Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8310 E. 2024/7077 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusurun kimde olduğu, erkeğin açtığı boşanma davasının kabul edilip edilmeyeceği, kadın yararına hükmedilen nafaka ve tazminat miktarlarının uygunluğu hususlarında uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkeme kararında gösterilen gerekçeler ve uygulanması gereken maddeler gözetilerek, taraf vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenlerin kararı bozmayı gerektirecek nitelikte olmadığı değerlendirilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1348 E., 2023/1346 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/555 E., 2023/227 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince erkeğin davasının reddine, kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilere karar verilmiştir.

Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerini kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiş, erkeğin başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı - karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı-karşı davacının 2020 yılında evlendiklerini, müvekkilinin ev hanımı olduğunu, davalı-karşı davacının variyetli ve zengin olduğunu, davalı-karşı davacının her şeye karıştığını, hiç bir yaptığı işi beğenmediğini, müvekkili insan içine çıkarmadığını ve hapis ettiğini, alışverişi yasakladığını, cinsel anlamda görevlerini yerine getirmediğini, davalı-karşı davacının epilepsi nöbetleri geçirdiğini, bu rahatsızlığını müvekkilinden sakladığını, davalı-karşı davacının, müvekkilini evde temizlikçi olarak gördüğünü, müvekkilini akraba ziyaretlerine göndermediğini, davalı-karşı davacının temizliğine dikkat etmediğini, müvekkili sürekli aşağıladığını küçük düşürdüğünü, hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, davalı-karşı davacının sık sık şehir dışına gittiğini, giderken de haber vermediğini, davalı ile müvekkilinin evlenmeden önce evlenme protokolü imzaladıklarını ancak davalının bu vaadini yerine getirmediğini, belirterek davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 7.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müvekkilim lehine 600.000,00 TL maddî, 800.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı - karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; dosyaya eklenen evlilik protokolünün hukuken hiç bir geçerliliğinin bulunmadığını, davacı-karşı davalının gerçek bir evlilik birlikteliği kurmaktan öte, müvekkilinin mal varlığından faydalanmak saiki ile müvekkili ile evlendiğini, asıl amacının evlendikten sonra boşanmak ve müvekkilinin malvarlığından istifade etmek olduğunu, davacı-karşı davalının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, kadının müvekkiline ev ve araç alması konusunda baskı ve şantajda bulunduğunu, ortak haneyi bir çok kere terk ederek ailesinin yanına Kayseriye gittiğini, kadının cinsel anlamda rahatsızlığının bulunduğunu, evlenmeden önce bunu müvekkilinden sakladığını, mahrem konuları kızı ile paylaştığını, sürekli yeme içme, tatile gitme seyahat etme, tatile gitme gibi taleplerinin bulunduğunu, pandemi sürecinde bile yasaklara uymadığını belirterek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, müvekkili lehine 5.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin kadının, ailesiyle görüşmesini kısıtladığı, kadını özel ve önemli günlerde yalnız bıraktığı, evin ihtiyacı olan şeyleri almadığı, kadına karşı "asgari ücretle ağzın kokuyordu, seni ben adam ettim, sen böyle bir ev gördün mü, sen dik bile duramıyorsun, sırtında kambur var", "... olmasa sana neler yapardım, "sen bana muhtaçsın, seni birini tutup kaşıttıracağım, bana bir kadın gösterdiler, ben de beğendim ama sen hala varsın diye çok da bakmadım, senin iç çamaşırlarını o kadına giydireceğim", "senin avizen var mıydı, sen şunu evinde yedin mi, böyle evin var mıydı" şeklinde konuştuğu, haber vermeden il dışına çıkarak ve bir kaç gün gelmediği, kişisel temizliğine dikkat etmediği, kadının evde yaptığı ev işlerine karıştığı, kadının yiyecek olarak istediği şeyleri almadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu; erkeğin boşanma davasının incelenmesinde ise; dosya kapsamında, kadın vekili delil dilekçesinin ekinde, taraflar arasında geçen bir kısım mesaj içeriklerini dosyaya sunduğu mesaj içeriklerinden, bu konuşmaların taraflar ayrı yaşamaya başladıktan sonra olduğu, erkeğin konuşma içeriklerine bakıldığında, bu mesajlarda erkeğin, eşini sevdiğinden bahsettiği, yine eşiyle yeniden bir araya gelmek istediğini, eşinin geri dönmesini istediğini anlatan ifadeler de kullandığı, dolayısıyla erkeğin, dava dilekçesinde geçimsizlik sebebi olarak belirttiği hususları affetmiş olduğu, affedilen hususların ise artık geçimsizlik sebebi olarak ileri sürülemeyeceği, kadının kusursuz olduğu gerekçesiyle erkeğin davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, kadın için aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasına, tek seferde ve toplu ödenmek üzere 50.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin gelir durumu nazara alındığında hükmedilen nafaka ve tazminatların düşük olduğunu, sunulan ses kayıtlarında davalının müvekkiline söylediği cinsel içerikli sapkın sözler bulunduğunu, müvekkili lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının tanığı ...'ı ikinci tanık listesi ile bildirildiği halde dinlendiğini ve beyanının hükme esas alındığı, kadının boşanmadaki kusurlarının yok sayıldığı, barışma teklifinin af sayılamayacağının gözetilmediğini, kadının kusurları göz önünde bulundurularak tazminat ve nafaka değerlendirilmesi yapılması gerektiğini, erkeğin tam kusurlu sayılmasının hatalı olduğunu erkeğin talimat ile dinlenen tanık beyanlarının dikkate alınmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminatların yüksek olduğu, karşı davanın kabulü gerektiğini belirterek kusur belirlemesi, reddedilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında gösterilen gerekçeler ile kusura ilişkin yapılan değerlendirmede asıl davanın kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmesinde, kadın için tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminata hükmedilmesinde isabetsizlik olmadığı ancak tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde hükmedilen nafakaların miktarı ile tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, kadın için hükmedilen tazminatların düşük olduğu; yine kadının ön inceleme duruşmasından önce sunduğu 19.11.2021 tarihli delil dilekçesi ile tanıklarını bildirdiği, bu tanıklar dışında başka tanık göstermeyeceğine ilişkin açıklamasının bulunmadığı, 22.12.2021 tarihli ön inceleme duruşmasında Mahkeme kadın vekiline tanık isim ve adreslerini bildirmesi için süre verilmesi üzerine, kadın vekilinin 04.01.2022 tarihli dilekçe ile ...'ı tanık olarak bildirdiği, kadın vekilince ön inceleme duruşmasından sonra süresi içerisinde delil listesiyle tanık ...'ın ismini bildirdiğinden bu liste ikinci tanık listesi olarak kabul edilmeyeceği, İlk Derece Mahkemesince tanık ...'ın dinlenilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle kadının istinaf başvurusunun nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın için dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 3.000,00 TL tedbir nafakası ile toplu olarak ve tek seferde ödenmek üzere 70.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük olduğunu belirterek nafaka ve tazminat miktarları yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kusur belirlemesi, reddedilen davası, nafaka ve tazminatlar yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin davasının da kabulünün gerekip gerekmediği, kadın yararına hükmedilen nafakalar ve tazminatlar noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.