"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/800 E., 2023/937 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 6. Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, kadını aşağıladığı, fiziksel şiddet uyguladığı, geceleri eve gelmediği, kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, birleşen davanın reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2. Davacı-davalı kadın vekili ıslah dilekçesinde özetle; açmış oldukları boşanma davasını öncelikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 ncı maddesi uyarınca zina nedeni ile olmadığı takdirde 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma nedenine dayalı olarak ıslah ettiklerini, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
3.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; kadın tarafından açılan dava ile erkeğin açtığı davanın birleştirilmesini, erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davranışı ve kusurlu hareketleri ile evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini erkeğin iddialarını kabul etmediklerini beyan ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının cinsel ilişkiden kaçındığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğe saygı duymadığı, kadının iddialarını kabul etmediklerini, kadının kusurlu hareketleri ve psikolojik sorunları ile evlilik birliğinin çekilmez hale getirdiğini iddia ederek kadının tam kusurlu olması nedeniyle kadının davasının reddini istemiş, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine hükmedilmesini talep etmiştir.
2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davada dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle kadının cinsel ilişkiden kaçındığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, erkeğe saygı duymadığı, kadının kusurlu hareketleri ve psikolojik sorunları ile evlilik birliğinin çekilmez hale getirdiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının taleplerinin reddine hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tarafların geçinemedikleri, evlilik birliği içerisinde sık sık kavga ettikleri, erkeğin evlilik birliğinde sadakat yükümlülüğünü yerine getirmediğinin anlaşıldığı, bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabit olduğu, erkeğin zina eyleminin sabit olduğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan hadiselerde erkeğin tam kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının çalışması nedeniyle boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davacı-davalı kadının zina nedenli davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, birleşen davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine ve kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespiti ve kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakasının reddi hariç her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı- davacı erkeğin başka bir kadın ile birlikte zaman zaman otelde konakladığı sabit olmakla sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket ettiği zina koşullarının oluştuğu, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda; sadakat yükümlülüğüne aykırı hareket eden erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına yüklenebilecek bir kusurun varlığı ispatlanamadığı, erkeğin davasının reddi ile kadının zinaya dayalı davasının kabulü ve koşulları oluşmakla kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince maddî ve manevî tazminata karar verilmesi doğru olduğu, İlk Derece Mahkemesi'nin manevî tazminat gerekçesinde kadının kişilik haklarının şiddet nedeniyle ihlal edildiği demesine rağmen kadın tarafından bu vakıaya dair şiddet olayının ispatlanamadığı bu gerekçenin kes yapıştır yapılmak suretiyle maddî hata olduğunun düşünüldüğü zina nedeniyle manevî tazminat koşullarının oluştuğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin reddedilen davası, kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat takdiri ve miktarı, ortak çocuğun velâyeti, tedbir ve iştirak nafakasının takdiri ve miktarı, kadın lehine hükmedilen vekâlet ücreti, kadının ıslah dilekçesinin usule aykırı olduğu yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan davada zina olgusunun ispat edilip edilmediği, erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte kadından kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, erkeğin boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuğun velâyeti ve çocuk için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 161 inci, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 182 inci, 336 ıncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.