"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/344 E., 2023/729 K.
KARAR : Bozma sonrası başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/453 E., 2018/520 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı ile yoksulluk nafakasının reddi yönlerinden bozulmasına, sair yönlerden onanmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince direnilmesine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince temyiz edilmekle Dairemizce bozma kararı yerinde görülerek dosyanın direnme kararı incelenmek üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesine karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca Dairenin bozma kararı uyarınca karar verilmesi gerektiğinden bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; yoksulluk nafakasına yönelik istinaf talebinin esastan reddine, tazminatların miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile kadın lehine maddî ve manevî tazminata karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müvekkili yararına 1.250,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artışına, 250.000, 00 TL maddî 100.000, 00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; tüm iddiaları inkârla, erkeğin de boşanmak istediğini belirterek davacının maddî taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Bakırköy 3. Aile Mahkemesinin 07.09.2018 tarihli ve 2017/453 Esas, 2018/520 Karar sayılı kararı ile; tarafların sürekli tartışma hâlinde oldukları, erkeğin eşine ve ortak çocuk ...'e hakaret ettiği, davacıya şiddet uyguladığı, davacının ailesi ile görüşmesini istemediği ve birlik görevlerini yerine getirmediği gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, davacı yararına 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davacı kadın tazminat miktarları, nafaka artış oranı yönlerinden, davalı erkek kusur belirlemesi, nafakalar ve tazminatlar yönünden istinaf isteminde bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 06.07.2021 tarihli ve 2018/3684 Esas, 2021/1125 Karar sayılı kararı ile; İlk Derece Mahkemesince tespit edilen kusur belirlemesinin doğru olduğu, kadın yararına maddî-manevî tazminat şartlarının oluştuğu ne var ki tarafların ekonomik ve sosyal durumu dikkate alındığında hüküm altına alınan tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle kadın yararına 70.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, öte yandan kadın eşin emekli olduğu, düzenli gelirinin bulunduğu ve boşanma sonucunda yoksulluğa düşmeyeceği kanaatiyle yoksulluk nafakasının reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı yasal süresi içinde davacı kadın tarafından yoksulluk nafakası talebinin reddi ile tazminat miktarları yönünden; davalı erkek tarafından ise kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairmiz Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 23.12.2021 tarihli ve 2021/8705 Esas ve 2021/9966 Karar sayılı kararı ile tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumlarına göre kadının asgari ücret seviyesindeki gelirinin kendisini yoksulluktan kurtaracak düzeyde olmadığı, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği belirtilerek davacı kadın yararına geçimi için uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerektiğini ve tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğunu belirterek hükmün bozulmasına, bozma dışındaki kısımların onanmasına karar verilmiştir.
3.İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin 11.05.2022 tarihli ve 2022/261 Esas, 2022/851 Karar sayılı kararı ile; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (6100 sayılı Kanun) ile benimsenen istinaf kanun yolu incelemesi sonrasında artık Yargıtayın tamamen bir hukukî denetim ve içtihat mercii olduğu, temyiz incelemesinde maddî vakıa ve delil değerlendirilmesine girilemeyeceği, sadece hukukî denetim yapılması gerektiği, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesi ile temyiz incelemesinin kapsamının belirlendiği, bozma sebebi nispi nitelikte ise tespit edilen bozma sebebinin hükmü etkilemesi gerektiği, nitekim karara etki eden yargılama hatası veya eksikliklerin mevcut olması hâlinde bunların bozma sebebi sayılabilmesi için ayrıca hüküm sonucunu etkilemiş olmaları gerektiği, buna karşılık dava şartlarının bulunmaması veya taraflardan birinin davasını ispat için dayandığı delillerin yasal bir sebep olmadan kabul edilmemesi hâllerinin ise mutlak bozma sebebi olduğu, somut olaya gelindiğinde ise Yargıtayca temyiz incelemesi sonucunda 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları ile düzenleme altına alınan maddî-manevî tazminat ve 175 inci maddesine göre yoksulluk nafakası koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkin hukukî denetimin yapıldığı, buna göre davalının kusurlu eylemeleri nedeniyle davacı yararına maddî-manevî tazminat ödenmesi ile yoksulluk nafakasına hükmedilme şartlarının oluşup oluşmadığına ilişkin Yargıtayın hukukî denetiminden geçtiği, bunun ötesinde tarafların belirlenen ekonomik ve sosyal durumları, tazminata esas fiillerin ağırlığı da değerlendirilerek tazminatların miktarı ile kadının yoksulluğa düşeceği yönünde bozma kararı verilemeyeceği gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Direnme kararı yasal süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2. Dairemizce bozma ilamı uygun görülerek direnme kararının incelenmesi amacıyla dosyanın Hukuk Genel Kuruluna gönderilmesi üzerine; Hukuk Genel Kurulu'nnun 20.12.2022 tarihli ilamı ile boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kusurlu eylemlerinin aynı zamanda kadının kişilik haklarına saldırı teşkil eder nitelikte bulunduğunu, kadın yararına tazminata ilişkin koşullar oluştuğu gibi kadının elde ettiği asgari ücret seviyesindeki gelirin kendisini yoksulluktan kurtaramayacağının da dosya kapsamı itibari ile sabit olduğunu, hâkimin, gerçekleşen kusurun ağırlığı, tarafların ekonomik ve sosyal durumları ve hakkaniyet gereği uygun bir maddî-manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına hükmetme yetkisine sahip olduğunu, hâkime tanınan takdir hakkının maddî hukuktan kaynaklandığını ve hukukî sonuca yönelik olarak kullanılan bir hukuka uygunluk sorunu olduğunu, bu nedenlerle Bölge Adliye Mahkemesinin maddî vakıa ve delilleri doğru belirlemesine rağmen bunlarla varılacak hukukî sonucu yanlış değerlendirdiğini, Özel Dairenin bu hususa değinen bozma kararının ise Yargıtayın denetimi kapsamında ve yerinde olduğunu belirterek Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, direnme kararı verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, kararın bozulmasına karar verilmiştir.
C. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozma kararı sonrasında Bölge Adliye Mahkemesince yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararla, kesinleşen konularda karar verilmesine yer olmadığına, davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf talebinin esastan reddine (Bakırköy 3. Aile Mahkemesinin 07.09.2018 gün 2017/453 Esas 2018/520 sayılı kararının yoksulluk nafakasına ilişkin 2. bendinin geçerli olduğunun tespitine), davacı kadının maddî-manevî tazminatının miktarına ilişkin istinaf talebinin kısmen kabulü ile, Bakırköy 3. Aile Mahkemesinin 07.09.2018 gün 2017/453 Esas 2018/520 Karar sayılı kararının maddî-manevî tazminatına ilişkin 3. bendinin kaldırılmasına, kadın lehine takdiren 100.000,00 TL maddî 45.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına ödenmesine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili; maddî ve manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının miktarı ile nafakanın her yıl artışına ilişkin bir karar verilmemesi ve vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, kadın yararına hükmolunan nafaka ve tazminatlar yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uygun karar verilip verilmediği, açılan boşanma davasında kadın yararına hükmedilen tazminatlar ile yoksulluk nafakasının miktarı ve yıllık olarak artış uygulanması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığına göre davalı erkeğin kadın yararına hükmedilen tazminatlara yönelik temyiz itirazları yersizdir.
2.Somut uyuşmazlıkta, davacı kadının yoksulluk nafakası talebi İlk Derece Mahkemesince kabul edilmekle kadın yararına 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına hükmedilmiş, taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince İlk Derece Mahkemesinin yoksulluk nafakasına ilişkin hükmü kaldırılarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Taraf vekillerinin temyiz talepleri Dairemizce incelenmekle kadın lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası ödenmesi gerektiğinden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Bozma kararına karşı Bölge Adliye Mahkemesince direnilmekle Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca, Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı Dairemiz kararına uyulması gerektiğinden bahisle bozulmuştur. Bu defa Bölge Adliye Mahkemesince Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bozma ilâmı doğrultusunda erkeğin yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf taleplerinin esastan reddine, Bakırköy 3. Aile Mahkemesinin 07.09.2018 gün 2017/453 Esas 2018/520 Karar sayılı kararının yoksulluk nafakasına ilişkin 2 nci bendinin geçerli olduğunun tespitine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince yeniden esas hakkında karar verilmesi suretiyle yoksulluk nafakasına yönelik İlk Derece Mahkemesi tamamen ortadan kalkmıştır. Bölge Adliye Mahkemesince bozma gerekleri yerine getirilmemiş, davacı kadının yoksulluk nafakası yönünden yeniden hüküm verilmeksizin, tespit hükmü kurulmuştur. O halde Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş davacı kadının yoksulluk nafakası talepleri hakkında yeniden esas hakkında hüküm kurmaktan ibaret olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
3.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olup, bozma ilâmının amacına uygun bulunmamıştır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden hüküm tesisi doğru bulunmamış, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı erkeğin kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik temyiz itirazlarının reddine,
2.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarı ile yoksulluk nafakası yönlerinden BOZULMASINA, bozma nedenine göre tarafların yoksulluk nafakasına ve davacı kadının nafakaya artış talebine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.