"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2009/145 E., 2023/294 K.
KARAR : Kısmen kabul, kısmen ret
Taraflar arasındaki katkı payı alacağı davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1. Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; 1981 yılında müvekkilinin ilk eşinin ölümü üzerine verilen 30.000,00 Mark ile 15 altın bileziği ve müvekkilinin 1970 yılından itibaren düzenli çalışması ve davalının 1985 yılından itibaren düzenli çalışması ile elde edilen birikimlerle 1988 yılında 716 ada 16 parsel sayılı taşınmazın satın alındığını, bir iki sene sonra bankadan kredi çekilere ve tüm birikimlerler arsa üzerine bina yapımına başlandığını, bina yapımı sırasında ilk eşinden kalan ...'deki daireyi de 18.000,00 Mark'a satılarak binanın yapımında kullanıldığını, binanın 1994 yılında bittiğini, binadaki 9 daire, 2 dükkan ve 1 bodrum katın kiraya verildiğini, 1 dairenin tarafların kullanımına ayrıldığını; binaya ayrıca yüksek gelirle GSM şebekesi kurulduğunu, kira gelirlerinin davalı tarafından alındığını ve müvekkiline pay verilmediğini; davalının boşanma davasından vazgeçtiğini söylemesi, müvekkiline sahip çıkacağına yemin etmesi üzerine taşınmazın yarı hissesini müvekkiline yapacağını söz vermesi üzerine müvekkilinin yeniden aile birleştirmesi talebi üzerine davalının yurtdışına gelebildiğini, bunun üzerine davalının 4,5, ve 7 nolu bağımsız bölümleri müvekkiline devrettiğini, ancak 2 daire ve dükkanın tapusunu vermediğini; davalının elde ettiği kira gelirleri ile başka daire ve arabalar alıp sattığını belirterek; müvekkiline devredilmesi gerektiği halde devredilmeyen müvekkilinin birikimleri ve katkıları ile inşa edilen 716 ada 16 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki 10 daire, 2 dükkan ve 1 bodrum kattan oluşan binanın 2 daire ve 1 dükkan karşılığı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 120.000,00 TL'nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı kadın vekili 09.06.2023 tarihli dilekçesinde; 26.04.2023 tarihli bilirkişi raporuna göre talep miktarını artırarak toplam 634.871,67 TL katkı payı alacağının ait olduğu yıllardan itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili talep etmiştir.
II. CEVAP
1. Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının ilk eşinden kalan tazminatın bir kısmını ilk eşinden olan kızının düğününde bir kısmını da Türkiye'ye gelip giderken harcadığını, müvekkilinin davacının parasına karışmadığını, davacını parasını kendisi için harcadığını, ilk eşinden kalan daireyi de kirasını alamadığı ve ilgilenemediği için sattığını, parasını kendisine ve çocuklarına harcadığını, aldığı arabayı da çöpe attığını, müvekkilinin kendi iş hakkı ile çalıştığını, 1997 yılında işten çıkarıldığını, aldığı parayı inşaat borçlarını ödediğini, müvekkilinin davacının hiç hakkı kalmaması için 3 dairenin tapusunu davacıya verdiğini, davacının arsa ve binanın yapılmasına katkısının olmadığını, inşaatı kira karşılığı tamamladığını, halen borcu bulunduğundan kira karşılığı ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
2.Davalı erkek vekili 22.06.2023 tarihli dilekçesinde; davanın kısmi dava olduğunu, on yıllık zamanaşımının dolduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 02.11.2006 tarih ve 2005/1 Esas, 2006/916 Karar sayılı kararı ile, davanın katkı payı alacağı istemine ilişkin olduğu, mal ayrılığının geçerli olduğu davalarda asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Dairenin 20.11.2008 tarih ve 2007/15226 Esas, 2008/15585 Karar sayılı kararı ile, davanın değer artış payından kaynaklanan alacağa ilişkin olup Aile Mahkemesinin görevine girdiği belirilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, 716 ada 16 parsel sayılı taşınmazın (arsanın) davalı tarafından 28.07.1988 tarihinde satın alındığı, arsa üzerine inşa edilen binanın 1994 yılı sonunda tamamlandığı taraf beyanları ve tanık anlatımlarından anlaşıldığı, davacının 1980 yılında alınan tazminatın 1988 yılında alınan arsanın alımı için kullanıldığının ispatına yönelik somut bir delil sunmadığı, dinlenen tanıkların da bu iddiaya dair beyanda bulunmadığı, bu nedenle davacının ilk eşinin vefatından aldığı 30.000,00 Mark ile katkıda bulunduğunu ispat edemediği; davacının 15 adet bileziğin arsanın alınmasından önce var olduğuna ve bu bileziklerin arsanın alınması sırasında kullanıldığına ilişkin somut bir delil sunamadığı, dinlenen tanıkların arsanın alınması sırasında altınların bozdurulduğu yönünde beyanda bulunmadığı; davacının 15 adet bileziğini vererek arsanın alımına katkıda bulunduğu iddiasını da ispat edemediği; davacının evlilik birliğinin devamı süresince çalıştığı ve gelir elde ettiği, çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından dosya kapsamına, yasaya, mevzuata uygun