Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8162 E. 2024/4160 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun belirlenmesi, tazminat ve nafaka miktarlarının tespiti uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında, davalı erkeğin hakaret ve tehditleri, kadının evi terk etmesine neden olması ve maddi destek sağlamaması hususları göz önünde bulundurularak erkeğin tam kusurlu olduğuna ve boşanmaya karar verildiğine, hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının da uygun olduğuna karar verilmesi usul ve yasaya uygun bulunarak temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1394 E., 2023/1990 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorum 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/583 E., 2023/178 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekilince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 11.12.1987 tarihinde evlendikleri, bu evlilikten dört çocuklarının bulunduğu, davacının çocuklarına ve eşine karşı üzerine düşen bütün sorumluluklarını evlendiği tarihten itibaren fazlasıyla yerine getirdiği, taraflar arasında evliliklerinin ilk zamanlarında başlayan anlaşmazlıkların, günden güne artarak devam ettiği, davacıya sürekli olarak baskı, darp ve hakaretlerin her geçen gün artarak devam ettiği, davalının davranışlarının çekilmez ve dayanılmaz bir hal aldığı, davalının her bir tartışmada davacıyı rencide etmekten, hakaret ve tehditler savurmaktan asla kaçınmadığı, sadece sözle kalmadığı gibi darp etmek suretiyle de davacıya ciddi sıkıntılı süreçler yaşattığı, davacıyı sadece aile içinde rencide etmediği, misafirliklerde ve ev dışında da sürekli olarak yerin dibine soktuğu, davacıyı sürekli olarak başka kişilerle karşılaştırıp manevî itibarını dahi düşünmeksizin sürekli rencide ettiği, davalı tarafın etrafına sürekli küfürler savuran bir insan olduğu, çocuklarına da ağır hakaret ve küfürler savurup çocuklarını da sıksık darp ettiği, avalının davacıya ve çocuklarına karşı ''gelmişini geçmişini sikerim, şerefsiz, ananı avradını sikerim, orospu, kahpe'' gibi küfürleri rahatlıkla kullanabildiği, davalının bazı zamanlar davacı ile tartıştığı zaman evin balkonuna çıkıp küfürler savurmaya devam ettiği, davalı komşularının duymasını dahi dikkate almadan evin mahremiyetine saygı göstermeyen birisi olduğu, şuanda bile ayrı yaşamalarına rağmen davacının arkasından evi terk etti gibisinden dedikodular çıkardığnı, davacının evi terk etmesi gibi bir durum söz konusu olmadığını, çünkü evin kilidini davalının en son tartışmada kendisinin değiştirdiği, konuyla ilgili Çorum İl Emniyet Müdürlüğüne şikayet yapıldığı, davacı hakkında da koruma kararı mevcut olduğunu, davalının işten eve geldiği zaman yemeklerin sıcak olmamasından veya tuzlu olması durumunda davacıya hakaretler yağdırdığı, ve tokat attığı, davalının davacıya ne yemek konusunda ne de ev işleri konusunda hiçbir şekilde yardım etmediği, davalının eve gelir gelmez telefonla oynamaya başladığı, telefonla oynamasından sebep yemek ve çayın soğuması durumunda dahi davacıya hakaretler edip tokat attığını, kendi kusurunu bile görmediğini, davalının davacıyı sık sık ortak konuttan kovduğunu, müvekkil bu baskılardan sebep evden çıktığında dahi evin kilidini değiştirmek suretiyle davacının ortak konuta girmesinin engellendiğini, davalının hiddetinden, şiddetinden ve hakaretlerinden korkan davalının şuanda koruma tedbir kararıyla korunduğunu, ayrıca davalının tüfeğine el konulduğunu, davalının en son tartışma da her zaman olduğu gibi davacıyı ortak konuttan ''gelmişini geçmişini sikerim, şerefsiz, ananı avradını sikerim, orospu, kahpe, siktir git '' şeklindeki küfürlerle kovduğunu, davacı ve oğlu ... hiçbir kişisel eşyasını alamadan ortak konutu terke zorlandığı, davacıya yıllardır hakaret, şiddet gösteren davalının, davacının boşanacağını duyduğunda dahi ''benden kesinlikle hak iddia edemez, hayatından olur, benden mal isterse canını alırım'' gibisinden haberler yolladığı, davacının ev hanımı olup hiçbir geliri olmadığını, evi terke zorlandığı, davalının davacının hiçbir geliri olmadığını bilmesine rağmen bu durumu görmezden gelerek davacıyı sokağa attığı, ''benden mal istemesin boşanıyorsa boşansın'' demek suretiyle halen bu umursamazlığını devam ettirdiği belirtilerek tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, aylık 800,00 TL tedbir/yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesi talep ve dava edilmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; iddialarının asılsız olduğunu, davalının 57 yaşında ve işçi emeklisi olduğunu, özellikle evlendikten sonra ailesi ve çocuklarının geleceği için canla başla çalışmak ve onlara iyi bir yaşam sürdürmeye çalışmaktan başka neredeyse hiçr