"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/807 E., 2023/988 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm
kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Çubuk 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2020/50 E., 2021/395 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; davalının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sorumsuz olduğunu, çalışmadığını, sürekli borç yaptığını, hayvancılık işine girdiğini, 150.000,00 TL'yi batırdığını, kendisine hakaret ve küfür ettiğini, kendisini öldürmekle tehdit ettiğini, anne ve babasına da küfür ettiğini, küçük düşürücü davranış ve sözlerde bulunduğunu belirterek tarafların Türk Medeni Kanununun 166/1 maddesi gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, 15.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, her evde olduğu gibi davacı ile aralarında tartışma olduğunu, davacıya küfür, hakaret ve tehdit etmediğini, boş zamanlarında kahveye gittiğini, kötü alışkanlığının olmadığını, hayvancılık ile uğraştığını, ancak işlerin istediği gibi gitmediğini, zarar ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı tarafın bildirmiş olduğu tanıkların beyanının alındığı, tarafların ortak çocukları ... ile Sosyal inceleme raporunda beyanda bulunan ortak çocukları ... annesinin boşanma gerekçelerinin doğru olmadığını belirttikleri, davalının davacıya karşı herhangi bir kırıcı davranışına şahit olmadıklarını bildirdikleri, tanık ... taraflar arasındaki tartışmaya şahit olduğu ancak davalının davacıya karşı herhangi bir hakaretine şahit olmadığı, tanık ... davalının hakaretlerine şahit olduğu ancak tanık anlatımları arasında çelişki olduğu ve tanığın beyanına itibar edilmediği, ortak yaşamın katlanılamaz hale geldiğinin ispatlanamadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın; kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğunu, tanık beyanları ve toplanan deliller ile davanın ispatlandığını, görgüye dayalı, çelişkiden uzak tanık beyanlarının hükme esas alınması gerektiğini, davalının Çubuk'ta 3 tarla ve 2 adet kerpiç evi olduğunu, 1976 model traktörü olduğunu, kendisinin çocuk esirgeme kurumunda çalıştığını, kredi ile aldığı evinin olduğunu belirterek kararın kaldırılması talebiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tarafların ortak çocukları ... ile Sosyal inceleme raporunda beyanda bulunan ortak çocukları ... annesinin boşanma gerekçelerinin doğru olmadığını belirttikleri, davalının davacıya karşı herhangi bir kırıcı davranışına şahit olmadıklarını bildirdikleri, tanık ... taraflar arasındaki tartışmaya şahit olduğu ancak davalının davacıya karşı herhangi bir hakaretine şahit olmadığı, tanık ... davalının hakaretlerine şahit olduğu ancak tanık anlatımları arasında çelişki olduğu ve tanığın beyanına itibar edilmediği, ortak yaşamın katlanılamaz hale geldiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de tüm dosya kapsamından tanık beyanları ve ikame edilen tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; sosyal inceleme raporundaki beyanlarının kusur değerlendirilmesinde dikkate alınamayacağı, velâyet ve kişisel ilişki yönünden dikkate alınabileceği, yine tanık ...'ın taraflar arasından herhangi bir hakarete şahit olmadığı, tanık ...'ın hakarete şahit olduğu, tanık beyanları arasında hakaret yönünden çelişki olduğu gerekçesi ile erkeğin kadına hakaret ettiği kabul edilmemiş ise de davacının kardeşi olan tanık ...'ın taraflar arasında herhangi bir geçimsizliğe şahit olmaması ya da davalının, davacıya hakaret ettiğini duymamasının tanık ...'ın beyanlarına itibar edilmemesine gerekçe oluşturamayacağı, zira davacının annesi olan tanık ... erkeğin kadına sürekli küfür ettiğini beyan etmiş, yine tanık ... ve ..., erkeğin borçlarını ödemediğini, aldığı borçları ödemede sadık olmadığını, kadın ve çocuklara kendilerinin baktığını, alacaklının para istemek için kadının ailesinin evine gittiğini beyan etmişler, buna göre davalı erkeğin davacı kadına sürekli küfür ettiği, birlik görevlerini yerine getirmediğinin anlaşıldığı; gerçekleşen bu durum karşısında boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı erkeğin tamamen kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davacı kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, davanın kabulü ile boşanmaya (TMK madde 166/1) karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile davanın reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğu gerekçesiyle; davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına; davanın kabulü ile, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesi uyarınca boşanmalarına; ortak çocuk yararına dava tarihinden ergin olduğu tarihe (31.03.2022) kadar geçerli olmak üzere aylık 500 TL tedbir nafakası takdiri ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ortak çocuk ... istinaf aşamasında 31.03.2022 tarihinde ergin olduğundan velâyet, kişisel ilişki, iştirak nafakası hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, davacı kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulü ile 15.000,00 TL maddî, 25.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında davanın ispatlanıp ispatlanmadığı ve kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, tedbir nafakası noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 6 ncı, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,169 uncu, 174 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50, 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Davacı kadın vekili tarafından açılan boşanma davasında yapılan yargılama sonucunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından istinaf edilmekle Bölge Adliye Mahkemesince kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm tesisi ile davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir. Hüküm davalı erkek vekilince tamamı yönünden temyiz edilmiştir.
2.Bölge Adliye Mahkemesince davalı erkeğe kusur yüklenerek davanın kabulüne karar verilmişse de, dinlenen tanık beyanları 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinde yer alan temelinden sarsılma durumunu kabule elverişli olmayan, zamanı belirsiz beyanlar olup, bir kısmı ise, sebep ve saiki açıklanmayan ve inandırıcı olmaktan uzak izahlardan ibarettir. Bu itibarla davalı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren bir kusuru ispat edilemediğinden davanın reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırı görülmüş ve bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.