"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/339 E., 2023/1087 K.
KARAR : Kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/408 E., 2020/589 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin kadının eğitim hayatını tamamlamasına söz verdiği halde bu sözünü tutmadığı, evliliğin başından beri davalının evli bir eş gibi davranmayarak eş ve çocuklarına karşı hiç bir sorumluluğunu yerine getirmediğini, davalının hem madden hem de manen hiçbir katkısının olmadığını, bu durumu konuşmak istediğinde kadınla kavga ettiği ve hakaret ettiği, erkeğin eve geç saatlerde alkollü şekilde geldiği ve evi pansiyon olarak kullandığı, kadının dışarı çıkmasına ve eve misafir gelmesine izin vermediği, kadına fiziksel şiddet uyguladığı, küfürlerle evden kovulduğu, kadını aldattığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde özetle; kadının iddialarını kabul etmediklerini, erkeğin evin maddî ve manevî ihtiyaçlarının karşıladığını, kadının kıskanç ve agresif yapısının olduğu, erkeğe hakaret ettiği, küçük düşürdüğü, kadının erkeğin iş yerine geldiği iş arkadaşlarının yanında tartışma ortamı yaratarak hakkında şikayette bulunduğu, iş yerindeki eşyalara zarar verdiği, ortak çocuklara bağırıp çağırarak isteklerini yaptırdığı, kadının hakaretle ortak konuttan erkeğin kovduğu, kadının erkeğe fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine aksi halde ortak velâyet hükmünün kurulmasına, erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, kadının boşanmanın ferisine ilişkin taleplerinin reddine hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; tüm dosya kapsamı ve tanık beyanları bir bütün olarak incelendiğinde; davalının gece eve geç geldiği eşine ilgisiz davrandığı, buna karşılık davacı kadının eşine yönelik kıskançlığının bulunduğu, eşinin okuldaki odasına girerek çekmecelerini karıştırdığı, tartışma sırasında karşılıklı iteleştikleri, davalı eşin sadakatsiz davrandığı ve evine bakmadığı iddia edilmiş ise de bunun ispatlanamadığı bu durumda her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, her iki tarafın da eşit kusurlu olması sebebi ile karşılıklı olarak maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararlarına olacağı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocukların her biri yararına aylık 600,00 TL tedbir ve 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve 800,00 TL yoksulluk nafakasına ve boşanmaya sebep olan olaylarda her iki tarafın da eşit kusurlu olması sebebiyle karşılıklı olarak maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi ve reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden katılma yoluyla istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle boşanma hükmü hariç olmak üzere kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat istemleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile mahkemece, boşanmaya neden olan olaylarda taraflar eşit kusurlu kabul edilmiş ise de, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre erkeğin eve geç geldiği, eşine ilgisiz davrandığı, küfür ettiği, çocuklara şiddet uyguladığı, evine bakmadığı, misafir gelmesini istemediği "canım, aşkım" gibi kelimeler kullanarak başka bir öğretmenle telefonla mesajlaştığı, güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının ise eşine yönelik kıskançlığı olduğu, kontrol amaçlı okula geldiği, eşinin okuldaki odasına giderek çekmecelerini karıştırdığı, bu nedenle aralarında itiş kakış yaşandığı sabit olduğu, bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu kabul edilmesi gerektiği sonucuna varıldığı kararın kusur gerekçesi ve derecesi açıklandığı şekilde düzeltildiği, kadın yararına maddî ve manevî tazminata ilişkin yasal koşullar oluştuğu halde hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak kadının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, paranın alım gücü, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak kadın yararına uygun miktarlarda maddî ve manevî tazminata hükmedildiği, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu kabul edilen erkek yararına maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmadığı gerekçesi ile tarafların kusur belirlemesi ve derecesi ile kadının reddedilen tazminat taleplerine yönelik istinaf talebinin kısmen kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin buna ilişkin hükümlerinin kaldırılmasına, kararın kusur derecesi ve gerekçesinin açıklandığı şekilde düzeltilmesine, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının hafif kusurlu olduğunun tespitine, davacı kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşme tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiziyle 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca 50.000,00'er TL maddî-manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine, tarafların diğer istinaf taleplerinin reddine esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının katılma yoluyla istinaf talebinin erkeğin istinaf ettiği konularla sınırlı olması gerektiği bu nedenle kadının maddî ve manevî tazminat yönünden istinaf etme hakkının bulunmadığı, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası, ortak çocuklar yararına hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat ve miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizliğe sebep olan kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının isabetli olup olmadığı, çocuklar için hükmedilen nafakaların miktarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 182 inci 330 uncu 336 ıncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
24.09.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.