Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8120 E. 2024/7097 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına kimin kusurlu olduğuna ve boşanmaya karar verilip verilmeyeceğine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece yapılan yargılama ve toplanan deliller neticesinde, erkeğin kadına hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği ve kadının ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı tespit edilerek, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar veren bölge mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1205 E., 2023/1226 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Niğde 1. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/181 E., 2023/194 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne,karşı davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davalı-davacı kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılında Çanakkale'ye yerleştiklerini , müvekkilinin tesisat işi ile uğraştığını, müvekkili ve ailesi 2017 yılında Çanakkale 'ye taşınıp mutlu bir hayat sürmekte iken, davalı tarafın annesinin sık sık davalı taraf ile telefonda görüşmeye başladığını, tavır ve davranışları değişen davalının sorun çıkarmaya başladığını, 2019 yılında müvekkilinin işe gittiği bir zamanda davalının müşterek çocukları da alarak evi terk ettiğini eşi ve çocuklarının peşinden yollara düşen müvekkilinin Niğde 'ye gelip eşiyle oturup konuştuğunu, müvekkilinin davalıya Çanakkale 'ye geri dönmek istediğini belirttiği ancak davalının Niğde ilinde kalmak istediğini, davalının annesinin de Niğde ilinde yaşadığını bu nedenle davalının aklına girdiğini, Niğde 'den ev aldığını ve tapu kaydının davalının üzerine yapıldığını, Müvekkilinin 15 yılı aşkın süredir çalıştığı iş yerini bırakıp ailesi için Niğde 'ye geri döndüğünü, davalının isteği üzerine ona ev aldığını buna rağmen evliliğini yoluna koyamadığını, davalının gece geç saatte dışarı çıkmaya veya eve geç saatte gelmeye başladığını, davalının ehliyetsiz araç kullanmaktan ceza aldığını, ancak aracın sahibini müvekkilinin tanımadığını, davalının çocuklarına karşı da ilgisiz ve vurdumduymaz davrandığını, küçük yaştaki çocukları evde yalnız bıraktığını 2020 yılı Temmuz ayında davalı kadının kendisini evden kovduğunu ve bu tarihten beri ayrı yaşadıklarını ortak çocukların davalı tarafın yanında olduğunu, davalı tarafın ayrı kalınan bu zaman zarfında çocukları müvekkiline göstermediğini ve müvekkiline karşı doldurduğunu, müvekkili tarafından yapılan barışma girişimlerinin davalı tarafından reddedildiğini 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına,müşterek çocukların velayetlerinin müvekkiline verilmesine, müvekkili adına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili, cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; evlilik birliği süresince davacının annesinin tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, davacının ilk evlendikleri günden itibaren müvekkilini hiç hesaba almadığını, arayıp sormadığını, müvekkilinin maddî açıdan zor günler yaşadığını, üstüne bir de davacının her gelişinde müvekkilini olmayacak sebepler ile darp ettiğini, müvekkilinin evlendiği günden itibaren mutlu olamadığını, müvekkilinin şiddetin psikolojik, ekonomik, cinsel ve fiziksel olmak üzere her boyutuyla tanıştığını, davacının para vermemesinden dolayı müvekkilinin her gün çalıştığını, köyde iken el işi yapıp sattığını, müvekkilinin Niğde ilinde temizliğe gittiğini, müvekkilinin aile dostlarına ait araçla ehliyet için sürüş talimleri yaptığını davacının bu durumu çok iyi bildiğini ancak şüphe yaratmak için , müvekkiline iftira atmak için olayı esrarengiz bir duruma getirdiğini, müvekkilinin hiç bir zaman çocukları evde tek başlarına bırakmadığını, davacının işsiz gezdiği zamanlarda sigara parası, telefon faturası diyerek müvekkilinin çalışıp kazandığı hep elinden aldığını, müvekkilinin kayın validesinden gördüğü zulme dayanamadığını, kendisine mehir olarak verilen arsaya düğünde takılan takılar ile ev yaptırdığını, davacının bu süreçte Çanakkale ilinde olduğunu, müvekkilinin hamile olduğunu ve evin yapımı ile sadece müvekkilinin ilgilendiğini, müvekkilinin sonrasında Çanakkale 'ye gitmesiyle yaptırılan eve kayınbabası ve kayın validesi tarafından el konulduğunu, davacının ortak çocuklara karşı şiddet uyguladığını, bundan dolayı evi terk ettiğini, müvekkilinin evlere temizliğe gittiğini, sabit bir gelirinin bulunmadığını beyan ederek davacı karşı davalının davasının reddi ile karşı davalarının kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetinin müvekkiline verilmesini, müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 500'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, müvekkili için aylık 1000 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini, ve 100.000 TL maddî 100.