Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8023 E. 2024/6355 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, nafaka, tazminat ve velayet konularında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, kadına isnat edilen güven sarsıcı davranışın ispatlanamadığı ve erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle, erkeğin boşanma talebinin reddine, diğer hususların bozma nedeniyle incelenmesine yer olmadığına karar vererek Bölge Adliye Mahkemesi kararını bozmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/463 E., 2023/929 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Gölbaşı(Ankara) 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/27 E., 2021/719 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocuklarının olduğunu, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, iftira attığını, ortak konutta bulunan eşyalara zarar verdiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakası, nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, nafakanın her yıl TÜFE oranında arttırılmasına, 70.000,00 TL maddî tazminat, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.Davacı-karşı davalı kadın vekili ıslaha ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; ıslah dilekçesinde dayanılan vakıalarına gerçeği yansıtmadığını, cevap dilekçesinin ıslahı ile karşı dava açılamayacağını, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığını, tehdit ve hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, iftira attığını, ortak konutta bulunan eşyalara zarar verdiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini iddia ederek ıslah dilekçesindeki taleplerin reddine, kadının davasının ise fer'îleri ile birlikte kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-karşı davacı erkek cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeğe aykırı olduğunu, kadının, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını ve hakaret ettiğini iddia ederek boşanma talebinin kabulüne, ortak çocukların velâyetini babaya verilmesine, kadının boşanmanın fer'î niteliğindeki taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili 14.09.2020 tarihli ıslah ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının birlik görevlerini ihmal ettiğini, sık sık ortak konutu terk ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek cevap dilekçesini ıslah ettiklerini, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 20.000,00 TL maddî tazminat, 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, tarafların eşit kusurlu olduğu, gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların fiilen anne yanında yaşadığı, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların yaşları, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir nafakası, ortak çocuk ... yararına aylık 300,00 TL iştirak nafakası, ortak çocuk İbrahim yararına ise aylık 350,00 TL iştirak nafakası, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşıldığından kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, erkek tarafından süresinde karşı dava açılmadığı ve usulüne uygun olarak açılmayan karşı davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, karşı davanın kabulü ile kadın aleyhine vekâlet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin de isabetli olmadığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadın yararına tazminata ve yoksulluk, tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının az olduğu belirtilerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlarına ve yoksulluk, tedbir nafakası taleplerinin reddi, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu bir davranışının olmadığı, asıl davanın reddine karar verilmesi gerektiği, velâyet düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği belirtilerek; asıl davanın kabulü ve fer'îleri, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; karşı davanın esasa cevap süresinde açılması esas iken, sonra açılmasının reddi gerektirmeyeceği, süresinden sonra açılan karşı davada davanın tefriki ve yeniden birleştirilmesi safahatının yargılamanın gereksiz yere uzamasına sebep olduğu, bu sebeple süresinde açılmasa da karşı davanın da incelenmesine gerektiğine ilişkin yerleşik uygulama dikkate alındığında, kadın vekilinin karşı davanın süresinde olmadığına ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olmadığı, tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi tarafında belirlenen ve gerçekleşen kusurlu davranışlar yanında erkeğin, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, İlk Derece Mahkemesince, kadına eniştesi olan Selahattin isimli kişi ile ilişkisi olduğu gerekçesiyle sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıasının kusur olarak yüklendiği, Selahattin isimli kişinin kadının ablasının eşi olduğu, aynı zamanda da akraba oldukları ve tanıkların kadın ile bu kişi arasında ilişki olduğuna ilişkin net bir bilgilerinin bulunmadığı, ancak erkeğin, bu kişi ile kadının samimi tavırlarından hoşlanmadığı ve bu sebeple görüşülmesini istemediği, dosyaya sunulan fotoğrafta sadakatsizliği ispatlayacak boyutta olmasa bile karşı yanın güvenini sarsacak derecede samimiyet içerdiğinin