"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/716 E., 2023/98 K.
KARAR : Davaların kabulü
Taraflar arasında görülen karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ile ziynet alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairenin 20.09.2022 tarihli kararı ile, erkeğin açtığı boşanma davasının kabulü gerektiği gerekçesiyle, Mahkeme kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'îlerine ve kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı ... kadın vekili tarafından tarafından katılma yoluyla erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasındaki vekâlet ücreti ve davalı-davacı erkek vekili tarafından kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve manevî tazminat talebi hakkında hüküm kurulmaması yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
Katılma yoluyla temyiz, asıl temyiz talebine sıkı sıkıya bağlıdır. Davalı-davacı erkek ziynet alacağı davası yönünden hükmü temyiz etmediğine göre, bu dava yönünden kadının katılma yoluyla temyiz hakkı bulunmamaktadır. Bu sebeple, ... kadın vekilinin ziynet alacağı davasındaki vekâlet ücretine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı-davacı erkek vekilinin tüm yönlerden ve ... kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın dava ve vekili karşı davaya cevap dilekçesinde; erkeğin düzenli işinin olmadığını, çalışmak istemediğini, evin geçimini kadının sağladığını, tarafların ayrı evleri olmasına rağmen ailesi yanında yaşamaya zorladığını, zamanlarının çoğunu erkeğin ailesinin evinde geçirdiklerini, bir yıl önce yaşanan tartışmada fiziksel şiddet uygulayıp kovduğunu ancak aile büyüklerinin araya girerek tarafları barıştırdıklarını, barışma sonrası dönemde erkeğin kusurlu davranışlarının sürdüğünü, “kovdum boğazını sıktım ama halen evden gitmiyor” dediğini, sözlü şiddet uyguladığını, eşini ve çocukları tehdit ettiğini, psikolojik baskı yaptığını ve en son olayda kadının kafasına tencere ile vurup sürükleyerek dış kapıya götürdüğünü ve uzaklaştırma tedbirinin süresi bittikten sonra ortak konuta ait eşyaları elden çıkarıp evi kiraya verdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 200,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 300,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata ve dilekçede belirtilen ziynet alacağına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek karşı dava ve vekili karşı davaya cevaba cevap dilekçesinde; tarafların kadının 2008'de başladığı işi gereği yatılı olarak başka şehirlere gitmesi nedeniyle tartışmalar yaşamaya başladıklarını, kadının “sana ne sen karışma giderim" dediğini, kadının müdürünün kadına hediyeler verdiğini, kadının mağazada çalıştığı dönemde iki yıl yatakları ayırdığını, 2013 yılında mağazadaki işinden ayrıldığını, gelirini tamamen kendisine ayırdığını, 2013 yılında erkeğin bilgisi ve rızası dışında araba aldığını ve bir sonraki yıl arabasını değiştirdiğini, işbu davadan önce de mal kaçırmak için amcasına devrettiğini, 2013'te haber vermeden ailesiyle umreye gittiğini ve en son olayda ortak çocukla evden çıkarken eşinin nereye gideceklerini sorması üzerine "sen konuşma, senden mi izin alacağım" dediğini ve güven sarsıcı davranışları olduğunu iddia ederek kadının davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına ve erkek yararına 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 26.05.2016 tarihli ve 2015/71 Esas, 2016/528 Karar sayılı kararıyla; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve düzenli olarak çalışmayan erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuklar Yüksel ve Zeynep Cansel'in velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ... yararına aylık 150,00 TL tedbir ve ...ve Yüksel yararına aylık 150,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 9.000,00 TL maddî, 9.000,00 TL manevî tazminata ve kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkemenin 26.05.2016 tarih ve 2015/71 Esas, 2016/528 Karar sayılı kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili her iki boşanma davası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 17.09.2018 tarih ve 2016/22169 Esas, 2018/9322 Karar sayılı ilâmında; erkeğin delil olarak dayandığı telefon görüşme kayıtları getirilmeden karar verilmiş olmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
3. Dairenin 10.06.2019 tarih ve 2018/7371 Esas, 2019/6744 Karar sayılı kararı ile davalı-davacı erkek vekilinin karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
1.Mahkemenin 26.10.2021 tarih ve 2019/309 Esas, 2021/543 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyulmasına karar verilerek evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve düzenli olarak çalışmayan erkeğin ağır, yabancı numaralarla sık ve gece vakti konuşmaları bulunan kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve ergin olan ortak çocukların velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesi ile; erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyeti ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ... yararına hükmedilen aylık 150,00 TL tedbir nafakasının ergin olduğu tarihe kadar devamına, kadın yararına 04.06.2015 tarihli duruşmada takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata ve kadının ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.