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkek tarafından davalı kadının son zamanlarda geç saatlerde dışarı çıktığı ve/veya eve geç geldiği, kime ait olduğunu bilmediği bir araçta bulunmakta iken ehliyetsiz araç kullanmaktan işlem gördüğü ve sürekli çocukları evde tek bırakıp dışarı çıktığı bu sebeplerle davalı kadından şüphelenmeye başladığı iddia edilerek bu sebeplerle davalı kadının kullanımında olan ... nolu Gsm hattının kullanım detayları talep edilmiş olup; ilgili delilin celbi hususunda operatöre yazılan müzekkere verilen yazı cevaplarından ilgili hattın dava dışı ... adına kayıtlı iken hattın 05.11.2019 tarihinde deaktif olduğu ve aynı gms numarasının 30.08.2021 tarihinde bu kez ... adına aktif hale geldiği anlaşılmıştır. Dinlenen bir kısım davacı tanıkları davalı kadının "..." adında bir erkek ile birlikte olduğu, samimi fotoğraflarının bulunduğu ve hatta imam nikahı yapmış oldukları yönünde beyanlarda bulunmuş olup, davacı vekili tarafından tanıkların beyanlarında ismi ... olarak belirtilen erkek şahsın operatör kayıtlarındaki ... olduğu vurgulanmış ve mahkememizce de ismin fonetik yapısı uyarınca karıştırılmaya uygun olduğu anlaşılmış ve davalı kadının kullanımında olan telefonun önceden ... adına kayıtlı iken yargılamanın devamı sırasında davalı kadın adına aktif edilmesi davalı kadın ile ... arasındaki önceden gelen tanışıklığın belirtisi olarak düşünülmüş ve desteklenen tanık beyanları ile de aralarında ilişki olduğu kanaatine varılmıştır. Netice olarak davacı erkek dilekçeler teatisi aşamasında ileri sürdüğü kadının sadakatsiz davranışları olduğu yönündeki şüphelerini yargılamanın devamı sırasında ortaya konan delillerle ispatlamış olup netice olarak taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olayda kadının sadakatsiz davranışlarda bulunmak suretiyle tam kusurlu olduğu erkeğin boşanma davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721sayılı Kanun) 166 ıncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, davacı - karşı davalı erkek lehine 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, davalı - karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat talepleri ile yoksulluk nafakasına yönelik talebinin ayrı ayrı reddine, ortak çocukların velâyetlerinin davalı - karşı davacı anneye verilmesine, baba ile aralarında şahsi ilişki tesisine, ortak çocuklar lehine aylık 500'er TL tedbir 500,00'er TL iştirak nafakasına hükmedilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Kadın vekili istinaf dilekçesinde; yerel Mahkeme kararını kabul edilen asıl boşanma davası, kusur belirlemesi, aleyhine manevi tazminat, reddedilen karşı boşanma davası, reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile "... Çanakkale Asliye Ceza Mahkemesi 2019/471 Esas 202/51 Karar sayılı ceza dosyası ve davacı -karşı davalı tanığı ... beyanından, bu olaydan sonra tarafların barıştıkları ve biraraya gelerek bir süre yaşamaya devam ettiklerinin anlaşıldığı, bu olaydan önce meydana gelen vakıların karşılıklı af kapsamında sayılacağına ilişkin Mahkemece yapılan tespitin yerinde olduğu, fakat Mahkemece, Çanakkalede yaşanan olaydan sonra kadının başkaca bir somut vakıaya dayanmadığı belirtilmiş ise de karşı dava dilekçesinde kadın, evlendiği günden beri erkeğin beş kuruş para vermemesi sebebiyle sürekli çalıştığını Niğde'ye tekrar geldiğinde temizliğe giderek çocuklarına baktığını ileri sürerek erkeğin evin ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı vakıasını, çalışıp kazandığı parayı elinden aldığı vakıasını, erkeğin çalışmadığı vakıasını, sürekli şiddet ve hakarete maruz kaldığı vakıasını,erkeğin evi terkettiği vakıasını ileri