"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1331 E., 2023/1531 K.
KARAR : Kısmen ret
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma ve tedbir nafakası davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının yoksulluk nafakası yönünden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2014 yılından beri evli olduklarını, erkeğin iş için Irak'a gitmesi üzerine uzun süredir ayrı yaşadıklarını, davalının Irak'ta,... Dış Ticaret Ltd.Şti.'de çalıştığını, bu şirketten aylık yaklaşık olarak 5.000,00 Dolar maaş aldığını, Irak'a gittiğinden beri 2-3 yılda bir evine döndüğünü, ailesi ile ilgilenmediğini, eşinin ve çocuğunun geçimini sağlamadığını, ailesine herhangi bir maddî yardımda bulunmadığını iddia ederek kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir, ortak çocuk Berra yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili birleşen davaya karşı dava dilekçesinde; birleşen davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkeğe dava dilekçesi 24.02.2021 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı yasal süresi geçtikten sonra 19.03.2021 tarihinde cevap dilekçesi sunmuştur.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; kadının sorumluluklarını yerine getirmediğini, zor zamanlarında yanında olmak yerine olumsuz davranışlar sergilediğini, hakaret ve beddualarda bulunduğunu belirterek asıl davanın reddi ile kendi davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 18.05.2022 tarihli ve 2021/89 Esas, 2022/434 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, kadın adına tescilli taşınmazın satılmasını istemesi sebebi ile kadına baskı yaptığı, "...evi vermezsen seni boşarım..." dediği, ortak konuta gelmediği, sinkaflı hakaretler ettiği, geçimsizliğe sebep olacak şekilde alkol kullandığı, ailesinin iaşesi ile ilgilenmediği, evlilik birliğini sona erdiren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının erkeğe "...sen adam mısın, erkek misin, köprü altında git borcunu öde..." şeklinde söylediği sözlerin, erkeğin ortak konutun devredilmesi yönünde yaptığı baskılara tepki olarak söylediği, bu nedenle bu eylemin kadına kusur olarak yüklenmediği belirtilerek kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile yargılamada kadın yararına hükmedilen aylık 500,00 TL tedbir nafakasının ve ortak çocuk yararına hükmedilen aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşene kadar devamına, erkeğin açtığı birleşen davanın reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuki nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili tarafından tazminat ve nafaka miktarları yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2022/2163 Esas, 2022/2191 Karar sayılı kararıyla; kadının, erkeğe hakaret ettiği ve tepkisel davranış olarak kabul edilemeyeceği, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının, az da olsa kusurunun bulunduğu, erkeğin ise İlk Derece Mahkemesince yüklenen kusurlar dolayısıyla ağır kusurlu olduğu, erkeğin davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadının kabul edilen karşı boşanma davası, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminatlar ile reddedilen kendi tazminat taleplerine yönelik istinaf başvuru talebi ile kadının tedbir nafakası miktarına yönelik istinaf taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, erkek vekilinin; kusur tespiti, reddedilen birleşen boşanma davasına yönelik istinaf başvuru talebi ile kadın vekilinin; iştirak ve yoksulluk nafakası miktarı ile tazminat miktarlarına yönelik istinaf başvuru taleplerinin 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle; İlk Derece Mahkemesinin kusur gerekçesinin açıklandığı üzere erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğu şeklinde değiştirilmesine, erkeğin birleşen davasının kabulü ile; tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuk yararına dava tarihinden başlamak üzere aylık 350,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve 1.500,00 TL yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı ... kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden, davalı-davacı erkek vekili tarafından ise asıl ve karşı davaların kabulü ile fer'îleri, kusur belirlemesi ve tazminat taleplerinin reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 04.04.2023 tarihli ve 2023/273 Esas, 2023/1576 Karar sayılı kararıyla, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; ... kadının yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedildiği, davalı-davacı erkek vekilinin istinaf istemi üzerine Bölge Adliye Mahkemesi tarafından erkeğin yoksulluk nafakasına yönelik istinaf başvurusu esastan reddedildiği, bu kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edildiği, her ne kadar tarafların ekonomik ve sosyal durumları gereği kadının yoksulluğa düştüğü gerekçesiyle yoksulluk nafakası isteminin kabulüne karar verilmişse de; dosyanın tetkikinde, kadın hakkında 09.02.2021 tarihli kolluk araştırmasıyla, kadının ev hanımı olduğu, geçimini ailesinin yardımıyla sağladığının tespit edildiği, dosyada mevcut 11.11.2022 tarihli SGK sorgulamasında ise kadının Organize Sanayi Bölgesinde çalıştığının belirtildiği, ... kadın tanıklarının beyanlarında da kadının çalışmaya başladığının beyan edildiği, dosyada mevcut bilgi ve beyanların tutarlı olmadığı gibi kadının sosyal ve ekonomik durumunu tespiti için de yeterli olmadığı, bu durumda kadının sürekli gelir getiren bir işte çalışıp çalışmadığı, gelir elde ediyorsa bu gelirin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı, işten ayrılmış ise hangi tarihte işten ayrıldığı ve kendi rızası ile işten ayrılıp ayrılmadığı araştırılıp gerçekleşecek sonucu uyarınca yoksulluk nafakası hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bu yönden bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma ilamı uyarınca kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespit edildiği, kadının halen bir iş yerinde çalıştığı, 2023 yılı Mayıs ayından geriye dönük olarak 3 aylık maaş bilgilerine dair belgelerin incelenmesinde, asgari ücretin üzerinden aylık gelir elde ettiği ve kazancının kendisini yoksulluktan kurtaracağının tespit edildiği gerekçesiyle kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozma öncesi yapılan kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin davasının reddine karar verilmesi gerektiği, kadın yararına hükmedilen tazminatların miktarlarının az olduğu, ortak çocuk ve kadın yararına hükmedilen nafaka miktarlarının da az olduğu, kadının yoksul durumda olduğu ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ve nafakalar yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanmakla yoksulluğa düşüp düşmediği ve yoksulluk nafakası talebinin reddedilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu ve bozmaya uygun inceleme ve araştırma yapılmış olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; ... kadın vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz karar harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
02.11.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.