"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/6 E., 2023/379 K.
KARAR : Boşanma davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın konusuz kaldığından boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin herhangi bir kusurunun ispatlanamadığının tespitine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; eşi ile üç ay evli kaldıklarını, eşinin hayat kadını olduğunu ve evlerinde huzur kalmadığını belirterek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili aleyhine Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/810 E. sayılı dosyasında boşanma davası açtığını ancak feragat ettiği için feragat nedeniyle ret kararı verildiğini, ret kararının henüz kesinleşmediğini bildirerek derdestlik ve yetki itirazında bulunduğunu beyan etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemece 30.11.2005 tarih ve 2005/441 Esas, 2005/1456 Karar sayılı dosyası ile; davacının davalının para karşılığı çalışan kadınlardan olduğunu bilmesine rağmen evlendiği ancak davalı kadının evlendikten sonra da bu yaşam biçimini değiştirmediği ve para karşılığı başkaları ile birlikte olmaya devam ettiği için davalı kadının tam kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Davalı kadın tarafından yargılamanın iadesi talepli dava açılması üzerine Mahkemenin 2006/381 E., 2006/660 K. ve 13.06.2006 tarihli kararı ile yargılamanın iadesi talebinin kabulüne karar verilmiş, karar ölen eş mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
2.Dairenin 2014/8457 E., 2014/15663 K. ve 07.07.2014 tarihli kararıyla, erkek eş ... dava tarihinde önce öldüğünden Mahkemece dava dilekçesi ve duruşma gününün ... mirasçılarına tebliği ile göstermeleri halinde delillerinin toplanması ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek hasıl olacak sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
3.Mahkemenin 2014/1249 E., 2015/1403 K. ve 06.10.2015 tarihli kararıyla, yargılamanın yenilenmesi talebinin kabulüne, boşanma kararının iptaline, kadın eş ...'nın kusurlu olduğunun ispatlanamadığına karar verilmiş, karar ölen eş mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
4.Dairenin 13.03.2018 tarih ve 2016/18005 E., 2018/3132 K. sayılı kararıyla, yargılamanın iadesinin kesin olarak verilen veya kesinleşmiş olan hükümlere karşı istenebileceği ve Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin 30.11.2005 tarih, 2005/441 Esas ve 2005/1456 Karar sayılı boşanma kararının davalı kadına usulsüz olarak tebliğ edilmiş olması sebebiyle boşanma kararının henüz kesinleşmediği, bu sebeple kadının yargılamanın iadesi talepli dilekçesinin temyiz dilekçesi olarak nitelendirmesi gerekirken dosyanın ayrı esasa kaydının hatalı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
5.Mahkemenin 2018/1875 E., 2018/1894 K. ve 27.12.2018 tarihli kararıyla kadının yargılamanın iadesi talepli dilekçesi temyiz dilekçesi olarak kabul edilip dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay'a gönderilmesine karar verilmiştir.
6.Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
7.Dairemizin 2019/7722 E., 2019/12641 K. ve 23.12.2019 tarihli kararı ile; erkeğin boşanma kararı kesinleşmeden 05.02.2006 tarihinde öldüğü, evliliğin ölümle sona erdiği, boşanma davasının konusuz kaldığı, mirasçıların yargılamanın yenilenmesine ilişkin yargılama sırasında dosyaya dahil olmalarının boşanma davasında kusur tespiti yönünden davaya devam ettikleri anlamına gelmeyeceği, bu nedenle mahkemece, mirasçılara 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 181 inci maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
8.Bozmaya uyan Mahkemece 02.02.2021 tarih ve 2020/153 E., 2021/69 K.sayılı kararıyla "evliliğin ölümle sona erdiğini tespitine, ... mirasçılarının davayı takip etmedikleri anlaşılmakla yargılamanın yenilenmesi talebinin reddine" ilişkin verilen karar davacı erkek mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
9.Dairemizin 28.09.2021 tarih ve 2021/3553 E., 2021/6596 K. sayılı kararı ile; "...Dairemizin 23.12.2019 tarihli ilamı gereğince davacı ... mirasçılarına Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak sonucu uyarınca karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar verilmesine karşın, mahkemece bu husus yerine getirilmeksizin davacı ... mirasçılarının yokluğunda yargılama yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulması..."nın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Son Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, evlilikten üç ay sonra ...'nın çocukları tarafından ...'ın şiddet görerek evden kovulduğu, çocukların Almanya'dan gelerek eve girmek istediklerinde de eve alınmadıkları anlaşılmakla eşini evden kovan, yaşadıkları yerde ...'nın başka erkeklerle ilişkisi olduğuna dair tanık anlatımları en azından bu dedikodulara sebebiyet veren davalı kadının evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kusurlu olduğu gerekçesiyle evlilik ölümle son bulduğundan boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin herhangi bir kusurunun ispatlanamadığının tespitine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; evlilik birliği ölümle sona erdiği için mirasçıların davayı takip etmesinin mümkün olmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını, tanık beyanlarının yalnız başına karar vermeye yeterli olmadığını, taraflarına vekâlet ücreti verilmediğini ileri sürerek kararın tüm yönlerden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, boşanma kararı kesinleşmeden erkeğin ölümü nedeniyle mirasçılarının devam ettikleri davada boşanma davasının konusuz kalıp kalmadığı, sağ kalan kadın eşin kusurlu olup olmadığı ve sağ kalan eş olan davalı kadına vekâlet ücreti takdiri gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 181 nci maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 6100 sayılı Kanun'un 331 inci maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3.Değerlendirme