anlaşıldığı ve kadının eyleminin güven sarsıcı davranış boyutunda kaldığı, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu, her iki davanın da kabulüne karar verilmesinin yerinde olduğu, alınan sosyal inceleme raporu dikkate alınarak velâyet düzenlemesinin isabetli olduğu, kusur durumu, evlilikte geçen süre, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadına yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, ağı kusurlu olan erkek yararına ise tazminata hükmedilmesi şartlarının oluşmadığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir nafakası ve iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, yine tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmesi gerektiği, kadının kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli gelir elde ettiği bir işinin bulunmadığı, zaman zaman gittiği temizlik işlerinin kadını yoksulluktan kurtaracak düzeyde kabul edilemeyeceği dikkate alınarak tarafların ekonomik sosyal durumları ve evli kalınan süre birlikte değerlendirilerek kadın yararına yoksulluk nafakası takdir edilmesi gerektiği, kadının nafakalar artış istemi ile ilgili karar verilmemesinin de isabetli olduğu gerekçesiyle; kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğunun tespitine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 450,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, hükmedilen nafakalara kararın kesinleşmesini takip eden yıl başlamak kaydı ile her yıl TÜİK'in açıklayacağı TÜFE oranında artış uygulanmasına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, hükmedilen nafakalara kararın kesinleşmesini takip eden yıl başlamak kaydı ile her yıl TÜİK'in açıklayacağı TÜFE oranında artış uygulanmasına, 30.000,00 TL maddî tazminat, 25.000,00 TL manevî tazminata, kadın vekilinin sair, erkek vekilinin ise tüm istinaf itirazlarının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlarına ve yoksulluk, tedbir nafakası taleplerinin reddi, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafaka miktarları, vekâlet ücreti ve yargılama gideri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davanın kabulü ve fer'îleri, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, asıl davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, ıslah yolu ile ileri sürülen karşı boşanma davasının kabulünün usul ve yasaya uygun olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, gerçekleşmiş ise miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesinin ortak çocukların üstün yararına ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, ortak çocuklar yararına hükmedilen nafakaların miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, vekâlet ücreti ve yargılama gideri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 132 nci ve devamı maddeleri, 176 ncı ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 323 üncü ve devamı maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi, 335 inci maddesi, 336 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

Dava; evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadının ise sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiş, İlk Derece Mahkemesi hükmü taraf vekillerince istinaf edilmekle istinaf incelemesi yapan Bölge Adliye Mahkemesi tarafından İlk Derece Mahkemesi tarafından erkeğe yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışları yanında erkeğin, ortak çocuklara fiziksel şiddet uyguladığı ve hakaret ettiği, kadına yüklenen sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği vakıasının ise güven sarsıcı boyutta kaldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu belirtilerek; kadın vekilinin kusur belirlemesi, tazminatlara ve nafakalara yönelik istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kabul edilen yönlerden kaldırılmasına ve bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkek vekilinin ise istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince yukarıda belirtildiği şekilde temyiz edilmiştir. Her ne kadar Bölge Adliye Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda güven sarsıcı davranışta bulunan kadının az kusurlu olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olduğu belirtilmişse de yapılan yargılama neticesinde, hükme esas alınan fotoğraflarda kadının güven sarsıcı davranışta bulunduğunun ispatlanamadığı, dinlenen tanık beyanlarından ise erkek tarafından delil olarak dosyaya sunulan ve hükme esas alınan fotoğrafların erkek tarafından ailece yapılan piknikte çekildiği ve taraflar arasındaki evlilik birliğinin devam ettiğinin anlaşıldığı, bu durumda kadına yüklenen güven sarsıcı davranış vakıasının ispatlanmadığı gibi bir an için ispatlandığı düşünülse dahi erkeğin kadının bu davranışını affettiği veya en azından hoşgörü ile karşıladığı, tarafların evlilik birliğinin devam ettiği ve kadına güven sarsıcı davranış vakıasının kusur olarak yüklenemeyeceği, gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyleyken erkeğin karşı davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin karşı davası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

Bozma sebebine göre taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.