Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8322 E. 2024/4933 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında mal rejiminin tasfiyesi kapsamında katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı taleplerine ilişkin yerel mahkeme kararının temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay'ın bozma kararı sonrası verilen yeni karara karşı yapılan temyiz incelemesi.

Gerekçe ve Sonuç: Yerel mahkemenin Yargıtay'ın bozma kararına uygun olarak hüküm kurduğu, usuli kazanılmış hakların gözetildiği, bozma dışı kesinleşen hususlara ve karşı taraf lehine oluşan kazanılmış haklara müdahale edilemeyeceği, ayrıca ödenen miktarların icranın iadesi yoluyla talep edilebileceği değerlendirilerek temyiz isteminin reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2022/250 E., 2023/255 K.

HÜKÜM/KARAR : Kısmen kabul kısmen ret ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.

İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davaların kısmen kabulüne kısmen reddine ve kısmen karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

Adli yardım, temyiz yoluna başvuru sırasında talep edilmekle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 336 ncı maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, adli yardım talebini inceleme görevi Yargıtaya aittir.

Adli yardım, 6100 sayılı Kanun’un 334 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan maddelere göre gerçek kişiler ile kamuya yararlı dernek ve vakıfların yararlanabileceği adli yardımın şartları, ödeme gücünden yoksun olma ve talebin açıkça dayanaktan yoksun olmamasıdır. Adli yardım talebinde bulunan gerçek kişi veya tüzel kişinin yargılama giderlerini karşılayabilecek durumda olmadığını gösteren mali durumuna ilişkin belgeleri de mahkemeye ibraz etmesi gerekir. Adli yardım talebinde bulunanın ödeme gücünden yoksun olup olmadığı, bu belgeler incelenerek belirlenecektir.

Bu açıklamalar ışığında adli yardım talebinde bulunan davalı-davacının, kendisi ve ailesinin geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin gereken temyiz yoluna başvuru giderlerini kısmen veya tamamen ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşıldığından, adli yardım talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.

İlk Derece Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin evlendikleri tarihten Türkiye'ye geldikleri tarihe kadar Bulgaristan'da tarlada tütün işi yaptığını, tarafların 1989 yılında Türkiye'ye geldiklerini, 15.07.1989-31.12.1989 tarihleri arasında davalı-davacı ile birlikte tavuk çiftliğinde çalıştıklarını, 01.01.1990-18.04.1993 tarihleri arasında davalı-davacı ile kapıcılık yaparak geçimlerini sağladıklarını, müvekkilinin kapıcılık yaptıkları dönemde apartman sakinlerine ev temizliğine giderek ek gelir elde ettiğini, davalı-davacının 18.04.1993 tarihinde bir firmada çalışmaya başladığını, akabinde müvekkilinin iş yerine yakın olan Darıca'da kira ödememek karşılığında bir evin bahçıvanlığını üstlendiğini, bahçe işinin olmadığı günlerde ev işlerine gitmeye devam ettiğini, müvekkilinin halen bu evin bahçe işlerini görmek üzere kira bedeli ödemeden oturmaya devam ettiğini, evlilik birliği içinde malların davalı-davacı adına satın aldığını, müvekkilinin malların edinilmesine katkısının bulunduğunu belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesiyle, müvekkilinin 01.01.2002 tarihinden önceki dönem için 5.000,00 TL katkı payı alacağının, 01.01.2002 tarihinden sonraki dönem için 125.000,00 TL katılma alacağının faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili cevaba cevap ve karşı davaya cevap dilekçesinde; karşı davanın reddini savunmuştur.

3. Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; davalı-davacı adına satın alınan 126 ada 11 parsel sayılı taşınmazın edinilmesinde müvekkilinin hayat sigortasındaki birikimleri olan 15.626,05 TL'nin kullanıldığını belirterek; değer artış payı alacağının belirlenerek alacağın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

4. Davacı-davalı kadın vekili 20.10.2016 tarihli dilekçesinde; 126 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden değer artış payı alacağını 19.311,48 TL, katılma alacağını 79.944,26 TL olmak üzere tasfiye konusu tüm mallar yönünden katılma alacağını toplam 207.943,69 TL'ye yükseltmiştir.

