"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/487 E., 2023/1057 K.
KARAR : Başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2022/371 E., 2022/862 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Kararın davacı davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı -karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğin erkeğin kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 3.00,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliğinin kadının kusurlu davranışları ile temelinden sarsıldığının iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 20.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 25.05.2019 tarihli ve 2017/437 Esas, 2019/415 Karar sayılı ilamı ile tarafların ikinci evliliği olduğu, bu evliliklerinden çocuklarının olmadığı, uzun süredir fiilen ayrı yaşadıkları, tarafların evlilik birliğinden doğan "Evlilik birliğinin mutluluğunu el birliğiyle sağlama", "Birlikte yaşama", "Birbirine yardımcı olma" yükümlülüklerini ihlal ettikleri, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların nafaka ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı -davalı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen nafaka ve tazminatlar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adliye Mahkemesinin 24.03.2022 tarih ve 2020/1538 Esas, 2022/440 Karar sayılı kararı ile; Mahkemece taraflara yüklenen kusurların tespitinde soyut ifadeler kullanılmış olup taraflarca ileri sürülen vakıalarla ilgili herhangi bir tespitte bulunmadığı, hükmün hangi delillere dayanılarak verildiği, hangi olayların sabit olduğu ve tarafların kusur durumuna ilişkin vakıaların kararda belirtilmediği, yeterli gerekçeden yoksun ve denetime elverişli olmayacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesi ile sair istinaf talepleri incelenmeksizin kararın kaldırılarak dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının dosya kapsamında bulunan ve üçüncü bir kişiye yazıldığı anlaşılan mektup nedeniyle davacı eşine karşı güven sarsıcı davranışta bulunduğu, karşı davacı erkeğin ise dosya kapsamında bulunan Malatya 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/314 Esas, 2017/324 Karar sayılı kararıyla davacı eşine karşı fiziksel şiddette bulunduğunun anlaşıldığı bu haliyle tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ilgili yapılan araştırma yazıları, gerekse taraf beyanı ile mahkeme dosyaları ve davacı tarafın ihtiyaç durumu dikkate alınarak bir miktar tedbir ve yoksulluk nafakası takdirine karar verildiği gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren 250,00 TL artırılarak aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, aynı miktarda nafakanın karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, tarafların tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı- karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti ve yoksulluk nafakası yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "mahkemesince davacı-davalı kadın eşe üçüncü bir kişiye yazıldığı anlaşılan mektup nedeniyle güven sarsıcı davranışta bulunması, karşı davacı erkeğin ise dosya kapsamında bulunan Malatya 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2016/314 Esas - 2017/324 Karar sayılı kararıyla davacı eşine karşı fiziksel şiddette bulunması kusurları yüklenmiş, taraflar boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu kabul edilmişlerdir. Davacı -davalı kadın eş tarafından da varlığı inkar edilmeyen mektubun ne zaman yazıldığı belirsiz olup, davalı-davacı erkek tarafından da güncel olduğu ispatlanamamıştır. Ancak, eski bir ilişkiye dayalı olsa dahi eşin başka bir kişiye yönelik yazdığı aşk ve sevgi içerikli mektupları saklıyor olması güven sarsıcı bir davranıştır. Öte yandan davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadın eşe fiziksel şiddet uyguladığı dosya arasına alınan Malatya 8. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 02.11.2017 tarih ve 2016/314 Esas - 2017/324 Karar sayılı kararı ile sabit olmuştur. Bu halde boşanmaya neden olan olaylarda davalı-davacı erkek eş ağır, davacı-davalı kadın eş hafif kusurludur. Davacı-davalının kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin hatalı değerlendirme ile tarafların eşit kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin düzeltilmesi gerekmiştir. Gerçekleşen kusur durumuna göre karşı davanın da TMK'nın 166/2 maddesi gereği kabul edilmiş olması usul ve yasaya uygundur. İlk Derece Mahkemesinin 16.09.2022 tarihli ara kararı ile "Kaldırma kararı öncesi 2017/437 Esas sayılı dosyanın 23/03/2018 tarihli celsesinin 5. maddesi ile davacı-karşı davalı eş için dava tarihinden başlamak üzere verilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının 750,00 TL artırılarak aylık 1.500 TL'ye çıkartılarak, davalı-karşı davacıdan alınarak davacı-karşı davalıya verilmesine" karar vermesine rağmen nihai kararda takdir edilen aylık 750,00 TL tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren 250,00 TL artırılarak aylık 1.000,00 TL'ye çıkartılmasına, şeklinde karar vermiş olması karar tarihi olan 08.12.2022 tarihinde tedbir nafakasının 1.500,00 TL'den 1.000,00 TL 'ye indirilmiş olduğu şeklinde anlaşılmış, bu hususta usul ve yasaya bir aykırılık görülmemiştir. Tarafların sosyo ekonomik durumları, kusur durumu, boşanma ile düzenli ve sürekli bir geliri olmadığı anlaşılan kadın eşin yoksulluğa düşecek olması nedeni ile davacı-davalı kadın eş yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesi doğru olduğu gibi miktarları da hakkaniyete uygundur. Boşanmaya neden olan olaylarda gerçekleşen kusur durumuna göre davacı-davalı kadın eş yönünden TMK'nın 174/1-2 maddesi gereğince maddî ve manevî tazminatın yasal şartları oluşmuştur. Bu bakımdan davacı-davalının maddi ve manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır. Davacı-davalının boşanma ile mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar görecek olması ve maruz kaldığı fiziksel şiddetin kişilik haklarına saldırı mahiyetinde olması nedeni ile yararına hakkaniyet ilkesi de gözetilerek 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, iş bu tazminat tutarlarına kararın boşanma kararının kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar vermek gerekmiştir." gerekçesi ile erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 30.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakasının miktarı, tazminatların miktarı ile tazminatlara dava tarihinden itibaren faiz yürütülmemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
Davalı- karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, erkeğin boşanma davası, kusur belirlemesi, nafaka ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebi ile başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Hatice'ye yükletilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Erol'a yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.