denetlenebilir mahiyetteki 26.04.2023 tarihli hesap bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının dava konusu taşınmaz arsasının alınmasına % 19,03 oranında katkısının olduğu, dava konusu arsanın dava tarihi olan 03.01.2005 tarihi itibarıyla 835.358,00 TL değerine göre 158.968,62 TL katkı payı alacağının bulunduğu; davacının dava konusu taşınmaz üzerinde olan binanın yapımı sırasında satıldığını iddia ettiği davacının ilk eşinden davacı ve ortak çocuklarına intikal eden ...'deki taşınmazın 1995 yılında satıldığı, söz konusu taşınmazın 1994 yılında yapımı biten dava konusu binanın yapılması için kullanılmış olamayacağı; ziynet eşyaları ile katkı yapıldığı iddiası da davacı tarafça ne kadar ziynet eşyasının var olduğu, ne zaman bozdurulduğu, bedelinin ne kadarının evin yapımına harcandığı hususunda somut deliler sunulmadığından katkı iddiasının ispat edilemediği; tarafların binanın yapımı sırasında sürekli ve düzenli gelir sahibi oldukları, çalışmaları karşılığı elde edilen düzenli gelirlerle yapılan katkı oranının belirlenmesi bakımından dosya kapsamına, yasaya, mevzuata uygun denetlenebilir mahiyetteki 26.04.2023 tarihli hesap bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının dava konusu binanın yapılmasına (davalının adına kayıtlı bağımsız bölümlerin yapılmasına) % 44,19 oranında katkısının olduğu, taşınmazdaki davalıya ait 1, 2, 3, 6, 8, 9, 10, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümlerin arsa hariç toplam değerlerinin dava tarihi itibarı olan 1.045.000,00 TL değerine göre davacının 461.785,50 TL katkı payı alacağının bulunduğu; davacının toplam 620.754,12 TL katkı payı alacağı bulunduğu; davanın 03.01.2005 tarihinde fazlaya dair talep ve dava hakları saklı tutulmak suretiyle 120.000,00 TL katkı payının tahsili talebi ile açıldığı, davacının 09.06.2023 tarihli dilekçe ile talep edilen alacak miktarı 634.831,67 TL'ye (kazancı ile katkı iddiasına dayalı 620.754,12 TL+ ziynet ile katkı iddiasına dayalı 14.117,55 TL=634.831,67 TL) artırdığı, davanın açılış tarihi itibarıyla kısmi dava olduğu; dava dilekçesinin mahkemeye verilmesi ve gerekli harçların yatırılması ile dava açılmasına yönelik usul işlemi tamamlanmış olup, bu tarihte yürürlükte bulunmayan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) belirsiz alacak davasına ilişkin hükümlerinin davanın tamamen ıslahı yolu ile de olsa somut uyuşmazlıkta uygulanma imkânı bulunmadığı; bu nedenle, davacı tarafça verilen 09.06.2023 tarihli dilekçenin ıslah dilekçesi olarak kabulü gerektiği, davalının ıslah dilekçesine itiraz ile zamanaşımı def'inde bulunduğu, boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 14.09.2004 tarihinde kesinleştiği, ıslahın yapıldığı 09.06.2023 tarihinde on yıllık zamanaşımının dolduğu, davalı vekilinin ıslah dilekçesine karşı süresinde ileri sürdüğü zamanaşımı def’inin dikkate alınarak karar verilmesi gerektiği; katkı payı alacağına dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilir ise de dava dilekçesinde faiz talebi bulunmadığı gerekçesiyle; davacının taşınmaza kazancı ile katkı talebi yönünden talebinin kısmen kabulü ile, 120.000,00 TL katkı payı alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, faize ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına, işbu talebin ıslah ile arttırılan 500.754,12 TL'lik kısmının zamanaşımı nedeniyle reddine, davacının dava konusu taşınmaza bilezikleri ile katkısına dayalı 14.117,55 TL katkı payı alacağı talebinin reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalının cevap dilekçesinde zamanaşımı def'inde bulunmadığından ıslah dilekçesinde karşı zamanaşımı def'inde bulunamayacağını, ıslah dilekçesinde talep miktarı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacının müvekkilinden alacağı bulunmadığını belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, cevap dilekçesinde ileri sürülmeyen zamanaşımı def'inin ıslah dilekçesine karşı ileri sürülüp sürülemeyeceği, davacının katkı payı alacağının bulunup bulunmadığı ve ispatı noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 nci maddesi, 142 nci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 448 inci maddesinin birinci fıkrası, geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 4 üncü maddesi, 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası, 482 nci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi; 4722 sayılı Türk Medenî Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi'nin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 646 ncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.
3. Değerlendirme
1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
V. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Mahkeme kararının ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.