"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/257 E., 2023/785 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ: Büyükçekmece 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/363 E., 2020/798 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların amca çocukları olup aile zorlaması sonucu evlendiklerini, davalı ile bir yıl aynı evde yaşadıklarını, davalının müvekkiline sürekli şiddet uygulaması sonucu Tokat'a ailesinin yanına gittiğini ancak müvekkilini davalının yanına göndermek isteyince Ankara'ya dönerek kadın sığınma evine yerleştiğini, daha sonra İstanbul'da yaşayan bir bayan arkadaşının yanına geldiğini, bu süreçte davalının akrabaları vasıtasıyla müvekkiline ölüm tehdidinde bulunduğunu, davalının 2014 yılında başka bir bayanla nişanlandığını ve müvekkiline açtığı boşanma davasının reddedildiğini, evlilik birliği süresince davalının sorumluluklarını yerine getirmediğini, sürekli psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, beş yıldır ayrı yaşadıklarını ve bir araya gelme olasılıklarının olmadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına aylık 750,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, 20.000,00'er TL maddî- manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; evlilik başladıktan bir süre sonra kadının eşinden gizli telefon alıp gizli konuşmalar yaptığını, yalana başvurarak eşler arasındaki güveni sarstığını, müvekkili askere gitmeden bir hafta önce başka bir erkekle mesajlaştığını, bunun akabinde de evden ayrıldığını, beş yıl önce başka bir erkekle birlikte olmak için evi terk eden davacının bu zamana kadar da herhangi bir şekilde dönmediğini belirterek davanın reddine, boşanma kararı verilmesi halinde müvekkili yararına 20.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, kadının evlilik birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmediği, güven sarsan hareketleri olup nedensiz yere evi terk ettiği kadının ağır erkeğin hafif kusurlu olduğu 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin ve nafaka taleplerinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebinin reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile erkek lehine 5.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; eksik inceleme yapıldığını, taraflar arasında daha önce görülen boşanma davasının, davalının düğün yaparak evlendiğine ilişkin delilin dikkate alınmadığını, davalının Muhammed Emin ve Amine adlı çocukları 2018 ve 2019 yıllarında tanıma yoluyla nüfusuna kaydettirdiğini tanıkların birbiriyle tutarsız çelişkili beyanları gerekçe yapılmak suretiyle usulüne aykırı karar verildiğini belirterek kusur belirlemesi, müvekkilinin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, tazminat istemleri, erkek yararına hükmedilen tazminat yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Mahkemece, kadının evlilik birliğinin yüklediği görevleri yerine getirmediği ve güven sarsan hareketleri ile nedensiz yere evi terk ettiği gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda kadının ağır, erkeğin hafif kusurlu olduğu belirtilmiş ancak erkeğin hafif kusurlu davranışlarının neler olduğunun açıklanmadığı,"davalı erkeğin hakaret ve şiddetinin davacı kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği" belirtilmesine karşın erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi, yine gerekçeli kararda maddî bir kaybı ispatlanamadığı için davalının maddî tazminat taleplerinin reddine denilmesine karşın bir sonraki paragrafta davalının maddî tazminat talebinin davacının durumu da nazara alınarak kısmen kabulüne denilmek suretiyle kısa karar ve gerekçeli kararla çelişki yaratıldığı, erkeğin Ankara 8. Aile Mahkemesinde 09.01.2014 tarihinde kadın aleyhine açtığı boşanma davasının erkeğin iddialarını ispatlayamadığı, tarafların ayrı yaşamasının başlı başına geçimsizlik sebebi sayılamayacağı gerekçesiyle sübut bulmadığından reddine karar verildiği, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre erkeğin uyguladığı şiddet nedeniyle kadının evden ayrılmak zorunda kaldığı, erkeğin yukarıda incelenen reddedilen boşanma davası sonrasında imam nikahı ile evliliğinden olan 08.08.2018 ve 25.10.2019 doğumlu çocukları tanıdığı, erkeğin 20.03.2018 tarihli oturumda kadının delil olarak dayandığı fotoğraftaki şahsın kendisi olduğu, yanındakinin imam nikahlı eşi olduğu ve beş ay öncesi düğün yaptıklarını, halen beraber yaşadıklarını kabul ettiği, kadının da evden ayrılmadan önce başka erkeklerle mesajlaşmak ve gizli gizli konuşmak suretiyle güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu kabul edilmesi gerektiği gerekçesi ile kadının kusura ilişkin istinaf talebinin kabulü ile kararın kusur gerekçesi ve derecesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine ilişkin kararın yerinde olmadığı, kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile erkek yararına manevî tazminata hükmedilmesi doğru görülmediğinden kadının bu yönlere ilişkin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılarak kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere 10.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına, 20.000,00'er TL maddî ve manevî tazminata, erkeğin koşulları oluşmayan manevî tazminat talebinin reddine, kadının yerinde görülmeyen diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacının tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğunu, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, ayrıca miktarlarının fahiş olduğunu, davacı yararına hükmedilen nafakanın fahiş olduğunu ve kabul edilebilir olmadığını belirterek kusur,tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.