5. Davacı-davalı kadın vekili 20.04.2023 tarihli dilekçesinde; 126 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden değer artış payı alacağını 156.985,55 TL, katılma alacağını 549.407,22 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; davanın reddini savunmuş; davacı-davalının adına olan bireysel emeklilik sistemindeki para yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile, belirlenecek katılma alacağının faizi ile birlikte tahsilini ve alacakların takas edilmesini talep ve dava etmiştir.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; taşınmazın edinilmesinde hayat sigortasındaki birikimlerin kullanılmadığın belirterek; birleşen davanın reddini savunmuştur.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 17.04.2017 tarih ve 2012/943 Esas, 2017/365 Karar sayılı kararı ile, 126 ada 11 parsel sayılı taşınmazın inşaat aşamasında 60.000,00 TL'ye alındığı, taşınmazın edinilmesinde davacı-davalı kadının 15.626,05 TL hayat sigortasındaki birikimlerinin kullanıldığı, davacı-davalının işbu taşınmazdan dolayı 19.311,48 TL değer artış payı alacağı, 24.482,16 TL katılma alacağı olduğu; 265 ada 9 parsel sayılı taşınmazın üçüncü kişi adına kayıtlı olduğundan davacı-davalının işbu taşınmaz yönünden alacağının varlığının kabul edilmediği; ... plakalı araç yönünden davacı-davalının 1/2 oranında katkısının olduğu;185 ada 4 parsel sayılı taşınmazın edinilmiş mal olduğu, davacı-davalının işbu taşınmaz yönünde 149.520,00 TL katılma alacağı olduğu; davalı-davacı adına sandıktaki birikimlerin tasfiyeye dahil edilmediği; davacı-davalı adına bireysel emeklilik sisteminde bulunan para yönünden de davalı-davacının 8.968,88 TL katılma alacağının bulunduğu gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile, davacı-davalının 174.002,16 TL katılma alacağının bulunduğunun tespitine, 6.200,00 TL katkı payı alacağının 5.000,00 TL'sinin dava tarihinden, 1.200,00 TL'sinin ıslah tarihi olan 21.10.2016 tarihinden işleyecek yasal faizi ile tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; karşı davanın kabulü ile, davalı-davacının 8.968,88 TL katılma alacağının bulunduğunun tespitine; sonuç olarak katılma alacaklarının takas- mahsubu ile 165.033,28 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-davacıdan tahsiline; birleşen davanın kabulü ile, 19.311,48 TL değer artış payı alacağının 7.813,00 TL'sinin dava tarihinden, 11.498,48 TL'sinin ıslah tarihi olan 21.10.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 27.12.2019 tarih ve 2019/334 Esas, 2019/2103 Karar sayılı kararı ile, başvuruların ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili ve katılma yoluyla davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Bölge Adliye Mahkemesince 07.07.2021 tarihli ek karar ile, davalı-davacı erkek vekilinin katılma yoluyla temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.

3. Dairemizin 22.06.2022 tarih ve 2021/8501 Esas, 2022/6172 Karar sayılı kararı ile, asıl ve birleşen davada tasfiye konusu 126 ada 11 parsel sayılı taşınmaz evlilik birliği içinde 2008 yılında edinildiği, Mahkemece taşınmazın 60.000,00 TL bedelle edinildiği kabul edilerek değer artış payı ve katılma alacağı hesaplanmış ise de, dosya kapsamında dinlenen davalı-davacı erkeğin tanığı İdris K.’nin taşınmazın 125.000,00 TL bedelle alındığına yönelik beyanı ve davacı-davalı kadının buna itirazı da bulunmamasına göre, taşınmazın edinim değerinin 125.000,00 TL olduğu kabul edilerek hesaplama yapılması gerektiği belirtilerek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, davacı-davalı kadın vekilinin bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddiyle bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise onanmasına, davacı-davalı kadının karşı davaya yönelik temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar verilmiştir.

B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

1. İlk Derece Adliye Mahkemesince 19.07.2022 tarihli kısmi kesinleşme şerhi ile, 17.04.2017 tarihli kararın 265 ada 9 parsel sayılı taşınmazda davacı-davalının alacağının bulunmaması, davacı-davalının 6.200,00 TL katkı payı alacağı ve davalı-davacının 8.968,88 TL katılma alacağına ilişkin kısmının 22.06.022 tarihinde kesinleştiği tasdik edilmiştir.

