"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2641 E., 2022/2254 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Simav Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/80 E., 2022/338 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğin tüm, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin esastan reddine, davacı kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evliliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, müvekkilini tehdit ettiğini, müvekkiline hakaret ettiğini, süregelen fiziksel şiddet uyguladığını, bir çok ortamda ve müvekkilinin ailesinin bulunduğu ortamlarda sürekli olarak "Salak bu, saf, bu bundan bir şey olmaz" gibi aşağılayıcı hakaretlerde bulunduğunu, ortak çocuğun ihtiyaçlarını da karşılamadığını, müvekkilinin telefonunu alarak ailesi ile iletişimini kestiğini belirterek evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı kadın ile aralarında herhangi bir sorun olmamasına rağmen bir müddet sonra davacı kadının ailesinin kendi ailesi için çeşitli şekillerde dedikodular çıkarmaya başladığını, kadının iddialarının doğru olmadığını, kadının babası ve annesinin evliliklerine karıştığını, son olayda davacı kadının, annesinin üzerine yürüdüğünü, kendisinin de bu arada müdahale etmek istediğini, kadını geriye doğru çektiğini, eşinin kızının oynadığı ... termos ile kendisinin eline vurduğunu, kendisinin de canının acısıyla ne olduğunu anlayamadan bilinçsizce kadına vurduğunu, tam olarak ne olduğunu da hatırlamadığını, bu olaydan sonra davacı kadının evden ayrılarak kendi ailesinin yanında yaşamaya başladığını belirterek davanın reddine aksi takdirde ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 11.02.2021
tarih ve 2019/4 Esas, 2021/91 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin davacıyı kafasında ve burnunda kırıklara sebebiyet verecek şekilde darp ettiği, kadının telefonuna program yüklemek suretiyle konuşmalarını ve mesajlaşmalarını takip ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından yoksulluk nafakası, tazminatların miktarı, kişisel ilişki yönünden; davalı erkek vekili tarafından davanın kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 07.02.2022 tarih ve 2021/2183 Esas, 2022/223 Karar sayılı kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca şiddetli geçimsizlik sebebine dayalı olarak açıldığının belirtildiği, hükümde ise aynı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verildiği, bu durumda hüküm ile gerekçe arasında çelişki oluşturulmasının doğru olmadığı, bu durumun tek başına kaldırma sebebi olduğu, davacı kadının dava dilekçesinde aylık 750,00 TL nafaka istediği, bu nafakanın tedbir nafakası olduğu açıkça belirtilmediğinden yoksulluk nafakası olduğunun kabulünün gerektiği, İlk Derece Mahkemesi tarafından davacının yoksulluk nafakası talebi ile ilgili olumlu-olumsuz karar verilmemesinin doğru olmadığı, istinaf incelemesinin sağlıklı yapılabilmesi için Bozüyük 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/84 Esas sayılı kesinleşen ilamı dosya arasına konulduktan sonra dosyanın daireye gönderilmesi gerekirken, ceza kararı dosya arasına konulmadan dosyanın daireye gönderilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle tarafların istinaf talebinin kabulüne, diğer istinaf nedenleri bu aşamada incelenmeksizin İlk Derece Mahkemesi kararının tamamının kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin davacıyı kafasında ve burnunda kırıklara sebebiyet verecek şekilde darp ettiği, kadının telefonuna program yüklemek suretiyle konuşmalarını ve mesajlaşmalarını takip ederek anayasal haklarını ihlal ettiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, sosyal inceleme raporu ve çocuğun üstün menfaati dikkate alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, tarafların kusur durumu ile sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadın yararına aylık 450,00 TL tedbir, 550,00 TL yoksulluk nafakasına, 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları kadın lehine oluştuğundan kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; nafaka ve tazminat miktarlarının yetersiz olduğunu, sosyal inceleme raporunda da belirtilmiş olmasına rağmen, ortada yeni bir durum yokken kişisel ilişki tesisinde çocuğun yüksek menfaati düşünülmeden çocuk ile davalı arasındaki kişisel ilişki süresinin iki güne çıkartılarak yatılı hale getirilmesinin yanlış olduğunu ileri sürerek nafakaların ve tazminatların miktarı, kişisel ilişki yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin yanlış olduğunu, davacının daha ağır kusurlu ya da eşit kusurlu olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, kadın yararına maddî ve manevî tazminata karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu, davacının velâyet hakkını kötüye kullandığını, baba ile kişisel ilişki günlerinde icra yolu ile çocuğu teslim almaya gittiklerinde annenin problem çıkardığını, velâyetin anneye verilmesinin yanlış olduğunu, davacı yararına tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesinin usule aykırı olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu gerekçesiyle ortak çocuk yararına aylık 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, boşanma yüzünden kadının zedelenen kişilik hakları ile mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın yararına 80.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata, erkek vekilinin tüm, kadın vekilinin ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; müvekkiline kusur yüklenmesinin hatalı olduğunu, kadının talebi olmadığı halde lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin ve kadın yararına tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, tazminat miktarlarının fahiş olduğunu, velâyetin anneye verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek davanın kabulü, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası, tazminatlar, velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, evlilik birliğinin sarsılmasında davalı erkeğin kusurlu olup olmadığı, davanın kabulü ile kadın yararına yoksulluk nafakası ve tazminatlara hükmedilmesinin ve miktarlarının, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri; Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3üncü ve 12 inci maddeleri; Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.