2.Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili her iki boşanma davası yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
C. İkinci Bozma Kararı
Dairenin 20.09.2022 tarih ve 2022/6846 Esas, 2022/7200 Karar sayılı ilâmında; kadına güven sarsıcı davranışları bulunduğu kusuru yüklendiği ve bu durumda erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddinin doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş ve bozma sebebine göre sair temyiz itirazları incelenmemiştir.
B. Mahkemece İkinci Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin 14.02.2023 tarih ve 2022/716 Esas, 2023/98 Karar sayılı kararı ile; bozma kararına uyulmasına karar verilerek evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayan ve düzenli olarak çalışmayan erkeğin ağır, yabancı numaralarla sık ve gece vakti konuşmaları bulunan kadının az kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği ve ergin olan ortak çocukların velâyeti hakkında karar verilmesine yer olmadığı gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyeti ve iştirak nafakası konusunda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına 04.06.2015 tarihli duruşmada takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının hüküm kesinleşinceye kadar devamına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, kadının ziynet alacağı davasının reddine ve ziynet alacağı davasında erkek yararına 9.200,00 TL vekâlet ücretine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.... kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde; erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasındaki vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve manevî tazminat talebi hakkında hüküm kurulmaması yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, her iki boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu ve 174 üncü maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 359 uncu maddesinin ikinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu
Anlaşılmakla ... kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Mahkeme kararının gerekçesinde kadın yararına 04.06.2015 tarihli duruşmada takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesi gerektiği belirtilerek kararın "hüküm sonucu" bölümünün üçüncü bendinde kadın yararına takdir edilen aylık 250,00 TL tedbir nafakasının boşanma kararı kesinleşinceye kadar devamına hükmedilmişken, altıncı bendinde kadının tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiş ve böylelikle Mahkeme kararının gerekçe ve hüküm sonucu bölümü arasında kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden çelişki yaratıldığı gibi, aynı yönden kararın hüküm sonucunun da kendi içinde çelişmesi nedeniyle kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
3. 6100 sayılı Kanun'un 359 uncu maddesinin ikinci fıkrasında hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında, açık, süphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu düzenlenmiştir. Bu itibarla, davalı-davacı erkeğin manevî tazminat talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru bulunmamış, hükmün bozulmasını gerekmiştir.
4.Somut uyuşmazlıkta, 26.05.2016 tarihli ve 2015/71 Esas, 2016/528 Karar sayılı kararıyla kadın yararına yasal faizi ile birlikte 9.000,00 TL maddî ve 9.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir. Hükme karşı sadece davalı-davacı erkek tarafından temyize başvurulduğundan, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönünden erkek lehine usulî kazanılmış hak oluşmuştur. Mahkemesinin işbu temyiz incelemesine konu kararında erkek lehine usulî kazanılmış hak oluştuğu dikkate alınmaksızın, kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının artırılarak yasal faizi ile birlikte 20.000TL maddî tazminata ve 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan Mahkeme kararının kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası, erkeğin manevî tazminat talebi hakkında hüküm kurulmaması ve kadın yararına hükmedilen tazminatlar yönlerinden BOZULMASINA,
2- Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere ... kadın vekilinin tüm, davalı-davacı erkek vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin Suna'ya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Rahmi'ye iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.11.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.