"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 42. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/497 E., 2023/1277 K.
KARAR : Kısmen kabul ile yeniden esas hakkında hüküm verilmesi
İLK DERECE MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/700 E., 2020/815 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulüne, tarafların boşanmalarına ve ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 1988 yılında evlendiklerini, 2003 yılında şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşandıklarını, birbirilerine bir şans daha vererek 2006 yılında ikinci kez evlendiklerini, ancak davalının kendisine saygı göstermediğini, ağıza alınmayacak küfürler ettiğini ve tehditlerde bulunduğunu, ailesinin kendisine aldığı eve satılamaz şerhi koydurarak her şeyi elinden alacağını söylediğini, yüksek meblağlarda borçlanıp kendisine kredi çektirerek ödettirdiğini, maruz kaldığı hakaret ve şiddet nedeniyle stres altında kaldığını, bağırsak ve mide kanaması geçirdiğini, kendisine ülser aktif kolit teşhisi koyulduğunu, kanser olma riskinin bulunduğunu ileri sürerek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafların 2006 yılında evlendiklerini, müşterek iki çocuklarını bulunduğunu, erkeğin evin giderlerine katkıda bulunmadığını belirterek aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili cevap ve birleşen dava dilekçesinde özetle; davacının kendisini tehdit ettiği, habersiz yüksek meblağlarda alışveriş yaptığı, kredi çekmek zorunda kaldığı, icralık duruma geldiği, psikolojik ve fiziksel şiddet ve hakaret eylemlerinin olduğu, başka kadınlarla aldattığını belirterek, asıl davanın reddi ile birleşen davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin birden çok kez eşine fiziksel şiddet uyguladığı, burnunun kırılmasına neden olduğu, eve para bırakmadığı, kayınvalidesinin desteği ile evin geçiminin sağlanmasına neden olduğu, evin temel ihtiyaçlarına ait faturalar ile zorunlu giderlerini karşılamadığı, evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri yerine getirmediği, eşi için "20,00 TL'ye kadın var, o..." şeklinde hakaret ettiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunduğu, müşterek çocuğa şiddet uyguladığı, eşinin annesine de fiziksel şiddet uygulayarak dişlerinin kırılmasına neden olduğu, eşi hakkında başkaları ile görüştüğü yönünde gerçeğe aykırı iddialar ileri sürdüğü, kadının ise ; eşine hakaret ettiği, eşi hakkında iş yerine asılsız ihbarda bulunduğu, evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri tam olarak yerine getirmediği, rahatsızlanan ve hastanede tedavi gören eşi ile yeterince ilgilenmediği belirtilerek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin kadına nispeten ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile her iki davanın da kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 20.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadının birleşen tedbir nafakası davasının da kısmen kablüne karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve ferilerinin kabul edilmiş olmasına, kusur belirlemesi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminatın miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkek eşe davalı-davacı kadın eşin annesini ve müşterek çocuğu darp etmek, eşi hakkında başkaları ile görüştüğü yönünde gerçeğe aykırı iddialar ileri sürmek kusurları, davalı-davacı kadın eşe eşi ile hastanede ilgilenmemek kusurları yüklendiğini ancak tarafların dilekçelerinde açıkça bu vakıalara dayanmadıklarını, bu nedenle bu kusurların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceğini, yine davalı-davacı kadın eşe yüklenen evlilik birliğinin gerektirdiği yükümlülükleri tam olarak yerine getirmemek kusurunun da dosya kapsamıında ispatlanamadığını, sonuç olarak boşanmaya neden olan olaylarda eşine hakaret eden, eşi hakkında iş yerine asılsız ihbarda bulunan davalı-davacı kadın eşin hafif; birden çok kez eşine fiziksel şiddet uygulayan, eşine hakaret eden, eve para bırakmayan, evin temel ihtiyaçlarına ait faturalar ile zorunlu giderlerini karşılamayan, eşi için "20,00 TL'ye kadın var, o..." şeklinde hakaret eden, sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışlarda bulunan erkek eşin ağır kusurlu olduğunu, tarafların ekonomik sosyal durumları, kusur durumu ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına takdir edilen tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu belirterek istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına 1.000,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kadının davasının ve ferilerinin kabul edilmiş olmasına, kusur belirlemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tedbir-yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminatın miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının ve erkeğin boşanma davalarının kabulünün yerinde olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar ile miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
17.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.