"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/620 E., 2023/896 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Eskişehir 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/1205 E., 2022/123 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davacı kadın tarafından açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının 2010 yılında evlendiklerini, müşterek bir çocuklarının olduğunu, davalının müvekkiline fiziksel ve sözlü şiddet ve hakarete maruz bırakıldığını, davalının her gece eve alkollü geldiğini, müvekkilini aldattığını, hakaret ve darp ettiğini, evin hiçbir ihtiyacı ile ilgilenmediğini, iddia oyunları oynadığını, davalının müvekkiline yönelik tehditlerde bulunduğunu, hatta müvekkiline bıçak dahi çektiğini belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü onur kırıcı davranışlar sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin hayatı boyunca alkolü sosyal içicilik seviyesinden fazla tüketmediğini, davacının da aynı şekilde sosyal içici, alkol tüketen bir insan olduğunu, müvekkilinin olmadığı ortamlarda dahi kız ve erkek arkadaşları ile alkol tükettiğini, müvekkilinin eve her gece alkollü gelmesinin söz konusu olmadığını, ev alındıktan sonra davacının yeni alınan evin inşaatının tamamlanmasını dahi beklemeden ve müvekkiline haber dahi vermeden, eşyalarını toplayarak yanına ...’i alarak teyzesinin evinde yaklaşık 1.5 ay kaldığını, müvekkilini yalnız bıraktığını, müvekkiline hakaretler ettiğini, merdane ile darp ettiğini, davacının özellikle çocuklarının doğumundan sonra gerek müvekkiline gerekse ailesine ve müvekkilinin ilk evliliğinden olan kızı ...'ye karşı tavırlarının değiştiğini, müvekkilinin ailesinin ve kızı ...'nin tarafların evlerine dahi gelemediklerini belirterek davanın reddine, müvekkili ile ortak çocuk arasında tedbiren ve yatılı olacak şekilde kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili 11.02.2021 tarihli ikinci cevap dilekçesi ile, davanın reddine karar verilmesini, aksi takdirde ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla,davalının her gün alkol alıp sarhoş olması, evin ihtiyaçlarını karşılamaması nedeniyle ağır kusurlu olduğu, davalının davacıya fiziksel şiddet uyguladığına dair tanık beyanlarının dava tarihinden 2 yıl önce olması yakın zamanda şiddet olayına şahit olmadıkları, hamile kalma sürecinde yaşanan olaylarında 8-9 sene önce olması nedeniyle af kapsamında kalması nedeniyle hükme esas alınmadığı,taraflar arasında davacı kadının davalıya fiziksel şiddet uygulaması nedeniyle Eskişehir 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/867 Esas sayılı dosyasında yapılan incelemede davacıya ceza verildiği,verilen cezanın hgb'ye çevrildiği, erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, pek kötü onur kırıcı davranış nedeni ile boşanma talebinin reddine, ortak çocuğun velâyetinin davacı anneye verilmesine, davalı baba ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için 29.03.2022 tarihinde hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi (26.01.2022) itibari ile 200,00 TL artırılarak aylık 700,00 TL olarak devamına, karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadın yararına 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesinin kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacının ağır kusurlu olduğunu, davacının davasının reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ayrılık kararı verilmesinin değerlendirilmediğini, nafakaların ve tazminatların miktarlarının fazla olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesine yönelik istinaf talebinin kabulü ile davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, sair istinaf talebinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda davacının kusurlu olduğunu, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesinin kusur tespitinin hatalı olduğunu, davacının ağır kusurlu olduğunu, davacının davasının reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, ayrılık kararı verilmesinin değerlendirilmediğini, nafakaların ve tazminatların miktarlarının fazla olduğunu belirterek hükmün tamamı yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 166 nc, 174 üncü, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.