"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1709 E., 2023/804 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/218 E., 2020/273 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın kabulüne birleşen davanın reddine ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin kusurlu hareketleri ile evililk birliğinin çekilmez hale geldiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin iddialarını kabul etmediklerini, erkeği kusurlu olduğunu iddia ederek erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı erkek davaya cevap vermemiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili birleşen dosyaya sunduğu dava dilekçesinde özetle; kadının kusurlu hareketleri nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, erkek yararına 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile özetle; erkeğin sosyal içiciliğin üzerinde alkol aldığı, hemen hemen her akşam alkol kullandığı, çalışmadığı, evin geçimini sağlamadığı, kadının çalışarak evi geçindirdiği, hiçbir sosyal ortama kadın ile katılmadığı, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğu, erkeğin dinlenen tanığının beyanlarının çoğunun duyuma dayalı olduğu bahsettiği bazı olaylardan sonra ise tarafların barışıp tekrar bir araya geldikleri evlilik birliğini devam ettirdikleri, erkeğin kadının boşanmayı gerektiren bir kusurunu kanıtlayamadığı, tüm bu sebeplerle evlilik birliğinin tamamen erkeğin kusurlu hareketleri ile ve devamı artık kadından beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının kabulü ile tarafların asıl davada boşanmalarına, birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, boşanmayı gerektiren olaylarda tamamen erkeğin kusurlu kabul edildiğinden, erkeğin manevi tazminat talebinin reddinin gerektiği, kadının manevi tazminat talebinin boşanmayı gerektiren olayların kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığından reddinin gerektiği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen kadın eş yararına maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; asıl davanın kabulü ve birleşen davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci-ikinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına aylık 400,00 TL tedbir ve 350,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 350,00 TL tedbir ve 250,00 TL yoksulluk nafakasına ve kadın yararına 15.000,00 TL maddî tazminata, kadının manevi tazminat talebinin reddine, erkeğin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen manevi tazminat talepleri yönünden katılma yoluyla istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
2. Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen tedbir-yoksulluk nafakası ve maddi tazminatın esasları, kadın lehine iki ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi, kadının taleplerinin reddedilen kısımları yönünden yararlarına vekalet ücretine hükmedilmemesi, erkeğin reddedilen manevi tazminat talebi açısından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddi tazminat takdirinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına nafaka ve tazminat takdirinin ve miktarlarının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un, 4 üncü, 6 ıncı, 166 ıncı, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ıncı, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir. İlk Derece Mahkemesince, davacı -davalı kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmiş ise de; toplanan delillerden kadının, düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Bu durumda, 4721 sayılı Kanun'un 175 inci maddesi koşulları kadın yararına gerçekleşmemiştir. O halde kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası yönünden ortadan KALDIRILMASINA,
2.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden davalı-davacı erkek yararına BOZULMASINA,
3.Davalı-davacı erkek vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,10.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.