Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7481 E. 2024/3407 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davalı erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, davacı kadın tarafından affedilip affedilmediği, tazminat, velayet ve nafaka konularının yerindeliğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller ve toplanan tüm kanıtlar, davalı erkeğin zina eylemini ispatladığı, davacı tarafından affedilmediği, tazminat, velayet ve nafaka hükümlerinin de usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1010 E., 2023/1259 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 10. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/167 E., 2022/231 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların evliliklerinden iki çocuklarının bulunduğunu, davalı erkeğin sadakat yükümlülüğüne açıkça aykırı hakaret ettiğini, evliliğin başından itibaren ekonomik, psikolojik ve sosyal şiddet uyguladığını, evdeki sorumluluklarını yerine getirmediğini, sürekli dışarı da vakit geçirdiğini, davacının maaş kartına el koyduğunu, daha sonra başka bir kadınla ilişkisinin olduğunu sürekli Ankara ve başka illerde otelde kaldıklarını, cinsel beraberlik yaşadıklarını, davalının ilişki kurduğu kadının da tüm harcamalarını kendisinin karşıladığını anlaşıldığından bu nedenle zina sebebiyle tarafların boşanmalarına, olmadığı taktirde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin davacıya verilerek, çocuklardan Ahmet için 2.500,00 TL Nisa için 3.500,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile 400.000,00 TL maddî, 400.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının doğru olmadığını, davalının biyo-kimya uzmanı olduğunu, evliliklerinde 3-4 yıldır ciddi sıkıntılar yaşadığını, davacının ağır depresyon tedavisi gördüğünü, bir kez güzel söz söylemediğini, "çocuklar büyüyünce boşanacağız" gibi sözler söylediğini, davalının bir başkası ile uzun zamandır birlikte olduğuna rıza gösterdiğini haberi olduğunu, bu nedenle bu kusurunu affetmiş sayılacağından haksız açılan davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı vekilinin dosyaya sunduğu davalının telefonundan alındığı iddia edilen ve davalının da itiraz etmediği fotoğraf içerikleri dinlenen taraf tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde davalının bir başka kadınla evliymiş gibi birlikte yaşadığının sabit olduğu, davacı her ne kadar davalının kendisine evlendiklerinden beri sözel ve ekonomik şiddet uyguladığını iddia etmiş ise de bu iddiasını ispat edemediği anlaşılmış, ancak zina sebebiyle açılan boşanma davasının tüm toplanan deliller ile ispat edildiği, her ne kadar davalı erkek cevap dilekçesinde davacı kadının bu ilişkiyi bildiğini buna rağmen göz yumduğu ve affettiği idida etmiş ise da zina eylemin halen devam ettiği, devam eden eylem nedeniyle davacı yönünden affetme şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar lehine aylık 2.500,00'erTL tedbir iştirak nafakasına, davacı kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacının izni ile cinsel ihtiyaçlarını dışarıda karşıladığı, boşanma davasının reddine karar verilmesi gerektiği, eldeki davanın devamında bir araya geldikleri, ortak çocukların velâyetlerinin kendisine verilmesi gerektiği, tazminatlar ile nafakaların fahiş olduğu belirtilmek suretiyle tüm yönlerden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacının bilgisi dahilinde başkasıyla cinsel ilişki yaşadığını, başka kadınla evli gibi bir yaşamının olmadığını, davacı asilin isticvap edilmesi talebinin karşılanmadığını, dava açıldıktan sonra iki gün aynı konutta yaşadıklarını, müvekkilini affetmiş olduğunu beyanla davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında erkeğin zina eyleminin ispatlanıp ispatlanmadığı, davacı kadın tarafından davalı erkeğin eyleminin affedilip affedilmediği, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı velâyet düzenlemesi ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakalar ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 169 uncu, 174 üncü, 182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci vd. maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,14.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.