1.Dosyanın incelenmesinde; davacı erkek tarafından açılan ve Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin 2005/411 E., 2005/1456 K. sayılı dosyasında görülen davada tarafların boşanmalarına karar verildiği, kararın 17.01.2006 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi verildiği, bunun üzerine kadının, boşanma kararının tamamen bilgisi dışında ve yokluğunda verildiğini, yapılan tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek yargılamanın yenilenmesini talep ettiği, Mahkemece bu dilekçe yeni bir esasa kaydedilerek yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edildiği, kararın temyizi üzerine Dairemizin 13.03.2018 tarih ve 2016/18005 E., 2018/3132 K. sayılı ilamı ile; boşanma kararının kadına usulsüz tebliğ edildiği ve bu sebeple boşanma kararının henüz kesinleşmediği belirtilerek davacı kadının bu dilekçesi temyiz dilekçesi olarak nitelendirilip, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtaya gönderilmesi gerekirken, bahsi geçen dilekçe yargılamanın iadesi olarak yanlış nitelendirilerek ayrı esasa kayıt edilerek hüküm tesisinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozma kararı verildiği anlaşılmıştır. Mahkeme tarafından da bozmaya uygun olarak 27.12.2018 tarihli karar ile kadının yargılamanın yenilenmesi talepli dilekçesi temyiz dilekçesi olarak kabul edildiği halde esasın kapatılarak boşanma dava dosyasının esası üzerinden temyiz incelemesi için dosyanın Dairemize gönderilmesi gerekirken bu hususa uyulmadığı görülmüştür. Ancak, Dairemizin "...erkeğin ölümü ile boşanma davasının konusuz kaldığı ve mirasçılara Türk Medeni Kanunu'nun 181/2. maddesi uyarınca kusur tespiti bakımından davaya devam edip etmeyecekleri sorularak sonucu uyarınca bir karar verilmesi..." gerektiğine yönelik 23.12.2019 tarih ve 2019/7722 E., 2019/12641 K. sayılı ilamı ile boşanma dava dosyasının temyiz incelemesi yapıldığına göre Mahkemece yargılamanın yenilenmesi olarak nitelendirilen eldeki dosyanın esasının kapatılmamasının ve taraf sıfatlarının karar başlığında yanlış gösterilmesinin maddî hataya dayalı olduğu, davacı sıfatının "mütevaffa erkek eş ... mirasçıları", davalı sıfatının ise "kadın eş ..." olarak yazılması gerektiği, bu yanlışlıkların mahallinde her zaman düzeltilebilir olduğu anlaşılmakla davalı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
2.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu anlaşılmakla davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
3.Davacı erkek tarafından evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası açılmış, yargılama sırasında davacı erkek 05.02.2006 tarihinde vefat etmiş, davayı davacı erkeğin mirasçıları kusur belirlemesi yönünden (4721 sayılı Kanun md. 181/2) takip etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda boşanma konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadının kusurlu olduğunun tespitine, erkeğin kusursuz olduğunun tespitine karar verilmiştir.
4.Yapılan yargılamada; davacı erkek, eşinin hayat kadını olduğunu ve bu durumun aile birliğini devam ettirmesine imkan vermediğini ileri sürerek 02.01.2002 tarihinde açtığı dava ile boşanma kararı verilmesini talep etmiştir. Dosya içerisinde yer alan Ankara 16. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 27.12.2001 tarihli kararına göre, erkeğin daha önceden (1.11.2001 tarihinde) aynı gerekçelerle boşanma davası açtığı ne var ki davasından feragat ettiği ve feragat nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, erkeğin kadının feragat tarihine kadar olan kusurlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığının kabulü gerekmektedir. Affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği gibi feragat edilen davadan sonra da sunulan delillerle yeni bir olayın varlığı ispat edilememiştir. Gerçekleşen bu duruma göre, sağ kalan eş olan davalı kadının boşanmaya sebebiyet verecek bir kusuru ispatlanmamıştır. Hal böyle iken hatalı kusur belirlemesi sonucunda davalı kadının kusurlu olduğunun tespitine karar verilmesi doğru olmadığı gibi ölen eş yönünden tespit yapılması da doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
5.Davanın konusuz kalması halinde yargılama gideri ve vekâlet ücreti konularında, davada haklılık durumuna göre (6100 sayılı Kanun md.331/1) karar verilmesi gerekmektedir. O halde, davacı mirasçılarının kusur tespiti yönünden devam ettikleri iş bu davada mahkemece kusursuz bulunan ve kendisini bir vekille temsil ettiren davalı kadın yararına vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu husus gözetilmeksizin davacı mirasçıları lehine vekâlet ücreti takdiri doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Mahkeme kararının yukarıda belirtildiği üzere kusur tespiti ve vekâlet ücreti yönünden BOZULMASINA,
2.Davalı kadının vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,19.10.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.