"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/1273 E., 2023/1486 K.
KARAR : Kısmen kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte 18.000,00 TL maddî tazminat, 18.000,00 TL manevî tazminat ile 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının annesi ve dayısının sürekli hakaret ve tehdit ettiğini, baskı uyguladığını, kadının sürekli gezmelere çıktığını, eşine haber vermediğini, yalanlar söylediğini, sözleşmeli erbaş başvurusu yapması için baskı yaptıklarını, müvekkilinin 22.01.2021 tarihinde ...'da eğitime başladığı halde kadının eşiyle gelmek istemeyip kendi ailesinin yanında ...nda kaldığını, kadın ve ailesinin kadının üzerine ...nda kadının ailesinin evine yakın yerde ev aldırmak için baskı uyguladıklarını, kadının bu konuda tehdit ettiğini, ailesinin sözü ile hareket ettiğini, erkeğin sosyal medya hesabını kullanarak ondan izinsiz paylaşımlar yaptığını, kadının dayısının kızı P. E'nin "...Kocası adam çıkmadığından adam aranıyor halamın kızına..." şeklinde yazı paylaştığını, güven konusunda şüpheli davranışlar sergilediğini, sosyal medyada uygunsuz paylaşımlarda bulunduğunu, sürekli hakaret ettiğini, sürekli tehdit ettiğini, kadının ailesinin kadını alıp götürdüğünü, kadının dayısının hakaret ettiğini, şiddet uyguladığını, çocuğu göstermediğini, erkeğin Konya İlinde ayrı ev açmak istemesine rağmen kadının bunu kabul etmeyerek ailesi ile ... İlçesinde yaşamak istediğini, tüm bu nedenlerle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci ve 166 ncı maddeleri gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine olmadığı taktirde ortak velâyete, müvekkili yararına 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; erkeğin bağımsız konut sağlamadığını, erkeğin ailesiyle tartışması sonrasında erkeğin anne ve kardeşlerinin kadını suçlayarak üzerine yürüdüklerini ailesinin evden kovduğunu, erkek ve ailesinin kadını köyde yaşaması konusunda zorladığını, baskı uyguladığını, evden çıkmasına izin vermediklerini, erkeğin ailesinin kadını suçladıklarını, sürekli hakaret ettiğini, sürekli tehdit ettiğini, kadını zorla evden çıkarmaya çalıştığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kadının dayısının aracına bilerek çarptığını, kadının instagram şifresini değiştirerek kullandığını, erkeğin babasının kadını istemediğini, kürtaj olmasını söylediğini, sezeryanla doğum için muvafakat vermesi konusunda hastaneye gitmediğini, doğuma gelmediğini, arayıp sormadığını, eş ve çocuğun sağlığı ve ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, sözleşmeli erbaşlık eğitimini yarıda bırakarak 18.02.2021 tarihinde geri geldiğini, evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 30.11.2021 tarihli ve 2021/76 Esas, 2021/352 Karar sayılı kararıyla; erkeğin, kadın doğum yaparken arandığı halde doğuma gelmediği, kadını zorla kendi babasının evine götürmek istediği, hamile iken onu sürüklediği, kadını tehdit ettiği, bağımsız bir konut açmadığı; kadının ise ortak çocuğu babasına göstermek istemediği, sürekli ... iİlçesinden ev alınmasını istediği ve erkeği aşağıladığı, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının ise az kusurlu olduğu gerekçesiyle asıl davanın ve karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, tarafların kusur derecesi, ekonomik ve sosyal durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına 18.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına dava tarihinden karar tarihine kadar aylık 350,00 TL tedbir nafakası takdirine, karar tarihinden itibaren aylık 550,00 TL'ye yükseltilmesine, tarafların kusurları, ekonomik ve sosyal durumları, kadının geliri olmadığı ve boşanmakla yoksulluğa düşeceği gerekçesiyle kadın yararına aylık 550,00 TL yoksulluk nafakasına, yaşı itibariyle bir yetişkine tam bağımlı, anne sütü aldığı, anne yanında bakım ve gözetiminin tam ve eksiksiz yerine getirildiği göz önüne alınarak ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına takdir edilen aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar tarihi itibarıyla aylık 550,00 TL'ye yükseltilmesine ve çocuk yararına aylık 550,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hukuki sebebine dayalı talepleri ile ilgili hüküm kurulmadığı, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2022 tarihli ve 2022/768 Esas, 2022/2149 Karar sayılı kararıyla; kaçarak evlenen tarafların yedi ay erkeğin ailesi ile birlikte yaşadıktan sonra kadının ailesinin yazlık evinde kaldıkları, bu nedenle erkeğe bağımsız konut temin etmediğinden bahisle verilen kusurun hatalı olduğu, erkeğe verilen diğer kusurların sabit olduğu, erkeğin, kadına hakaretler ettiğinin delil dilekçesi ekinde sunulan mesajlarla sabit olduğu halde bu hususta erkeğe kusur verilmemesinin hatalı olduğu, erkeğin başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadına verilen kusurların sabit olduğu, kadının başkaca kusurunun ispatlanamadığı, kadının dayısının kızının sosyal medya hesabından paylaştığı