Logo

2. Hukuk Dairesi2023/7975 E. 2024/5726 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, maddi ve manevi tazminat taleplerinin değerlendirilmesi ve boşanmaya bağlı fer'i taleplerin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Evlilik birliğinin temelden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin şiddet eylemlerinin sürekliliği ve ağırlığı gözetilerek, ilk derece mahkemesince yapılan eşit kusur belirlemesi hatalı bulunmuş ve bu hatanın tazminat taleplerinin reddine de etki ettiği gerekçesiyle, bölge adliye mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve kadının maddi-manevi tazminat taleplerinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1521 E., 2023/1851 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Acıpayam 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/345 E., 2023/76 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince karşılıklı boşanma davalarının ayrı kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; kadının yaptığı hiçbir işi beğenmediğini, aşağıladığını, hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, ölümle tehdit ettiğini, evde misafir istemediğini, misafire ters davrandığını, kadının babası ve eniştesini evden kovduğunu, kadının evden çıkmasın istemediğini ve kardeşlerine gitmesine izin vermediğini, çok kıskanç olduğunu, harçlık vermediğini ve ekonomik şiddet uyguladığını, kadından yatağını ayırmasını istediğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, çocuklarının 2014 yılında vefatından sonra kadının psikolojik tedavi gördüğünü, evin hiçbir işi ile ilgilenmediğini, yatağını ayırdığını, habersiz ailesinin yanına gidip 10-15 gün sonra döndüğünü, hastaneye diye evden çıkıp geceye kadar gelmediğini, küfür ve hakaret ettiğini, erkeği istemediğini ve sevmediğini söylediğini, erkeğin yengesine erkeği kastederek ''90 yaşındaki adama karılık ederim, ona etmem'' dediğini,en son evi terk ettiğini iddia ederek, evlilik birliğinin sarsılması nedeni ile tarafların boşanmalarına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin Acıpayam 2.Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mahkemesi Sıfatıyla)'nin 11.02.2021 tarih ve 2019/265 Esas, 2021/51 karar sayılı kararı ile erkeğin kadına ekonomik yönden destek olmadığı, kadına şiddet uyguladığı, kadının ise zaman zaman müşterek haneyi habersiz terk ettiği, gece geç saatlerde eve döndüğü, 2-3 gün dönmediği zamanlar olduğu, "doksan yaşındaki adama karılık ederim ona etmem" dediği, evin gündelik işleri ile ilgilenmediği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal koşulları oluşmadığından tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın için aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde, kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının kabulü, nafaka miktarı ve reddedilen tazminatlar yönünden, erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, reddedilen tazminatlar ve kabul edilen nafaka yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 31.10.2022 tarih ve 2021/1202 Esas, 2022/2347 Karar sayılı kararı ile erkek tarafından açılan ve Acıpayam 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2020/20 Esas-2020/89 Karar sayılı ilamı ile birleştirilen davada, ön inceleme yapılmadan karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu, kadının ruhsal sorunları bulunduğu belirtilmesine rağmen bu hususun araştırılmadığı, kadının vesayet altına alınmasının gerekip gerekmediğinin araştırılması ve bu hususun bir ön sorun sayılarak sonucuna kadar yargılamanın bekletilmesi gerekçesi ile İlk Derece Mahkemesi'nin kararının esası incelenmeksizin kaldırılmasına ve dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadına ekonomik yönden destek olmadığı, Denizli 10.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/566 E.2019/252 K.sayılı ilamı ile erkeğin, kadına karşı 18.07.2018 tarihinde kasten yaralama suçunu işlediğinden bahisle kasten yaralama suçundan mahkumiyetine karar verildiği, kadının ise zaman zaman müşterek haneyi habersiz terk ettiği, gece geç saatlerde eve döndüğü, 2-3 gün dönmediği zamanlar olduğu, "doksan yaşındaki adama karılık ederim ona etmem" dediği, evin gündelik işleri ile ilgilenmediği, boşanmaya neden olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesi ile açılan asıl ve birleşen boşanma davasının ayrı ayrı kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, yasal koşulları oluşmadığından tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın için aylık 700,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin kadını hastaneye götürmediğini ve gitmesine de izin vermediğini belirterek, kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen nafaka miktarı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Davalı-davacı erkek vekili isitnaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, nafaka miktarının fahiş olduğunu, kadının çalışıp çalışmadığının araştırılmadığını, erkeğin işten çıkartıldığını ve gelirinin bulunmadığını belirterek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kadın yararına kabul edilen nafakalar ve miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1)inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, birleşen boşanma davasının kabulü, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek, kusur belirlemesi, asıl boşanma davasının kabulü, kabul edilen nafakalar ve miktarı, reddedilen tazminatlar yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının ve erkeğin maddî ve manevî tazminata hak kazanıp kazanamayacağı, asıl ve birleşen boşanma davasının kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasının yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, kabul edilen nafaka miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(6100 sayılı Kanun'un) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-davacı erkek vekilinin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince davalı- davacı erkeğin kadına ekonomik yönden destek olmadığı, kadına şiddet uyguladığı, davalı-davacı kadının ise zaman zaman müşterek haneyi habersiz terk ettiği, gece geç saatlerde eve döndüğü, 2-3 gün dönmediği zamanlar olduğu, "doksan yaşındaki adama karılık ederim ona etmem" dediği, evin gündelik işleri ile ilgilenmediği, bu haliyle boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilerek hüküm kurulmuş, kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince tarafların tespit edilen kusurlarının yerinde olduğu kabul edilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiş, bu karar karşı taraflarca temyiz talebinde bulunulmuştur. Her ne kadar İlk Derece Mahkemesince tarafların eşit kusurlu olduğundan bahisle karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, tarafların İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre, özellikle erkeğin şiddetinin sürekli olmasına göre evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalı -davacı erkeğin, davacı -davalı kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Bu husus gözetilmeden yanılgılı kusur belirlemesi ve değerlendirme sonucu tarafların eşit kusurlu olduğunun kabulü doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrasında mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada daha az kusurlu olan tarafın, kusurlu taraftan uygun bir tazminat isteyebileceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davacı-davalı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği anlaşılmıştır. O halde, Mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen "hakkaniyet kuralları" da dikkate alınarak davacı-davalı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddedilmesi yönlerinden BOZULMASINA,

3.Davalı- davacı erkek vekilinin tüm, davacı- davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz eden Hüseyin'e yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

11.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.