2. İlk Derece Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, Yargıtay kararı ile bozma kapsamı dışında kalan yönlerden kararın onanmasına karar verildiği, asıl davada 265 ada 9 parsel sayılı taşınmaz ile 34 VZ 2380 plakalı araç yönünden davacı-davalının katkı payı alacağı talebine, 185 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden davacı-davalının katılma alacağı ile katkı payı alacağı talebine ve kadına ait BES birikimlerine ilişkin davalı-davacının katılma alacağı talebine ilişkin Mahkemenin bozma öncesi verilen 17.04.2017 tarihli kararı kesinleşmiş olduğundan bu yönlerden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği; tasfiye konusu 126 ada 11 parsel sayılı taşınmazın karara en yakın tarih itibarıyla güncel değerinin 1.255.800,00 TL belirlendiği, bozma ilamında belirtildiği üzere taşınmazın edinme değerinin 125.000,00 TL olduğu ve davacı-davalının 15.626,05 TL katkı sağladığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya göre davacı-davalının 549.407,22 TL katılma alacağı, 156.985,55 TL değer artış payı alacağı olduğunun hesaplandığı, alınan bilirkişi raporlarının kanuna, dosya kapsamına uygun ve denetlenebilir mahiyette olduğundan hükme esas alındığı; değer artış payı ve katılma alacağının karara en yakın tarih itibarıyla sürüm değeri üzerinden hesaplanması gerektiği, önceki karar nedeniyle yapılan ödemelerin hükmün icrası safhasında dikkate alınması gerektiği; asıl davada cevaba cevap dilekçesi ile birleşen davada ise dava dilekçesi ile davanın ve birleşen davanın belirsiz alacak davası olarak açıldığının açıkça belirtiltiği, belirsiz alacak davasında bir kez ıslah bir kez de talep arttırımı yapılmasının usulen mümkün olduğundan 25.04.2023 tarihli dilekçedeki talep miktarının gözetilerek karar verildiği gerekçesiyle; asıl davanın kısmen kabulü ile, 126 ada 11 parsel sayılı taşınmaz yönünden 549.407,22 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsilini, faizin başlangıç tarihi yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine ve ''265 ada 9 parsel sayılı taşınmaz yönünden katkı payı alacağı talebinin reddine, 34 VZ 2380 plakalı araç yönünden 6.200,00 TL katkı payı alacağı talebinin kabulüne, 185 ada 4 parsel sayılı taşınmaz yönünden 149.520,00 TL katılma alacağı talebinin kabulü ile, katkı payı alacağı talebinin reddine" ilişkin 17.04.2017 tarihli karar onanarak kesinleşmiş olduğundan bu hususlarda yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; karşı davanın kabulüne yönelik kararın kesinleştiğinden bu hususta yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına; birleşen davanın kabulü ile, faizin başlangıç tarihi yönünden davacı-davalı lehine oluşan usuli kazanılmış hak gözetilerek 156.958,55 TL değer artış payı alacağının 7.813,00 TL'sinin dava tarihi olan 21.06.2012 tarihinden, 11.498,48 TL'sinin ıslah tarihi olan 21.10.2016 tarihinden, 137.647,07 TL'sinin de karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, faizin başlangıç tarihine yönünden fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepler

Davalı-davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; ilk kararın yerinde olduğunu, taşınmazın kaba inşaat halinde iken 60.000,00 TL'ye alındığını, boşanma dava tarihinden sonra taşınmaz için 65.000,00 TL daha ödendiğini, taşınmazın güncel değerine göre alacağın hesaplanması gerektiğine yönelik bozma yapılmadığını, müvekkilinin ilk karardan sonra davacı-davalıya o günkü dolar kuruna göre 76.000,00 Dolar değerinde ödeme yaptığını, bu hususun ve yüksek enflasyon şartlarının göz ardı edildiğini, müvekkilinin emekli olduğunu, başkaca geliri olmadığını, sahip olduğu bir ev olduğunu, uzun yargılama nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, usuli kazanılmış hak, alacağın belirlenmesinde tasfiye konusu malın hangi tarihteki değerinin esas alınması gerektiği, bozmaya uygun hesaplama yapılıp yapılmadığı, icranın iadesi noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 26 ıncı maddesi, 33 üncü maddesi, 107 inci maddesi, 141 inci maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu'nun (2004 sayılı Kanun) 40 ıncı maddesi; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 09.05.1960 tarih ve 1960/21 Esas, 1960/9 Karar sayılı kararı.

3. Değerlendirme

1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı, özellikle ödenen miktarın 2004 sayılı Kanun'un 40 ıncı maddesi uyarınca iadesinin mümkün olduğu anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davalı-davacı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,27.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.