"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1365 E., 2023/1375 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Avanos 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2022/195 E., 2023/64 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne, davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince Mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı-davalı kadın vekili tarafından açılan davanın kabulüne, davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir. Kararın kadın vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre İlk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup, bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi ve nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurulmamış olup, bu nedenle erkek vekilinin istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yönlere ilişkin temyiz hakkı bulunmadığından bu yönlere ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı- davacının fiziki ve psikolojik şiddetine, tehdit ve hakaretlerine maruz kaldığını, evliliğin çekilmez hal aldığını, yine davalı- davacının sürekli alkol kullandığını, kendisini darp ettiğini, kendisinin evliliği ayakta tutmak için çaba sarf ettiğini ancak başaramadığını belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, kadın lehine dava tarihinden itibaren 3.000,00 TL tedbir nafakası verilmesine, nafakanın boşanma hükmünün kesinleşmesiyle beraber yoksulluk nafakası olarak devamına, 50.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı- davalının müvekkili ile birliktelik yaşamamak için sürekli olay çıkarttığını, önceki evliğinden olan çocuğunu kendi yatağında yatırdığını, müvekkilinin çocuk istediğini ancak davacı- davalının istemediğini söylediğini, davacı- davalının müşterek konutu altı kez terk ettiğini, her gidişinde pişman olarak geri döndüğünü, davacı- davalının müvekkiline kötü ve kaba davrandığını, ayrıca davacı karşı davalının eski eşine ait resmi de sakladığını belirterek 4721 sayılı Kanun’un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, müvekkili için 3.000,00 TL nafaka bağlanmasına, 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 25.11.2021 tarih, 2020/311 Esas ve 2021/913 Karar sayılı kararı ile; erkeğin boşanma davasının reddine, kadının davasının kabulüne karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri boşanma ve fer’îleri yönünden istinaf ettiklerini beyanla, İlk Derece Mahkemesinin yanılgılı değerlendirmede bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesinin kararının talepleri doğrultusunda kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2.Bölge Adiye Mahkemesinin 08.04.2022 tarih ve 2022/667 Esas, 2022/671 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde gerekçe kısmında taraflara kusurlu vakıalar yüklendiği,tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenemeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı karşı davacının ağır kusurlu olduğu belirtildiği,fakat kısa kararda karşı davanın reddine karar verildiği, bu şekilde gerekçe kısmı ile kısa karar arasında çelişki meydana getirildiği, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasının başlangıç tarihinin belirtilmediği,bu haliyle hükmün infaza elverişli olmadığı, ayrıca davalı karşı davacı erkeğin açtığı karşı boşanma davasında Harçlar Kanunu 27,30 ve 32. Maddeleri uyarınca maktu peşin harç alınmadan hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu, bu sebeplerle tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının bütünüyle kaldırılmasına, usulüne uygun olarak yargılama yapılıp, sonucu uyarınca yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen dava ve tüm diğer talepler yönünden bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, erkeğin sürekli küfrettiği, evin geçimi ile ilgilenmediği, kadının ailesi ve arkadaşlarıyla görüşmesine izin vermediği, kadının erkeğin çalışmasını istemediği, erkek tarafından takip edildiği, erkek tarafından, kadına fiziksel şiddet uygulandığı, davacının vücudundaki morluklar ve darp izlerinin olduğu, karşı dava yönünden, olayların ispatlanamadığı, tarafların tekrar bir araya gelmelerinin mümkün olmadığı, erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı- davalı kadın vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanunu’nun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine aylık 500,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, kadın lehine 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tedbir ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarlarının düşük olduğu yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının asgari ücretle çalıştığı ve dava dilekçesinde aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesini talep ettiği, yerel mahkemece de bu miktarlar dikkate alınarak tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğinden davacın kadının tedbir ve yoksulluk nafakası miktarına yönelik istinaf talebi yerinde görülmediği, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarı ise az olduğundan, 75.000,00 TL maddî tazminat, 75.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu belirterek kusur,tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; tazminat miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 174 üncü maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Erkek vekilinin kusur belirlemesi ve nafakalara yönelik temyiz delikçesinin bu yön istinaf edilmediğinden REDDİNE,
2.Erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.