"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1989 E., 2022/2633 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ: Gaziantep 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/1095 E., 2021/858 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve birleşen velâyetin kaldırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, kadın lehine tedbir, yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata, ortak çocuğun anne ve babadan velâyetinin kaldırılmasına ve birleşen davanın konusuz kalması nedeniyle birleşen dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... kadın vekilince kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı, velâyetin kaldırılması kararı, birleşen dava yönünden lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Kanun'un öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen kararda birleşen davada lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti ile aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönünden ... kadın istinaf yoluna başvurulmamıştır. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan ... kadının temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle; ... kadının birleşen davada vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
... kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında dünya görüşlerinden davranış ve mizaç farklılıklarından kültürel ekonomik uyuşmazlıklardan kaynaklanan sorunlar oluştuğunu, fiziksel ve psikolojik şiddet gördüğünü, madde kullanan davalı eşin son zamanlarda bu durumu bağımlılık haline getirdiğini, kadının ... ...i ile ortak çocuğu alamadan kayın validesine bırakarak evi terk etmek zorunda kaldığını belirterek davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye bırakılmasına, ortak çocuk için 500,00 TL tedbir ve iştirak, kadın için 500,00 TL tedbir ve yoksulluk, 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; velâyeti istenilen küçüğün anne şefkatine ve sevgisine muhtaç yaşta olduğunu, annenin hiç bir şekilde kötü, kınanabilir bir bağımlığı, alışkanlığı, tutum ve davranışının bulunmadığını, velâyetin davacı tarafa verilmesini gerektirir hiç bir olumsuz durumu söz konusu olmadığını velirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı erkeğe dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup davalı erkek tarafından yasal süresinde cevap dilekçesi verilmemiştir.
2.Birleşen davada davacı ... vekili; ortak çocuğun dede ve babaanneye bağlı olduğunu, anneni çocuğunu onlara bırakmada sorun yaşamadığını, her konuda güvendiğini, ortak çocuğuyla görüşmelerine engel olmadıklarını, küçüğün mevcut durumunun değişmesinin gelişimi için yararına olmadığını, davalı annenin çocuğunu yetiştirme konusunda deneyimsiz ve ilgisiz olmasının çocuğun zararına olduğunu, müvekkilinin oğlu olan davalı baba ...'ın ise cezaevinde olduğunu, oğlu ile kişisel münasebeti sınırlı olarak kurduğunu, bu nedenlerle velâyetin davalı anne ve davalı baba üzerinden kaldırılmasına ve müvekkilinin küçüğe vasi olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin uyuşturucu kullandığını ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu, kadının ev hanımı olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları oluştuğu gerekçesi ile asıl davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, anne ve babadan ortak çocuğun velâyetinin kaldırılmasına, velâyeti askıda kalan ortak çocuk için nöbetçi Gaziantep Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ihbarda bulunulmasına, birleşen dava yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf da istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili, hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı ile velâyet yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili; hükmün usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek davacı lehine hükmedilen tazminatlar ve nafaka kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre usul ve kanuna uygun olması gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
... kadın vekili, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek özetle, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakaların miktarı, velâyetin kaldırılması kararı, birleşen dava yönünden lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve nafakaların miktarı, ile velâyetin kaldırılması şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 176 ncı,182 nci, 327 nci, 328 inci, 330 uncu maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 370 inci ve 371 inci maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.4721 sayılı Kanun'un 336 ncı maddesi gereğince evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velâyeti birlikte kullanırlar. Ortak hayata son verilmiş veya ayrılık hali gerçekleşmişse hakim, velâyeti eşlerden birine verebilir. Sözü edilen yasal düzenlemeye göre velâyet hakkı münhasıran anne veya babaya tanınan bir hak olup evlat edinme hariç ana-baba dışında hiç kimseye tevdi olunamaz. Velâyet kamu düzenine ilişkindir. Velâyet düzenlemesinde asıl olan çocuğun menfaatidir ve bu düzenlemede ana ve baba ile çocuğun yararı çatıştığı takdirde, çocuğun yararına üstünlük tanınması gereklidir. Çocuğun menfaati gerektirdiğinde velâyet sahibi değiştirilebileceği gibi durum ve koşullara göre velâyet kaldırılarak çocuğa vasi de atanabilir (4721 sayılı Kanun 349 uncu maddesi). Bu durumda mahkemece yapılacak iş; çocuğun bedeni ve fikri gelişimi açısından velâyetin kaldırılması ve vasi atanması şartlarının bulunup, bulunmadığı konusunda tarafların ve ortak çocuğun yaşadıkları ortam ve sosyal çevre de görülmek suretiyle uzman görüşü alınarak delillerin birlikte değerlendirilip sonuca karar vermekten ibarettir. Somut olayda Mahkemece, ... kadının fiili ayrılık döneminde ortak çocuğun anne bakımına ihtiyacı olmasına rağmen küçüğü erkeğin ailesine bıraktığı, küçüğü erkeğin ailesine her konuda onlara güvendiği için bıraktığını beyan ettiği, küçüğün erkeğin ailesinin yanında kalmasına ve küçüğü görmesine engel herhangi bir problem olmamasına rağmen küçüğü uzun bir süre görmediği, ... kadının velâyet sorumluluğunu taşıyamayacağı, küçüğün mevcut ortamda bulunmasının küçüğün yararına ve psikososyal gelişimine faydalı olacağı, bu durumun sosyal inceleme raporları ile belirtildiği, davalı-davacı erkeğin de velâyet talebi olmadığı, velâyetin kaldırılması davasına ilişkin kabul beyanı dikkate alınarak davalı-davacı erkeğin de velâyet sorumluluğunu taşıyamayacağı gerekçesi ile anne ve babanın ortak çocuk üzerindeki velâyet haklarının kaldırılmasına karar verilmiştir. Dosya kapsamından, tarafların ortak çocuğu Bülent 04.06.2016 doğumlu olup dava tarihinde henüz 2 yaşındadır. Ortak çocuğun velâyet düzenlemesine ilişkin alınan sosyal inceleme raporundan sonra, gerek İlk Derece Mahkemesinin karar tarihi olan 18.11.2021 tarihine kadar, gerekse Dairemiz inceleme tarihine kadar aradan geçen süre zarfında ortak çocuğun idrak çağına ulaştığı görülmektedir. Diğer taraftan gelinen süreçte annenin ortak çocuğun velâyetini talep ettiği ve velâyet sorumluluğu anne tarafından yerine getirildiği iddiası da bulunmaktadır. Mahkemece, yeniden psikolog, pedagog ve sosyal çalışmacıdan oluşturulacak heyete inceleme yaptırılarak, ortak çocuğun fiilen bulunduğu yerin barınma ve yaşama koşullarını ve annenin iddialarını da değerlendirir içerikte sosyal inceleme raporu alınarak, idrak çağında olan çocuğun beyanı da alınmak sureti ile toplanılan tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek, sonucuna göre velâyet konusunda bir karar verilmek üzere hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı-davacı kadın vekilinin birleşen davada lehine hükmedilmeyen vekâlet ücreti ile aleyhine hükmedilen vekâlet ücretine ilişkin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı ile ortak çocuğun velâyetinin kaldırılması yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
3.İlk Derece Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı ile ortak çocuğun velâyetinin kaldırılması yönlerinden BOZULMASINA,
4.... kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, karardan bir örneğin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.