Logo

2. Hukuk Dairesi2023/797 E. 2023/3812 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davalı-karşı davacı erkeğin velayete ilişkin temyiz talebi reddine, diğer hususlardaki temyiz itirazlarının reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2020/529 E., 2022/1249 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 17. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2018/66 E., 2019/842 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarları yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre, İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. istinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ilişkin karar, davalı-karşı davacı erkek tarafından istinaf edilmediğinden ve Bölge Adliye Mahkemesince de bu hususta yeni bir karar verilmediğinden kesinleşmekle, davalı-karşı davacı erkeğin ortak çocuğun velâyetine yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davalı-karşı davacı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sorumluluklarını yerine getirmediğini, aşırı para hırsı olduğunu, kadının ve ailesinin ziynet eşyalarını izinsiz alarak bozdurduğunu, kadına fiziksel şiddet uyguladığını, sadakatsiz davrandığını, hakaret ve küfür ettiğini, son yaşanan olayda kadını darp ettiğini, kadının bu sebeple evden ayrılmak zorunda kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına 700,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına ise 700,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının ziynet eşyalarının aynen iadesine, bu mümkün değilse bedelinin yasal faizi ile birlikte erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı kadının erkeği ortak çocuğu kullanarak tehdit ettiğini, kadının maddî çıkarlarının evlilikten önce geldiğini, sürekli maddî talepleri olduğunu, erkeğe fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, ortak çocuğu babasının izni olmadan yurt dışına çıkardığını ileri sürerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 120.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kadına gözünün altında morluk ve boğazında darp izleri oluşturacak şekilde fiziksel şiddet uyguladığı, ekonomik olarak evin geçimi ile ilgilenmediği, eşinden habersiz olarak alyansını bozdurduğu, başka kadınlarla samimi olacak şekilde güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, kadının ise kusurlu bir davranışının dosya kapsamı itibariyle ispat edilemediği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle kadının davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun anne yanında yaşıyor olması, alıştığı çevrenin değişmesinin kişisel gelişimine olumsuz etkileyebileceği ve babanın gemide çalışıyor olması nedeniyle uzun süreler evden uzakta kalıyor olması durumu göz önüne alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile babası arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararın aylık 500,00 TL tedbir ve aynı miktar üzerinden iştirak nafakası ödenmesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alındığında kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine , harcı yatırılmak suretiyle usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından kadının ziynet alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen iştirak nafakası ve tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğundan bahisle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; kadının erkeğe maddî ve manevî baskı uyguladığını, ortak çocuğu babasının izni olmadan yurt dışına çıkardığını ve ortak çocuğu tehdit unsuru olarak kullandığını, çocuğu göstermek için para talep ettiğini, bu nedenle velâyet hakkının kadına verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kadının iddialarını ispat edemediğini, gemilerde iş buldukça dönemsel olarak çalıştığını, uzun süre işsiz kaldığını ileri sürerek; kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile bunların miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlara ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluştu ise miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin ortak çocuğun menfaatine uygun olup olmadığı ile çocuk lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarının tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile ortak çocuğu ihtiyaçlarına oranla yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı-karşı davacı erkek vekilinin ortak çocuğun velâyetine yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

12.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.