"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2023/144 E., 2023/1039 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 8. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/952 E., 2022/738 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının davacı ile ilgilenmediğini, davalının barlara ve pavyona gittiğini, aile sırlarını dışarıya anlattığını ve davacıyı boşayacağını söylediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, davacı hastanedeyken davalının gelmediği ve ilgilenmediği, geceleri ortak eve gelmemeye başladığını, davacıyı çevreye kötülediğini, davalının sürekli yalan söylediğini, sürekli alkol aldığını, davalının davacıyı sürekli evden kovduğunu, ortak eve gelmelerini istemediğini, davalının davacıya söz hakkı vermediğini, davalının ailesinin evliliğe müdahale ettiğini, davacıya kendisine zarar vereceğini söyleyerek psikolojik şiddet uyguladığını belirterek davanın kabulüne tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, çocuk lehine aylık 10.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın lehine ise aylık 5.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile 500.000,00TL maddî, 750.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının kadınlık görevini yerine getirmediğini, davacının küçük düşürücü sözler söylediğini, aşağıladığını, aile sırlarını üçüncü kişilerle paylaştığını, davacının sürekli her hareketine şüphe ile yaklaştığını belirterek karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminat hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı-davacı erkeğin sürekli alkol kullandığı, başka kadınlarla sadakat yükümlüğüne aykırı davranışları olduğu, bara pavyona giderek güven sarsıcı hareketlerde bulunduğu, davacıyı ve ortak çocuğu evde istemediği, davalının ortak eve gelmediği, yalanlar söylediği, karşı davada ise dinlenen tanığın beyanlarının soyut olması nedeni ile beyanlarına itibar edilemeyeceği anlaşılmakla davalı erkekten kaynaklanan tam kusurlu hareketler nedeni ile evlilik birliği temelinden sarsılarak çekilmez hal aldığından davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuk lehine aylık 2.000,00 TL iştirak nafakasına, kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği belirtilerek yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın lehine 35.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davalı-karşı davacı tanık delilline dayanmaması ve tanık dinlenmesine muvafakat etmedikleri halde, davalı-karşı davacının tanıklarının dinlenmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu, belirterek tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir-iştirak nafakası ve müvekkili lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden, istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; davacı-karşı davalının tanık listesini süresinden sonra bildirmesine rağmen tanıklarının dinlendiğini belirterek asıl davanın kabulü ve fer'îleri, karşı davanın reddi yönünden, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, talebi doğrultusunda karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, erkeğin gerçekleşen kusurlu davranışları sebebiyle, davacı bakımından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı; belirlenen ve gerçekleşen kusurlar ile tarafların ekonomik durumları, kusurun niteliği, hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu; velâyeti kendisinde olmayan ortak çocuğun ihtiyaçları, günün ekonomik koşulları birlikte değerlendirildiğinde çocuk yararına hükmedilen iştirak nafaka miktarlarının az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince davacı-davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle çocuk yararına aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata; davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadın vekilinin diğer itirazlarına konu istinaf başvurusunun 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davalı-karşı davacı tanık delilline dayanmaması ve tanık dinlenmesine muvafakat etmedikleri halde, davalı-karşı davacının tanıklarının dinlenmesinin usule ve yasaya aykırı olduğu, belirterek tazminat miktarları, yoksulluk nafakasının reddi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir-iştirak nafakası ve müvekkili lehine hükmedilen tedbir nafakasının miktarı yönünden, temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davacı-karşı davalının tanık listesini süresinden sonra bildirmesine rağmen tanıklarının dinlendiğini belirterek asıl davanın kabulü, tazminatlar, vekâlet ücreti, karşı davanın reddi yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ve erkeğin davasının reddinin şartlarının olup olmadığı, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarları ve iştirak nafakasının hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun olup olmadığı, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmemesinin hukuka uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci ve 330 uncu maddeleri 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 nci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davalı-karşı davacı erkeğin tüm, davacı-karşı davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, kişilik haklarına yapılan saldırının ağırlığı, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı-karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri dikkate alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının maddî ve manevî tazminatların miktarları ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası yönünden davacı-davalı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı-davacı erkeğin tüm, davacı-davalı kadının diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ye geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,24.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.