Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8186 E. 2024/6392 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, tarafların kusur durumu, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yanı sıra nafaka miktarlarının uygunluğu hususunda anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur oranları, paranın alım gücü ve kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı dikkate alındığında, kadına hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarının az olduğu ve hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun ilgili maddeleri gözetilerek daha uygun bir miktar belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle, Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ: Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/897 E., 2023/1392 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ: Ankara 13. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/277 E., 2022/198 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı olarak açılan boşanma davaları ve nafaka artırım davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine, tedbir nafakası davasının kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,

Miktar veya değeri kesinlik sınırını geçmeyen davalara ilişkin nihai kararlar, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362 nci maddesi uyarınca temyiz edilemez. Temyize konu edilen miktarın kesinlik sınırının altında kalması hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Dosya içeriğine göre taraf vekillerinin ve temyize konu edilen tedbir nafakası davasına yönelik Bölge Adliye Mahkemesinin karar tarihi itibari ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 362 nci maddesi uyarınca kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla; taraf vekillerinin tedbir nafaka davasına yönelik temyiz dilekçelerinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Taraf vekillerinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-davalı erkek vekili dava karşı davaya cevap ve birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında görülen Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2015/1448 Esas sayılı boşanma davasının ret ile sonuçlandığını ve ret kararının 10.05.2017 tarihinde kesinleştiğini, tarafların bu tarihten sonra evlilik birliğinin tesisi için bir daha bir araya gelmediklerini iddia ederek; tarafların fiili ayrılığa dayalı olarak boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesi ile birleşen dava dilekçesinde özetle; fiili ayrılığa davacı erkek eşin sebep olduğunu, erkeğin yıllarca eşini aldattığını, odasına ilişkisinin olduğu kadının resmini asarak bu kadını eve getireceğini söylediğini, hakaret ve tehdit ettiğini, kaba kuvvet kullanarak kadını ve ortak çocukları evden kovduğunu, mal kaçırmak kastı ile tüm kazanım ve mal varlığını diğer kadının üzerine yaptığını iddia ederek erkeğin davasının reddi ile karşı davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına ve birleşen tedbir nafakasının artırımı davasının kısmen kabulü ile kadının almakta olduğu 400,00 TL tedbir nafakasının 1.700,00 TL'ye arttırılmasına ve kararın kesinleşmesiyle yoksulluk nafakası olarak devamına, davacı kadın lehine 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; Ankara 4. Aile Mahkemesinin 2015/1448 esas 2017/353 karar sayılı ilamı ile davacı erkek eş tarafından açılan davanın reddine karar verildiği, kararın 10.05.2017 tarihinde kesinleştiği, 3 yıllık yasal süre geçtikten sonra davacı tarafından fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açtığı, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra fiilen bir araya gelerek karı koca hayatı yaşamadıkları, fiili ayrılık nedenine dayalı boşanma davası şartlarının oluştuğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak kadının açtığı davada ise evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek eşin, başka kadın ile imam nikahlı olarak uzun yıllar beraber yaşadığı, evlilik birliği devam ederken karısını darp ettiği, tehdit ettiği kadının üzerine bıçakla yürüdüğü, sürekli küfür ve hakaret ettiği, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, kadına yüklenebilecek hiçbir kusurun bulunmadığı, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde kadın hakkında tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının oluştuğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası ve 166 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının tedbir nafakası davasının kısmen kabulü ile kadın yararına daha önce takdir edilen tedbir nafakasının dava tarihinden geçerli olmak kaydıyla ve tahsilde tekerrüre sebebiyet vermeyecek şekilde artırılarak aylık 800,00 TL'ye çıkartılmasına bundan sonraki nafaka artışlarının da yıllık ÜFE -TÜFE oranında yapılmasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî 15.000,00 TL manevî tazminat ile aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadının boşanma ve tedbir nafakası arttırılması davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakanın miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; asıl davanın fiili ayrılığa dayalı boşanma, davası, karşı davanın ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı boşanma davası olduğu, kadının açtığı birleşen davanın ise daha önce mahkeme kararıyla takdir edilen tedbir nafakasının arttırılmasına yönelik olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurları, kişilik haklarına yapılan saldırı ve hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen tazminatların miktarının az olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, birleşen tedbir nafakasının arttırılması davasında ise; fiili ayrılık döneminde ayrı yaşama haklılığı ispatlanan davalı -davacı kadın lehine verilen tedbir nafakasının artırımı talebiyle açılan birleşen davanın kısmen kabulünün isabetli olduğu ancak tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alındığında tedbir nafakası miktarı yetersiz olduğu ve istinafa konu sair yönlerden kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile; kadının tazminatlar ile tedbir, yoksulluk nafakalarının miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle asıl dava tarihinden İlk Derece Mahkemesinin karar tarihine kadar aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası ve aylık 1.400,00 TL yoksulluk nafakası ile kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 manevî tazminata, 4721 sayılı Kanun'un 197 inci maddesine dayalı olarak takdir edilmiş tedbir nafakasının arttırılması konulu birleşen davanın kısmen kabulüne, birleşen dava tarihinden başlamak ve boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam etmek üzere aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilen nafakaya talep gereğince ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artış uygulanmasına ve erkeğin tüm, kadının ise sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, kabul edilen tazminat ve nafakaların miktarı yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kadının ve erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki ve aşağıdaki paragraf kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat miktarı azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Taraf vekillerinin bağımsız tedbir nafakasının kabul edilen ve reddedilen miktara yönelik temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda belirtildiği üzere davacı kadın yararına hükmedilen maddî, manevî tazminat miktarları yönünden BOZULMASINA,

3.Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya iadesine,

Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

25.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.