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1795 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile davalı adına tespit edilecek taşınmazlar ilgili mal rejiminin edinilmiş mallar katılma rejimi hükümlerine göre tasfiyesiyle, taşınmazların değerinin tespit edilerek müvekkili lehine düşecek payın yasal faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı kadın vekili 18.12.2019 tarihli (4) nolu celsede; davaya konu edilen 1795 ada 1 parsel sayılı taşınmaz 1988 yılında edinilmiş ise de arsa üzerine bina yapıldığını, 2002 yılından sonra iki adet bağımsız bölümün davalı adına tescil edildiğini, müvekkilinin bu taşınmazlar üzerindeki haklarını talep ettiklerini beyan etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; zamanaşımının dolduğunu, boşanma kararı ile mal rejiminin tasfiye edildiğini, davacının malların edinilmesine katkısının olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 1795 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 50/687 hissesinin davalı tarafından 15.07.1988 tarihinde satın aldığı, 1795 ada 6 parsel sayılı taşınmazın ise 08.09.2011 tarihinde nedeniyle tescil edildiği intikal ettiği, 18.05.2015 tarihli anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejimine ilişkin hiçbir madde yer almadığı, aynı tarihli yargılama oturumunda ise davacının ''... davacı ile boşanma ve ferileri konusunda anlaştık, hür irademle boşanmayı kabul ediyorum, müşterek çocuğumuz yoktur, maddi-manevi tazminat nafaka ve eşya talebim yoktur, menkul ve gayri menkul hak iddiamda yoktur...'' biçiminde beyanda bulunduğu, tarafların bu anlaşmasının Mahkeme onaylandığı, anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenlemelerin bulunması halinde geçerli olabilmesi için düzenlemenin mal rejiminin tasfiyesine ilişkin olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde açık olması başka bir deyişle taraflar ve mahkemenin tasfiyeye tabi tutulan malvarlığını duraksama oluşmadan belirleyebilmesi gerektiği, bu bakımdan davalı vekilinin bu yöndeki savunmasına itibar edilmediği; boşanma kararının kesinleştiği tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı; 1795 ada 1 parsel sayılı taşınmazın mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, kural olarak işbu taşınmazın davalının kişisel malı olduğu; davacının malın edinilmesine yaptığı katkıyı ispatlaması gerektiği; davacının bu dönemde çalışmasına ilişkin somut hiç bir delil gösterilmediği, davacının taşınmazın alımına katkıda bulunduğunun somut deliller ile kanıtlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; taşınmazın alınmasında müvekkilinin 5 adet bileziğinin kullanıldığını, müvekkilinin 10 yıl temizlik işlerinde çalıştığını, katılma alacağının Kanun'dan kaynaklanan alacak olduğunu, arsanın 2009 yılında müteahhitte verilerek iki daire alındığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; somut olayda davacının davalı adına kayıtlı bağımsız bölüme ilişkin olarak çalışmasıyla katkıda bulunduğu iddiasıyla katkı payı alacağı talebinde bulunduğu, taşınmazın edinim tarihinde mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde eşlerden her birinin malları ve kazançlarının yine kendilerine ait kişisel malları sayılacağı, davacının davalıya ait ve mal ayrılığı rejiminin devamı sırasında edinilen taşınmazlara katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteyebilmesi için, mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunmasının gerekeceği, çalışarak, düzenli ve sürekli gelire (maaş, gündelik, kar payı vs. gibi) sahip eşin aksi kanıtlanmadıkça diğer eşin sahip olduğu mal varlığına yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekmekle birlikte davacının çalışmasıyla yaptığı katkı iddiasını kanıtlayamadığı, esasen yargılama aşamasında ileri sürülmeyen istinaf dilekçesinde belirtilen sair katkı iddialarının istinaf aşamasında değerlendirilmesinin de mümkün bulunmadığı, Mahkemece aynı gerekçelerle yazılı biçimde karar verilmiş olmasında isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; taşınmazın alınmasında müvekkilinin 5 adet bileziğinin kullanıldığını, müvekkilinin 10 yıl temizlik işlerinde çalıştığını, katılma alacağının Kanun'dan kaynaklanan alacak olduğunu, arsanın 2009 yılında müteahhitte verilerek iki daire alındığını, eksik inceleme ile karar verildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, ispat yükü, katkının ispatı, hukuki nitelendirme noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi; 4722 Sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.