bir şey ile ilgilenmediğini, uzun yıllar tuğla ocaklarında ve inşaatlarda beden işçisi olarak ağır şatrlar altında çalıştığını, alkol ve sigara kullanmadığını, eşine karşı şiddet uygulamadığını, kumar oynamadığını, eşine karşı her konuda sadakatli olduğunu, kocalık ve aile reisliği görevlerini elinden geldiğince ve ekonomik durumu el verdiğince yerine getirmeye çalıştığını, emekli olmasına ve ilerleyen yaşına rağmen böyle bir muameleye maruz kalmanın davalıyı manevî olarak yıprattığını, bu davanın açılmasının asıl sebebinin tarafların oğlu ...'in sonu gelmeyen isteklerinin babası tarafından karşılanmaması sebebiyle babasına duyduğu kin ve nefret olduğunu, davacının ise tek oğlu olması sebebiyle ...'e karşı aşırı derecede bir zafiyeti söz konusu olduğunu, bu zafiyetin bilincinde olan ...'in annesine yapmış olduğu baskılan neticesinde bu boşanma davasının açılmasına sebebiyet verdiğini, ...'in davalı ile son zamanlarda yaşadığı tartışmalarda da boşanma davası açtıracağını, tüm mal varlığını elinden alacağı yönünde bir çok kez tehditlerde bulunduğunu, zaten boşanma talebine ilişkin olan bu davada davacının mal varlığına ilişkin olarak araştırma yapılmasının ve tedbir içerikli taleplerde bulunulmasının da bu durumu açıkça ortaya koyduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen kilit değiştirilmesi mevzusunun davacının eve girmesini engellemek için değil oğul ...'in eve girmesini ve eve herhangi bir zarar vermesini engellemek maksadı ile gerçekleşmiş bir önlemden ibaret olduğunu, ...'in defalarca kez davalıyı tehdit ettiğini, davalının ise oğlu olduğu için delikanlılığına vererek sabretmeye çalışmasına rağmen bu tehditlerin dozunun giderek arttığını, son yaşanan olayda ...'in davalıya ait olan aracı geri vermeyeceğini, ve gerekirse yakacağını ve hatta evini de yakacağını beyan ederek yine tehdit ettiğini, bu tartışmanın üzerine ...'in gece saatlerinde davalı uyuduğu bir anda davacıyı alarak evden ayrıldığını, bu süreçte aile büyükleri tarafların dünürleri dahil bir çok kişinin ara buluculuk yapmak isteseler de özellikle ... tarafından bu girişimlerin engellendiği belirtilerek davanın reddi talep edilmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin kadına yönelik sürekli olarak "ananı avradını sinkaf ederim, şerefsiz, kahpe, bir boka yaramazsın" şeklinde hakaret ve küfür ettiği, başkalarının yanında rencide edecek şekilde sürekli başka kadınlarla "sen şu kadınlar gibi yapamıyorsun, onlar gibi olamıyorsun" diyerek kıyasladığı, en son Eylül 2021'de ortak çocuk ... yüzünden tartıştıkları ve eşine yine "şerefsiz, kahpe, ananı avradını sinkaf ederim" diye hakaret ettiği, o günden sonra kadının evden ayrıldığı, bu süreçte davalı erkeğin kadını boşan ama bir mal istersen seni öldürürüm diyerek tehdit ettiği, kadın evden ayrıldıktan sonra davalının evin kilidini değiştirdiği ve davacı eşine maddî destek sağlamadığı, ve tarafların uzun süredir ayrı yaşadıkları; davacı tanıklarının duyuma dayalı bilgileri ve eylemden sonra yeniden bir araya gelip birlikte yaşamaları sebebiyle davacı tarafça affedilmiş yahut en azından hoşgörüyle karşılanmış (fiziksel şiddet, çocuklara karşı şiddet ve hakaret) davranışlar kusur takdirinde esas alındığı, yine davacının davalının kadının arkadaş çevresine dahi karışma, evi terk etti gitti diyerek itibarsızlaştırma şeklindeki iddiaları tanık beyanları ile ispatlanamadığı, davalı tarafın tanık bildirmemiş iddialarını ispatlayacak nitelikte delil sunmamış olduğu, bu durum karşısında boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının ise kusursuz olduğu gerekçesi ile davacı kadının boşanma davasının kabulüne, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen ile 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarikten itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı erkekten alınarak, davacı kadına ödenmesine, davacı kadın yararına yoksulluk nafakası isteminin kabulü ile; yargılama aşamasında hükmedilen 800,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamı ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesi tarihinden itibaren aylık aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası olarak devamı ile davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, davacının aile konutu şerhi konulması talebi hususunda usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle;İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasını, boşanma davası ve ekleri, kusur değerlendirilmesi, yönlerinden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi'nin 2023/1394 Esas 2023/1990 sayılı ilamının temyiz incelemesi neticesinde kaldırılmasına, kusur değerlendirilmesi, boşanma kararı yönlerinden bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.