Logo

2. Hukuk Dairesi2023/8332 E. 2024/6854 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında açılan boşanma davasında kusurun belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, delillere, uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılama ve ispat kurallarına ve kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olduğu değerlendirilerek onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/1472 E., 2023/1484 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/1191 E., 2023/378 K.

Taraflar arasındaki boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı davalı erkek vekili tarafından ve davalı- davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile hükmün kaldırılmasına, esas hakkında hüküm tesisine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı- davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının asabi ve geçimsiz olduğunu, kadının hamile olduğunu, bebeği erkeğin rızası olmaksızın aldırmak istediğini, bu sebeple çıkan tartışma sonucu ortak konutu terk ettiğini, 04.12.2020 tarihinde bebek için barıştıklarını, kadının sahte facebook hesapları üzerinden erkeğe masaj gönderip delil oluşturmaya çalıştığını, kadının kapının kilidini değiştirdiğini, hakaret ettiğini, tartışma esnasında ekmek bıçağını savurduğunu, kuzeninin parmağını kestiğini, bıçakla karnındaki bebeği öldüreceğini iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davacı- davalı vekili birleşen dosya cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının sahte hesaplardan erkeğe mesaj attığını , kötü niyetli olduğunu, nafaka alabilmek için bir işte çalışmadığını savunarak davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, 250.000,00 TL maddî tazminat ile 250.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Dava dilekçesi davalı davacı kadına 19.12.2020 tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı davacı kadın süresinden sonra 05.01.2022 tarihinde beyanda bulunmuştur.

2.Davalı davacı vekili birleşen dosya dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin ortak çocukla ilgilenmediğini iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, aylık 1.500,00 TL tedbir iştirak nafakasına, aylık 1.500,00 TL tedbir yoksulluk nafakasına, nafakaların takip eden yıllar için üfe oranında artırılmasına, 250.000,00 TL maddî tazminat ile 250.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının taraflar arsında geçen son olayda küfür ettiği ve davacı- davalının kuzenini yaraladığı, erkeğin son tartışmada şiddet uyguladığı, bu olay nedeni ile taraflar arasında görülen Kayseri 14. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/154 Esas sayılı dosyasında erkeğin eşe karşı yaralama suçunu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiği, erkeğin çocuğa karşı ilgisiz davrandığı ve ayrılık sürecinde görmeye gitmediği bu şekilde tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, evliliğin devamında taraflar ve toplum yararına korunmaya değer bir menfaatin kalmadığı, evlilik birliğinin sona ermesinde erkeğin ağır kusurlu olduğu, kadının ise az kusurlu olduğu, tarafların sosyal ekonomik durumları, kusur dereceleri, ayrılık sürecinde ortak çocuğun annesiyle kalması, çocuğun yaşı, alınan sosyal inceleme raporundaki tespitlere göre velâyetin annesine verilmesine karar verildiği gerekçesi ile asıl davanın ve birleşen davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesi, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, aylık 850,00 TL tedbir ve iştirak nafakasının erketen alınarak kadına verilmesine, aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, 25.000,00 TL maddî tazminat ile 25.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir .

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına süresinde davacı- davalı erkek vekili ve davalı davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı- davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının kabul edilen davası, velâyet düzenlemesi, kadın lehine hükmedilen nafaka ile maddî ve manevî tazminatlar ile reddedilen maddî tazminat ve manevî tazminat talepleri bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle: kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, hükmedilen nafakalar ile maddî ve manevî tazminatların miktarı bakımından kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin 6100 sayılı kanunu'na uygun olarak yerine getirildiği, kusurlu vakıaların belirlenmesinde, nafaka ve tazminat miktarlarının belirlenmesinde hata yapıldığı, erkeğin eşine şiddet uyguladığı, çocuğa karşı ilgisiz davrandığı ve ayrılık sürecinde görmeye bile gitmediği, kadının ise eşine hakaret ettiği bıçağı eline alarak kendisine zarar vermekle tehdit ettiği, taraflar arasındaki evlilik birliğinin tarafların bu kusurlu davranışları ile temelden sarsıldığı, yeniden bir araya gelemeyecek şekilde ayrıldıkları, erkeğe tehdit vakıasının da yüklenmesi gerekli ise de kadının bu yönde bir istinafının bulunmadığı, tarafların kusurlu davranışlarının birbiri ile kıyaslanması sonucunda gerçekleşme şekli, bir birine sabebiyet vermesi ve olayların akışı gereği erkeğin ağır kusurlu kadının ise hafif kusurlu olduğu İlk Derece Mahkemesince kusur derecelerinin doğru belirlendiği, taraflara yüklenen kusurlu vakıa ve derecesine göre hir iki boşanma davasının da kabulüne karar verilmesinde bir hata bulunmadığı, tedbir nafakasına hükmedilmesinde, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gereği hükmedilen tedbir nafakalarının miktarlarında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, davacı kadının ve çocuğun zorunlu ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi gereği, hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakalarının miktarının az olduğu, maddî ve manevî tazminat miktarlarının düşük belirlendiği gerekçesi ile kadının ve erkeğin kusur belirlemesi, kadının yoksulluk nafakası, iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm tesis etmek suretiyle kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın ile çocuk için aylık 1.000,00 TL iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına ödenmesine, nafakalara her yıl TÜFE oranında artırım uygulanmasına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin ve kadının sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı- davalı erkek vekili temyiz başvurusunda özetle; kabul edilen birleşen dava, velâyet, kusur belirlemesi, maddî tazminat, manevî tazminat, tedbir nafakası, yoksulluk nafakası ve miktarı bakımından kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bulunan geçimsizlikte kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü, kadın lehine maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarları ile velâyetin anneye verilmesinin yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası,174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 175 inci ve 336 ncı maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

03.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.