sürdüğü,dinlenen kadın tanıkları sadece erkeğin hakareti ve ihtiyaçları karşılamadığı dışında,kadının dayandığı diğer vakılara ilişkin beyanda bulunmadıkları,bu yöndeki tanık beyanlarının ise bir kısmının duyuma dayalı ,bir kısmının ise soyut genel inandırıcılıktan uzak olduğu anlaşılmakla bu beyanlara dairemizce itibar edilmemiştir. Bunun dışında başka bir delille de iddialarını ispatlayamamıştır. İlk Derece Mahkemesince, davalı- karşı davacı kadının kullanımında olan 0552520**** nolu Gsm hattının kullanım detayları talep edilmiş olup; ilgili delilin celbi hususunda operatöre yazılan müzekkere verilen yazı cevaplarından ilgili hattın dava dışı ... D. adına kayıtlı iken hattın 05.11.2019 tarihinde deaktif olduğu ve aynı gms numarasının 30.08.2021 tarihinde bu kez ... adına aktif hale geldiği,dinlenen bir kısım davacı tanıkları davalı kadının "..." adında bir erkek ile birlikte olduğu, samimi fotoğraflarının bulunduğu ve hatta imam nikahı yapmış oldukları yönünde beyanlarda bulunmuş olup, davacı vekili tarafından tanıkların beyanlarında ismi ... olarak belirtilen erkek şahsın operatör kayıtlarındaki ... D. olduğu vurgulanmış olduğu ismin fonetik yapısı uyarınca karıştırılmaya uygun olduğu anlaşılmış ve davalı kadının kullanımında olan telefonun önceden ... adına kayıtlı iken yargılamanın devamı sırasında davalı kadın adına aktif edilmesi davalı kadın ile ... arasındaki önceden gelen tanışıklığın belirtisi olarak düşünülmüş ve desteklenen tanık beyanları ile de aralarında ilişki olduğu kanaatine varılarak davacı karşı davalı erkek dilekçeler teatisi aşamasında ileri sürdüğü kadının sadakatsiz davranışları olduğu yönündeki şüphelerini yargılamanın devamı sırasında ortaya konan delillerle ispatlamış olup netice olarak taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olayda davalı/karşı davacı kadının sadakatsiz davranışlarda bulunmak suretiyle tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; Dinlenen davacı karşı davalı tanıklarının bir kısım beyanlarının duyuma dayalı,bir kısmının ise soyut , genel ve inandırıcılıktan uzak olduğu anlaşılmakla bu beyanlara dairemizce itibar edilmemiştir.Tanık beyanlarında belirtilen davalı karşı davacı kadının başka bir erkek ile samimi fotoğraflarının dosya içerisine sunulmadığı anlaşılmaktadır. Telefon operatörüne yazılan müzekkere cevabında 05.11.2019 tarihine kadar başka bir şahıs adına kayıtlı olduğu ve bu tarihte başka bir operatöre taşındığı belirtilmiş olup bu tarihe kadar kullanıcının kim olduğu belirtilmiştir.Bu tarihten sonra telefon hattının akıbeti konusunda dosyada bilgi yada belge bulunmamaktadır. 30.08.2021 tarihinde bu hattın kadın tarafından aktif hale getirilmesi kadının sadakatsizliğini ispatlamaz.Davacı karşı davalı erkek sunmuş olduğu delillerle ileri sürdüğü sadakatsizlik vakıasını ispatlayamamıştır. İlk Derece Mahkemesince netice itibarıyla davalı - karşı davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi yerinde ise de davacı - karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Dairemizce TMK'nın 166/1-2 maddesine dayalı olarak açılan erkeğin boşanma davasının reddine karar verilmiştir. Boşanma davasının açıldığı günden, hükmün kesinleştiği tarihe kadar davalı - karşı davacı kadın yararına TMK’nın 169.maddesi gereğince tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken reddine karar verilmesi isabetsizdir. Dairemizce tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davalı -karşı davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde davalı-karşı davacı kadın lehine aylık 1.000 TL tedbir nafakası hüküm altına alınmıştır. İlk Derece Mahkemesince netice itibarıyla davalı - karşı davacı kadının maddî ve manevî tazminat ve yoksulluk nafakasına yönelik talebinin reddine karar verilmesi yerinde ise de davacı - karşı davalı erkeğin manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. Dairemizce davacı - karşı davalı erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiştir..." gerekçesiyle davalı - karşı davacı kadının kusur, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen kendi için istemiş olduğu tedbir nafakası talebi,erkek lehine manevi tazminat dışında kalan tüm istinaf başvurularının esastan reddine, davalı - karşı davacı kadının kusur, kabul