"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/578 E., 2023/835 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesisi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çubuk 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/573 E., 2022/27 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin evlilik süresince ekonomik şiddet uyguladığını, düzenli çalışmadığını, borçlarının olduğunu, kadının kazancını elinden aldığını, kadına kredi çektirip borcu tam olarak ödemediğini, kredi çekildikten sonra kadını darp ederek evden ayrıldığını, ayrıldıktan sonra herhangi bir maddî yardımda bulunmadığını, kadına ve çocuğa karşı ilgisiz olduğunu, yine kadına ve çocuğa fiziksel şiddet, hakaret ve tehdit içeren davranışlarda bulunduğunu, sürekli küfürlü konuştuğunu, dava açılmadan önce meydana gelen olayda kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sesleri duyup gelen kadının babasına 'gel lan gelsene' diyerek boğazına sarıldığını, bu olay sonrasında evi terk ettiğini belirterek davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; kadının aşırı sinirli, şiddet eğilimli, küfürbaz, başına buyruk biri olduğunu, en ufak tartışmada erkeğe hakaret ve küfürler ettiğini, erkeğin ailesine de küfür ettiğini, erkeğin annesine küfürler ederek vurduğunu, taraflar arasındaki son iki olayda da kadının erkeğe saldırarak, yüzünü ve kollarını tırnakları ile çizerek kanattığını, en son 28.09.2020 tarihinde yaşanan olayda ortak çocuğa bağırıp şiddet uygulaması nedeniyle erkek ortak çocuğu kucağına aldığında erkeğe saldırdığını, kadının ailesinin gelerek kadını ve çocuğu götürdüğünü, kadının evlilik süresince aşırı müsrif olduğunu, erkeğin maaşı kadının isteklerini karşılayamayınca kadının hakaretler ettiğini, kadının ailesinin evliliğe müdahale etmesine engel olmadığını, eve kendi ailesi ve arkadaşları dışında kimsenin gelmesini istemediğini, evliliğin başından beri düzenli kahvaltı, yemek, temizlik yapmadığını belirterek birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına,ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin borçlanıp kadını kredi çekmeye zorlayarak şiddet uyguladığı; kadının ise erkeğe ve erkeğin ailesine karşı sinirli bir mizaca büründüğü ve tartışmada erkeğe şiddet uygulayarak tırnaklarıyla yaraladığı, tarafların kusurlarının eşit olduğu gerekçesiyle her iki davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinde artırılarak 500,00 TL'ye çıkarılmasına, iştirak nafakası olarak devamına, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; kusur belirlemesi, hükmedilen tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki, tazminatların reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadına yüklenen kusurların sabit olduğu, erkeğe yüklenen kusurlu davranışların ise eksik olduğu, ek olarak evin geçimi ile ilgilenmeyerek birlik görevlerine yerine getirmediği ve fiili ayrılığı neden olan son olayda kadının babasına yönelik fiziksel şiddet içeren davranışlarda bulunduğu, bu halde erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu, kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuğun doğum gününün baba ile yazın kurulan kişisel ilişki süresine denk geldiği, bu nedenle kişisel ilişkinin yaza denk gelen kısmının yeniden düzenlenmesi gerektiği, hükmedilen iştirak nafakasının miktarının az olduğu gerekçesiyle kadının kusur belirlemesi, kişisel ilişki, tazminatların reddi ve iştirak nafakasının miktarına ilişkin istinaf taleplerinin kabulü ile kararın hüküm kısmının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, yerlerine yeniden hüküm kurulmasına, kararın gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, ortak çocuk yararına aylık 600,00 TL iştirak nafakasına, yaz dönemine denk gelen kişisel ilişkinin her yıl 12 Temmuz saat 09.00 dan 12 Ağustos 18.00' a kadar kurulmasına, kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadının sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminatların reddi gerektiğini, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, kişisel ilişkinin düzenlenmesine dair kararın yerinde olmadığını, bu sefer babanın çocuğu doğum gününde göremeyeceğini, iştirak nafakasının artırılmasının haksız olduğunu, erkeğin ekonomik gücünün yeterli olmadığını belirterek kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, iştirak nafakasının miktarı, kişisel ilişki süreleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, hükmedilen tazminatlar, iştirak nafakasının miktarı ve kişisel ilişki noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.