yazının davalı kadının yönlendirmesi ve bilgisi dahilinde yazıldığının ispatlanamaması karşısında bu hususta kadına kusur verilmemesinin doğru olduğu gerekçesiyle tarafların kusura ilişkin istinaf taleplerinin kısmen kabulüne, asıl davada 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesine dayalı boşanma talebi hakkında herhangi bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu, ilgili maddeye ilişkin koşullar oluşmadığından bu nedene dayalı boşanma talebinin reddine, ayrılık döneminde çocuğun doğması, o tarihten beridir çocuğun anne yanında yaşaması, uzman raporunda velâyetin anneye verilmesinin belirtilmesi, çocuğun yaşının küçük olması, anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşta olması ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında velâyetin anneye verilmesinin ve ortak velâyet şartları oluşmadığından bu yönde karar verilmemesinin doğru olduğu anlaşıldığından erkeğin velâyete yönelik istinaf talebinin reddine, kadın lehine nafaka ve tazminata hükmedilmesinin ve miktarlarının da dosya kapsamına, usul ve kanuna uygun olduğuna, kadının tazminatlara faiz talebi olduğu halde faize karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadın yararına hükmedilen tazminatlara boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine, ağır kusurlu erkek yararına maddî ve manevî tazminat verilmemesinin doğru ve yerinde olduğu gerekçesiyle erkeğin bu yöne ilişkin istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi hukuki sebebine dayalı talepleri ile ilgili hüküm kurulmadığı, kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve velâyet yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından ise erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 23.02.2023 tarihli ve 2022/11344 Esas, 2023/727 Karar sayılı kararı ile somut uyuşmazlıkta, Bölge Adliye Mahkemesince kadının tazminatlara faiz talebi olduğu halde faize karar verilmemesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kadın yararına hükmedilen tazminatlara boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmiş ise de, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun' un (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) nci alt bendi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf edilen bu hususla ilgili yeniden esas hakkında infazı kabil hüküm kurulması gerekirken, kanunun açık hükmüne aykırı olacak şekilde kadın yararına takdir edilen tazminatlara yasal faiz işletilmesine, denilip sadece düzeltilmesine karar verilen kısımla ilgili hüküm kurulmasının doğru olmadığı, yoksulluk nafakasının toptan ya da irat biçiminde ödenebilmesine karar verilebilmesi için, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ödeme gücü ve isteklerinin göz önünde bulundurulması gerektiği, 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca yasal olarak yoksulluk nafakasının, toptan veya durumun gereklerine göre aylık irat biçiminde ödenmesine karar verilebileceği, toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda davalı- karşı davacı kadının daha ağır kusurlu olmadığı, herhangi bir geliri ve mal varlığının bulunmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiş ise de tarafların ekonomik ve sosyal durumları, evlilikte geçen süre ve yaşları ve bu hususun istinaf sebebi yapıldığı da dikkate alındığında kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinin birinci fıkrası nazara alınarak, hakimin takdir yetkisi çerçevesinde yoksulluk nafakası yönünden bir defaya mahsus olmak üzere "Toptan ödeme" yönünde karar verilip verilemeyeceği hususu değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmadığı gerekçesiyle hükmün bozulmasına, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B.Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; tüm dosya kapsamı, mevcut deliller, bozma ilamı içeriği dikkate alınarak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alınarak kadın yararına 18.000,00 TL maddî, 18.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte erkekten alınarak kadına ödenmesine, tarafların evlilikte geçen süre ve yaşları da dikkate alındığında kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren bir defaya mahsus 25.000,00 TL toptan yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesince kadın yararına aylık devam eden yoksulluk nafakası yerine toptan yoksulluk nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen toptan yoksulluk nafakası miktarının az olduğu belirtilerek; yoksulluk nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; karşılıklı boşanma istemine ilişkin olup uyuşmazlık, kadın yararına toptan yoksuluk nafakası takdirinin ve miktarının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu’nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu’nun 4 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı-karşı davacı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının Ebru'ya yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.