edilen asıl boşanma davası, reddedilen kendi için istemiş olduğu tedbir nafakası, erkek lehine hükmedilen manevi tazminata yönelik istinaf başvurularının kabulü ile Niğde 1. Aile Mahkemesinin 2021/181 Esas, 2023/194 Karar sayılı ilamının kusura ilişkin gerekçe kısmının kaldırılmasına, kusura ilişkin gerekçenin yukarıda açıklandığı şekilde kabulüne, ilamın hüküm kısmında bulunan asıl davanın kabulü ile başlığı ve altında bulunan bütün bentleri ile b2, b3, b4 , b5, nolu bentlerin kaldırılmasına, Davacı - karşı davalı erkek tarafından açılan boşanma davasının reddine, davacı - karşı davalı erkeğin manevi tazminata yönelik talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1-Kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; reddedilen karşı davası ve feriler yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

2-Erkek vekili temyiz dilekçesinde; reddedilen asıl davası ve feriler yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; tarafların boşanma davalarının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur tespiti,delillerin takdirinde hata edilip edilmediği ve feriler noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri,4721 sayılı Kanun’un 6 ncı, 166 ıncı maddesi, 169 uncu maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2-Kadın vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Dava ve karşı dava; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olup, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu belirtilerek erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadının karşı davasının ise reddine karar verilmiştir. Hükmün kadın vekilince istinafı üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda; dinlenen tanık beyanlarının temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan duyuma dayalı beyanlar olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının da reddine karar verilmiş, hüküm bu sefer her iki tarafça davaların reddi yönünden ayrı ayrı temyiz edilmiştir. İlk Derece Mahkemesince boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin davalı kadına fiziksel şiddet uyguladığı ve bu olayın ardından ceza yargılaması sırasında davalı kadının "eşimle barıştık şikayetçi değilim" şeklindeki beyanı dikkate alındığında önceki tüm olayların karşılıklı olarak af kapsamında kaldığı, kadının ise sadakatsiz davranışlarda bulunmak suretiyle tam kusurlu olduğu kabul edilerek erkeğin davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesince de erkek tanıklarının bir kısım beyanlarının duyuma dayalı,bir kısmının ise soyut, genel ve inandırıcılıktan uzak beyanlardan ibaret olduğu, bu beyanlara itibar edilemeyeceği, kadının başka bir erkek ile samimi fotoğraflarının tanıklarca görüldüğünün söylendiği,ama bu fotoğrafların erkek tarafından dosya içerisine sunulmadığı, telefon operatörüne yazılan müzekkere cevabında kullanıcının kim olduğunun belirtilmediği, bu tarihten sonra telefon hattının akıbeti konusunda dosyada bilgi ya da belge bulunmadığı, bu hattın kadın tarafından aktif hale getirilmesinin kadının sadakatsizliğini ispatlamadığı, erkeğin sunmuş olduğu delillerle ileri sürdüğü sadakatsizlik vakıasını ispatlayamadığı,kadının başkaca bir kusurunun varlığının da erkek tarafından ispatlanamadığı belirtilerek erkeğin asıl boşanma davasının da reddine karar verilmiş ise de yapılan yargılama, toplanan deliller ve görgüye dayalı tanık beyanlarından; erkeğin, kadına hakaret ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadının ve çocukların ihtiyaçlarını karşılamadığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tam kusurludur. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gözetilerek kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle kadının davasının reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davalı -davacı kadın vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadının reddedilen karşı boşanma davası yönünden kadın yararına BOZULMASINA,

2.Davacı -davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin asıl davasının reddi yönünden 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıdaki temyiz giderinin İsmet'e yükletilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran Yeliz'e iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.